Altınordu, Türkiye'nin neresine giderse gitsin, sadece rakip takım taraftarlarını değil, futbol maçı izlemek, güzelliklerden nasibini almak isteyen futbolseverleri de stadlara koşturtuyor.
İster zirveye oynasın, ister tehlikeli bölgeden sıyrılmaya çabalasın, her takıma aynı futbolu sergiliyor. Çoğu kez kazanıyor ama, bazen de tecrübesizlikten kaybedebiliyor. Dün Bolu deplasmanında olduğu gibi...Sen binlerce seyircisi önünde Süper Lig mücadelesi veren Bolubeyi önünde 2-0 yenik duruma düş, moralsizliğe girmeyerek saldır, 2-2'yi yakala, her takımın harcı değil. Ama bu skoru yakaladıktan sonra hemen bir dakika sonra 3-2 yenik duruma düşmek, takımda orta sahada top çevirip zaman öldürmeyi bilememenin eseri. En az bir 5 dakika bu skor devam etseydi, Boluspor strese girebilir, Altınordu hatalarından yararlanarak puan veya puanları alabilirdi.
Hakem Süleyman Abay 60.dakikada daha önce sarı kartı bulunan ve yaptığı hareket ikinci sarı kartı gerektiren Özgür'e faulü verip kartını çıkarmayarak ev sahibi ekip lehine eyyamcılık yaptı.
Biz hakemlerin Altınordu'yu korumasını beklemiyoruz da, tamamı Türk oyuncularla mücadele eden bu gençler mangasının da hakkını versin istiyoruz. Bir de bu tip kritik maçlarda ilk golü atan her zaman avantaj kazanır. Eğer Abdülkadir maçın başlarında bomboş pozisyonda golü atabilseydi rakibini şaşırtabilirdi.
Hüseyin hoca, dün bekleneni veremeyen Abdülkadir yerine Üstün'ü çıkarırken hatalıydı. Boluspor, eski Fenerbahçeli Andre Santos, Amo Jansen ve dün yaptığı dubleyle 9.golüne imza atan Rydell Poepon gibi yabancıların sırtında yürüyor. Tabii Altınordu'nun Türk gençleriyle yola devam etme felsefesini alkışlıyoruz ama yabancıların da skora büyük etki yaptıkları bir gerçek. Yine de biz Altınordu ile gurur duyuyoruz...