• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Merkez Bankası faiz artırmak istemiyor CAHİT SÖNMEZ

Merkez Bankası faiz artırmak istemiyor

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 24.01.2017, 00:00

Bugün olağan ve kritik öneme sahip toplantısı var Merkez Bankasının...
Öğleden sonra ikide aldığı kararları öğreneceğiz. Kararı bilemiyoruz sadece tahmin edebiliyoruz ama niyetini çok iyi biliyoruz; faizleri yükseltmemek...
Bir taraftan enflasyon yükselirken diğer taraftan kur baskısı artmışken acaba niyeti doğrultusunda karar verebilir mi?
Teknik olarak mümkün mü?
Soruların yanıtlarını verelim sonra da kendi tahminimi paylaşayım sizlerle...
Kararı etkileyecek en önemli faktörler kurların ve enflasyonun artmasının nedenleri ve bu nedenlerin ne kadar daha etkisini koruyacağıdır. Eğer sürenin uzun olacağı tanısı koyarsa Merkez Bankası, bu durumda kaçınılmaz olarak faizleri olabilecek en az seviyede artırmak en rasyonel seçenek olur. Ancak nedenlerin geçici olacağını hesaplıyorsa, faiz silahını kullanmasına gerek kalmayabilir.

FİYATLARA GEÇİŞKENLİK

Bu ince ayar gerçekten hayati önem taşıyor. Çünkü kur artışlarının fiyatlara geçişkenliği yüksek olabiliyor. Özellikle bazı ürün grupları için. Geçişkenliğin iki temel kaynağı var; birincisi tüketim malları ithalatının fiyatlarının ikincisi üretimde kullanılan ithal ara mal ya da hammaddelerin fiyatlarının artması.
Tüketim mallarındaki yükseliş Tüketici Fiyat Endeksini, raf fiyatlarındaki değişim göstergesi olduğu için, aramal ve hammaddelerdeki yükselişte maliyetlere yukarı yönlü baskı oluşturduğundan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksini yukarı çekiyor.
Örneğin 1000 dolarlık bir ithal ürünün fiyatı kur 2,80 seviyesindeki iken 2 bin 800 TL'ye denk geliyor. Yurtdışı fiyatı halen 1000 dolar olan aynı ürün kur 3,80'e fırladığında 3 bin 800 TL fiyata ulaşıyor Türkiye'de... Tabi şu gerçeği de hatırlayalım. Fiyatı arttığı için talebi biraz geriliyor ve daha az ithal edilebiliyor. Yani dış açık açısından pozitif etkisi de söz konusu...
Birçok akademik çalışma var kurların fiyatlara geçişkenliği konusunda. Türkiye için yapılan ampirik çalışmalar şu bulgulara ulaşıyor; kur artışlarının en belirgin yansıması gıda grubu ürünleri üzerinde oluyor.
Hizmet grubunda ise etki sınırlı düzeyde kalıyor. Merkez Bankasının uzmanlarınca yapılmış bir çalışmada döviz kurundan enflasyona bir yıl sonundaki birikimli geçişin yüzde 15 civarında etki yarattığı görülüyor. Daha açık bir ifadeyle enflasyonun normal seviyenin yüzde 15 daha fazla yukarı çıkmasına neden oluyor. Basitçe örnekleştirirsek...
Yüzde 10 enflasyon oranı yerine yüzde 11,5'a yükseliyor.

DİĞER TEDBİRLERE BAŞVURULABİLİR

Peki ne yapılabilir? Bu durumda faizlerin artırılması mı gerekir? Hayır... Merkez Bankası, üretimde yerli katma değerin artırılmasının, dolarizasyonun baskılanmasının, döviz riskinin finansal istikrarı destekleyecek şekilde yönetilmesinin ve fiyat istikrarının ortak çaba ile kalıcı olarak sağlanmasının çözüm yolları olabileceğini düşünüyor.
Gelelim tahminimize...
İlginç noktayı son yazımda vurgulamıştım. Merkez Bankasının bankaları fonlarken uyguladığı faiz oranı ortalaması yüzde 9'lar civarına geldi ve faiz koridoru üst bandı olan yüzde 8,5'u aştı. Normal dışı kanal olan "Geç Likidite Penceresini" kullanınca bu ilginç resim çıktı karşımıza... Demek ki Merkez Bankasının da normal iki kanal için belirlediği yüzde 8 ve yüzde 8,5 oran yeterli kalmıyor.
Eğer kur ve enflasyon yükselişinin kısa süre içinde sonlanacağını tahmin ediyorsa faizleri aynı seviyede tutabilir.
Ya da döviz swabı ve diğer araçlarla idare edebilir düşüncesi ağır basabilir.
Politik bir yanıt olacak. Yüzde 50 olasılıkla 50 baz puan faiz koridoru üst bandında bir ayarlama gelebilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA