• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Neruda; Nerede? BİRKAN YÜKSEL

Neruda; Nerede?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25.03.2017, 00:00

Şiirsel gerçekçilik, Latin Amerika sanatının her hücresine sinmiş bir anlatım biçimi.
Edebiyatta Gabriel Garcia Marquez'den Paulo Coelho'ya çok sayıda yazarın eşsiz katkılarıyla, tüm dünyada bilinirliği, tanınırlığı artan bu yönelim, kıtanın sinema üretiminde de artık daha sık karşılık buluyor.
Bilinç akışları, bu bilinç akışlarının sıkça kesip biçerek takibi zorlaştırdığı bir kurgu, izleksizlik, tarihsizlik, zaman ve mekanın giderek belirsizleşerek kaybolmaya yaklaştığı bir yarı düş hali, bu akımın kısa bir özeti yerine geçebilir. Pablo Larrain, yeni nesil Latin Amerika sinemasının parlak isimlerinden biri. Coğrafyasında yaşananlara duyarlı, toplumsal/ tarihsel figürler ve gelişmelere ilgisi sürekli canlı bir yönetmen. Sinemasever nezdinde bilinirliğini, Şili'de faşist Pinochet rejimi gölgesinde gerçekleşen referanduma odaklanan 'No' adlı ilk filmiyle kazanmıştı.
Filmin, sert eleştirilerle birlikte, büyük beğeniyle de karşılanması ile klasik bir başarı hikayesi eşliğinde Hollywood'a transfer olup, Natalie Portman'ın devleştiği 'Jackie'yi kotardı.
Politik figürlerin damga vurduğu yakın tarih kesitini, kendine özgü düşsel kurgu ögeleriyle harmanlayan film, Larrain'in de yerini sağlamlaştırdı.

ŞİLİ; NEREDE?

'Neruda'da 'Marquezvari' bir sinemanın peşinden gitmeyi sürdürüyor Larrain. Önceki filmlerinde başlangıçlarına tanık olduğumuz biçimsel denemelerin, Neruda'da hikayenin tamamına hakim olduğu söylenebilir.
Klasik anlatının kalıplarını zorlama, kurguda ani kırılmalar, sekansların üst üste bindiği, filmden çok kaydedilmiş bir rüyayı andıran gayrı yoğun bir anlatı. Belki bu tür tanımlanmaya çalışılırken, gelecekte şu an için kabul edilemez gibi görünen bir sözcük işlev kazanacak; 'Tuhaf!' Bu tuhaflık, olumlu bir sinematogrofiye de neden olabilir, oluyor da.
Ancak Pablo Neruda özelinde bu denemenin tatsız yönleri daha dikkat çekici hale geliyor.
Tarihe damga vurmuş bir sanatçının hayatını, yirminci yüzyılın en önemli bazı toplumsal çalkantılarına ev sahibi olmuş yaralı bir coğrafyayı, gerçeklik duygusundan bu denli uzak bir yaklaşımla resmetmek, bana bir parça sorunlu gibi görünüyor.

HİKAYE; NEREDE?

Karla kaplı güney Şili stepleri, renklerin, seslerin birbirine geçtiği metropoller, politik söylevlere karışan uzun şiirler; herhangi anda duraklamayı onu deneyimlemeyi neredeyse imkansız kılıyor. Larrain, Neruda'yı bir karakterden daha çok, geniş bir zaman kesitine sirayet eden bir ruh olarak yeniden kuruyor.
Bunu yaparken, Pablo Neruda gibi anti faşist bir büyük sanatçının coğrafyaya içkin bir değer ve aşkın bir tavır olarak yüceltilmesi amacı güttüğünü düşünüyor, iyi niyetinden ve teknik becerisinden bir an şüpheye düşmüyorum. Fakat biçim, içeriği bu denli kuvvetle ezince, niyetlenen hedef ile birlikte Neruda'nın kendisi de geçen yüzyılın önemli bölümünü tiranlığa karşı direnerek geçirmiş bir ülkenin tarihi de nefes alamaz hale geliyor.
Larrain, her şeye rağmen güzel bir rüya gösteriyor bize. Ama ne yazık ki aynı derecede 'iyi' bir hikaye anlatmıyor 'Neruda'.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA