• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Faizler yüksek ama... CAHİT SÖNMEZ

Faizler yüksek ama...

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 23.06.2017, 00:00

Faiz ekonomide en fazla tartışılan konuların başında geliyor. Diğer temel ekonomik parametrelerle ilişkisi ve bu ilişkinin yönü bakış açısına göre farklı okunmaya çalışılabiliyor.
Örneğin faizlerin yüksek olmasının enflasyona neden olduğu ya da tam tersi enflasyonun yüksek olmasının faizleri yukarı ittiği sürekli tartışılabilir. Her ne kadar ekonomi normatif bilim dalı olsa da her farklı duruma göre bilimsel zeminde açıklanabilecek tek bir doğru oluyor. Diğer pozitif bilim dallarında olduğu gibi...
Merkez Bankasının elinde 3 farklı faiz aracı var. Birincisi politika faiz oranı... Buna istikrarlı fonlama oranı da diyoruz. Para otoritesi konumundaki Merkez Bankası normal koşullarda bankalara likiditeyi bu orandan veriyor. İkincisi borç verme faiz oranı...
Diğer tanımı marjinal fonlama oranı ve vadesi gecelik... Merkez Bankası fonlama oranını yüksek tutmak istediğinde likiditenin tamamını veya bir kısmını borç verme faiz oranından gerçekleştiriyor.

LİKİDİTENİN SON MERCİ

Üçüncüsü ise geç likidite penceresi...
Bu kanaldan saat 16'dan sonra likiditeye sıkışmış bankaları fonluyor. Aslında bankaları bir yerde likiditenin son merci (last resort) olarak cezalandırmış gibi oluyor. Madem likidite ihtiyacınız var ve bu saate kadar da temin edemediniz o halde ben size normalin üstünde orandan vereyim diyor. Hani eskiden taksilerde gece tarifesi vardı, gündüz tarifesinin üzerinde yazardı taksimetre...
Aynen öyle bir uygulama...
2001 krizi sonrası borç verme faiz oranı yüzde 70'lerde idi.
Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı çerçevesinde uygulanan para politikası ile 2006'nın ortalarında yüzde 16,25 kadar geriledi. Sonra hafif yükseliş yaptı ve 2008 küresel krizi ile yeniden düşüşe geçti ve 2013'de yüzde 7,75'e kadar indi. Aynı şekilde politika faiz oranı da yüzde 4,5 seviyesine geldi. 2013 sonlarında enflasyon oranı yüzde 7,6'larda olmasına rağmen, TL dolara kaçtığı için Merkez Bankası marjinal fonlama oranını yüzde 12'ye, istikrarlı fonlama oranını da yüzde 10'a çıkardı. Merkez Bankasının bu aksiyonu almasının amacı bankalarında kendisini takip ederek TL getirisini cazip hale getirerek dolara ikameyi engellemek...
Tabi şöyle bir gerçek de var; faiz aslında risk primidir. Eğer yatırımcının üstleneceğini düşündüğü riskin bedelini vermezseniz o para birimine yönelmek istemez.
Dolayısıyla ekonomik ve siyasi risklerin artması durumunda simetrik olarak risk primi yani faizlerde yükselir.

MERKEZİ İZLEMELİLER

Sonuçta Merkez Bankası'nın faizleri enflasyonu aşağı çekebilmek ve kurlar üzerindeki basıncı düşürmek amacıyla geç likidite penceresi kanalıyla yükseltmesi doğal olarak bankaları da benzer patikaya çekiyor. Tersi olsaydı, bankalar Merkez Bankasını takip etmeseydi, işte o zaman Merkez Bankası'nın para politikası etkinliği zayıflardı ve hedeflerine ulaşamazdı.
Her şeye rağmen faizlerin yüksek seviyelerde olması ekonomiye zarar veriyor. Üreticiler finansman maliyeti arttığından yatırım yapmaktan imtina ediyorlar.
Aynı şekilde hanehalkı da tüketimlerini ötelemeyi yeğliyor.
Hazine de daha yüksek maliyetle kamu açıklarını finanse edebiliyor.
Yüksek faiz bankalarında işine gelmiyor. Çünkü faizler arttıkça aktiflerindeki tahvillerin değeri düşüyor. Aktif pasif yönetimi zorlaştığı gibi durasyon boşluğu da oluşuyor. Umarız enflasyon geriler ve FED belirsizliği azalır da yüksek faizlerden kurtuluruz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA