• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Okja BİRKAN YÜKSEL

Okja

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 22.07.2017, 00:00

Endüstriyel kapitalizm, geride bıraktığı aşamalarından daha çok boyutlu bir yıkım vaat ediyor insanlığa. Emeğin sınırsız sömürüsü ile birlikte, sosyal devletin giderek küçülmesi çalışan nüfusu boğuyor. Kar hırsı, geriye çevrilemez doğa katliamlarına, yaşam alanı tahribatlarına ve en nihayet küresel iklim felaketlerine yol açıyor. Bu durmak bilmez, alternatiflerini tartışmak adeta olanaksızlaşmış paradigma yalnız insan bedeni ve ruhunu değil, yeryüzündeki tüm canlıları artan bir yoğunlukla tehdit ediyor. Perdede artık daha sık karşılaştığımız ekolojik duyarlıklı yapımlar bu çerçevenin bir tezahürü olarak okunabilir. Netflix yapımı 'Okja' da tavrını küresel sermaye karşıtı bir pozisyondan kuran bir insan-hayvan dostluğu öyküsü.

ŞEYTANİ KÖTÜLÜK

Uluslararası dev bir şirketin, tamamen 'doğaya saygılı ve makul hedefler' doğrultusunda giriştiği süper domuz yetiştirme projesinin bir ürünü Okja adındaki sevimli dev yaratık. Dünyanın çeşitli bölgelerinde belirlenmiş çiftçilere emanet edilen dev domuzlardan biri. Şirin bir su aygırı ile çok iri bir köpeğin karışımına benzeyen Okja, yanına verildiği çiftçinin küçük yaştaki tonunu Mija ile birlikte büyüyor. Aralarındaki derin sevgi bağı ve dostluk, şirket insanlarının Okja'yı et endüstrisinin bir parçası olması için ABD'ye götürmeye gelmeleriyle sekteye uğruyor. Bu noktada şirketin zaten dünyanın geleceğiyle değil, bol miktarda et üretimiyle ilgilenen şeytani kötülüğü ile yüz yüze geliyoruz. Daha sonra Mija'nın Okja'yı kurtarmak için giriştiği yaşından büyük fedakarlıklara, hayvan hakları aktivistlerinden oluşan anarşist bir oluşumla yaptığı işbirliğine ve uzun yolculuğuna odaklanıyor film.

VAATKAR HİKAYE

Hikayenin Kore dağlarında geçen göreli kısa başlangıcı dışında kayda değer bir kıymet üretebildiğini söylemek zor. Yönetmen Joon-HoBong, masalsı bir atmosfer ve naif bir kahramanlık damarına yaslanmayı denerken, gerçeklik hissinden oldukça uzağa savrulup canım hikayesini ciddiye alınamaz hale getiriyor. Uluslararası şirket ve yöneticilerini sosyopatlık derecesinde kötü, kahramanlarımıza zarar vermek isteyen insanları aptallık derecesinde beceriksiz karakterlere teslim ederken, hikaye en taze dimağların hatta çocukların dahi güven duyamayacağı bir oluşlar zincirinde gevşiyor, potansiyel etki de tavır alınıp, taraf olunan değerlerin anlamı da önemli ölçüde aşınıyor. Film bu haliyle; 90'lı yıllardan akrabası sayabileceğimiz "Free Willy" serisinin dahi gerisine düşüyor.

Filmin vaatkar hikayesinin yanı sıra, zor bir araya gelir bir oyuncu kadrosuna da oluyor olan. Tilda Swinton, Jake Gyllenhaal ve Paul Dano'nun aşırı karikatürize tiplemeleri ve lüzumsuz ölçüde büyük oyunları, filmin temel kusurlarını daha da güçlü biçimde vurgulamaya yarıyor yalnız.
Bu naif deneme; iyi bir oyuncu grubunun, son derece iyi niyetlerin, keskin politik tavır alışların ve sevimli çocuk / sevimli hayvan gibi seyirciyi yürekten yakalaması kuvvetle muhtemel temaların, yalnız başlarına iyi bir filmle sonuçlanmak zorunda olmadığının bir kanıtı sayılabilir.
Ve evet, 'Okja'da yalnız bunlar var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA