• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Tüm bunlar Çin yüzünden mi? CAHİT SÖNMEZ

Tüm bunlar Çin yüzünden mi?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 28.08.2015, 00:00
Küresel piyasalar tersyüz oldu desek yeridir. Gelişmekte olan ülkelerin piyasalarındaki günlük aşırı kayıplara alışmıştık ama Amerika'nın ve Avrupa ülkelerinin daha derin ve etkin piyasalarındaki bu denli kayıp hepimizi şaşırttı. Stoxx 600 ve Nasdaq 100 endekslerinin sadece bir haftadaki düşüş oranı yüzde 10'ları aştı.
Böylesine keskin piyasa hareketlerinin, yani hisse senetleri aşırı değer yitirirken faiz ve doların fırlamasının sorumlusu Çin mi?
Önce Çin unsurunu kısaca hatırlayalım, ardından soruya yanıt arayalım...
Özellikle 90'ların ortalarından kısa süre öncesine kadar inanılmaz yükselen Çin ekonomisine acaba büyüteçle mi baktık? Hayır büyüteçle bakmadık. 2014 yılında Japonya'yı geçerek dünyanın ikinci büyük ekonomisi olması beklenirken onlar 3-4 yıl öncesinden bu dereceye ulaşmayı başarmışlardı. 17 trilyon dolarlık Amerikan ekonomisinin hemen peşinden geliyor Çin... 10 trilyon dolar ile... Projeksiyonlara göre 2030'da da bir aksilik olmazsa birinci sıraya yerleşecekler. Artık yerleşeceklerdi diyebiliriz son hezimetten sonra. Dünya ihracat pastasından yüzde 11 pay alıyorlar ve liderler... Son yılların büyüme ortalaması yüzde 10 sınırına yaklaşıyor. İşsizlik oranı düştü, tasarruf oranı neredeyse yüzde 50'lerde, cari fazlaları var.

SADECE DIŞ TALEP

Buraya kadar her şey güzel görünüyor. Ancak... Çin'in şöyle bir çıkmazı var; Büyümenin bileşenleri içinde dış talep yani net ihracat iç talebe nazaran oldukça ağırlıklı bir konuma sahip... Çünkü kişi başına düşen gelir yetersiz. O kadar ülke içinde üretim yapılmasına rağmen halka yansıması sınırlı kalıyor. Birincisi çok kalabalık nüfusu var, ikincisi üretimlerin büyük kısmı yabancı firmalarca yapılıyor ucuz işçilikten ve diğer ucuz girdilerden yararlanmak için. Bu yüzden gelir transferi de doğal olarak yüksek oluyor. Bir de tasarrufu seven bir toplum olduklarından tasarruf paradoksu devreye giriyor. Sonuçta dış talep ile büyüyebiliyor. Küresel durgunluk yüzünden Çin'e ihracat talebi az gelince Çin'in büyüme hızı da 7'ler civarına kadar indi. Bu yılın tahmini ise yüzde 6,8.
Durum böyle olunca hemen devalüasyon yoluyla ihracatı artırmak istediler ve dengeleri bozdular. Çin firmalarının akıbeti sorgulandığı için borsa Haziran zirvesinden yüzde 43 kayba kadar geldi.
Sadece Çin mi? Yanıtımıza gelelim...
Çin'in devalüasyon kartını sürmesi gelişmekte olan ülkeleri ihracat rekabetinde daha da zorluyor. Diğer taraftan gelişmekte olan piyasalar topluca değerlendirilip ona göre risk algısı yapıldığından, Çin'deki piyasa sarsıntısından diğer gelişmekte olan piyasalarda nasibini alıyorlar. Peki gelişmiş ülkelere ne oldu? Örneğin Çin Nasdaq'ı bu kadar etkileyebilir mi? Hayır... Tüm bunların sorumlusu sadece Çin değil... Aslında sadece Çin değil tüm ekonomiler çıkmazdalar. Büyüyemeyen, üretemeyen ekonomiler... 2008 sonrasında alınan popülist ve palyatif önlemlerle buraya kadar geldik. Piyasa aktörleri bunun farkında olduğu için oldukça tedirginler. FED'in ağzının içine bakıyorlar. Tatlı karları da kaçırmak istemiyorlar. Bu yüzden iniş çıkışlardan ortaya çıkan kaymaklı karları rahatça değil de, her an saldırıya uğrayacak geyik ürkekliği ile götürmeye çalışıyorlar. Sonuçta ortaya böylesine sert piyasa hareketleri çıkıyor.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA