Kahramanmaraş merkezli iki yıkıcı depremde şu gerçeği yaşadık ki, bunu görmezden gelirsek çok büyük hata yapmış oluruz. Depremler ve doğal afetler her daim yaşanabilir. Önemli olan bu tür afetlere karşı her alanda özellikle de sağlık alanında mutlaka devlet ve özel sağlık kuruluşları olarak sağlık alanlarını tam donanımlı hale getirmek.
Her türlü yıkıma, yangına, sele hele hele yıkıcı depremlere karşı mutlaka dayanıklı ve hazır olmaları gerekmektedir. Kahramanmaraş merkezli depremde şunu net bir şekilde gördük sağlık kuruluşları bina yapısı olarak sınıfta kaldı. Son yapılan Şehir Hastaneleri dimdik ayakta kalırken öncesinde yapılan hastane binalarının birçoğu ya yıkıldı ya da ciddi hasarlar alarak boşaltıldı. Peki hastanelerin yöneticileri bu güne kadar hiç mi yapılan uyarıları dikkate almadılar. Ya da başında bulundukları hastanelerin böylesi bir depremde nasıl etkileneceklerini hiç mi hesaba katmadılar.
Evet maalesef ki hiç önemsememişler.
Sadece yönetici olmak için bir takım kişi veya kişilerin vesilesi ile başhekim ve yönetici olarak mevki ve makam sahibi olmuşlar. Böylesi yıkım sonrası birkaç müteahhiti tutuklamakla yetineceğiz gibi.
BÜYÜK DÜŞÜNENLER YÖNETİR
Son yaşadığımız bu yıkıcı olayın ülkemiz insanına özellikle de büyük şehirleri yöneten mülki amirlere nasıl bir ders olacağını göreceğiz. Şu bir gerçek, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Özellikle de şehircilik kanunlarının sil baştan yazılması gerekli. Muhtarından belediye başkanına, kaymakamından valisine, başhekiminden sağlık müdürlüklerine kadar her kesimin ciddi sorumlulukları var ve bu sorumlulukların da kanunlarla altı doldurulmalı. Özellikle de büyük şehir yöneticilerinin birilerinin tavsiyesi ile değil yani "Adama Göre İş Değil, İşe Göre Adam" atanan veya bir kurumun başına gelen kişinin halka hizmeti hakka hizmet saymalı. Ciddi sorumlulukları, yükümlülükleri olmalı. Özellikle de sağlık alanında.
Bu depremde de gördük ki sağlık personeli ve sağlık çalışanları var gücü ile çalıştı fakat sağlık personeline çalışma ortamları yaratılması gerek. Bu tür yıkıcı deprem ve afet olaylarında sağlık alanları sahra çadırları ile yeterli olmuyor. Sahra çadırları ile ayaktan tedavi veya küçük müdahaleleri yapabilirsiniz, fakat afetlerde ciddi yaralanmalara yeterince müdahale edemezsiniz ya da yeterli olmaz. Sahra çadırlarında başta ısınma ve aydınlatma işi de başlı başına ciddi problem.
ŞEHİR HASTANELERİ LAZIM
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, afet bölgesinde yaklaşık 74 bin sağlık personeli ve diğer 47 bin personelle afet bölgelerine müdahale ettiklerini açıkladı. Sağlık Bakanlığının bölgedeki personel sayısı yaklaşık 140 bini buldu. Diğer bir ifadeyle yaklaşık olarak Bakanlığın ilgili her 8 personelinden biri afet bölgesinde görev aldı almaya da devam ediyor. Buna rağmen birçok ağır vakalar başka illere gönderildi.
Bu da şunu gösteriyor. Bu tür afetlerde sahra çadırları ile sorun çözülmüyor. Sadece geçici müdahaleler yapılabiliniyor.
Özellikle büyük illerde derhal hiç vakit kaybetmeden başta sağlık alanları elden geçirilmeli. Bayraklı Şehir Hastanesi en kısa sürede bitirilmeli. Bayraklı Şehir Hastanesi yeterli mi? Asla. Buna benzer hastaneler en kısa sürede devreye alınmalı.
Var olan hastaneler en kısa sürede ciddi gözden geçirilmeli. Bunun yanında eğitim kurumları hiç vakit kaybetmeden yenilenmeli.
Var olan okulların böylesi bir afette ayakta kalıp kalmayacağı tartışılır. Büyük şehirlerde yönetici vasfı taşıyan kesimlerin bir masa etrafında toplanma zamanı.
Sizden, bizden deme zamanı değil.