Önce FED, ardından Merkez Bankası dün yaptığı olağan toplantıda faizleri mevcut oranlarında korumayı tercih ettiler. Kararı açıkçası bekliyorduk.
Sürpriz olmadı. Faiz kararı veren FED bünyesindeki Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) Haziran ayında 25 baz puanlık bir artış yapmıştı federal fonlama oranında. Doğal olarak bu ayı pas geçti. Merkez Bankası'ndan da paralel bir adım geldi, politika faiz oranını yüzde 8'de sabit tuttu.
Önce FOMC kararından başlayalım...
Komite federal fonlama oranını yıl içince 2 kez yükselterek yüzde 1-1,25 aralığına çekmişti. Eğer öngörüsü doğrultusunda hareket ederse bu yıl sadece bir faiz artırımına daha gidecek ve büyük olasılıkla da yılı 1,25-1,50 aralığında kapayacak. Komitenin toplantı sonrasında yayımladığı kamuoyu açıklama metninden neden faiz oranını değiştirmediğini her zaman kullandığı gerekçeye dayandırdığını görüyoruz: Enflasyon oranı... Gıda ve enerji fiyatları enflasyon oranını FED'in tahmini olan yüzde 2'nin altında tutuyor.
Başkan Yellen, her ne kadar enflasyonu aşağı çeken faktörlerin geçici olduğunun ve bu yüzden beklentilerinden hızlı bir şekilde orta vadeli öngörülerine yaklaşacağının altını çizse de, piyasa aktörlerini inandıramıyor.
NORMALLEŞME YAKINDA!
enflasyon dışındaki faktörler aslında fena gitmiyor. Emek piyasası daha fazla istihdam yaratabiliyor.
Uzun aradan sonra işsizlik oranı yüzde 4,4 bile gördü. Yarı zamanlı çalışanların oranı toplam istihdam içinde geriledi. Ancak FED'in emek piyasası ile ilgili sorun ettiği konu o kadar istihdama rağmen gelirlerin tatminkar düzeylere gelememiş olması... Tabi gelirler istenildiği gibi artırılamayınca iç talebe yapacağı olumlu katkı da sınırlı kalıyor.
Komitenin toplantısından çıkacak kararı biliyorduk ama FED bilançosunun normalleşmesine yönelik uygulanacak aksiyon planıyla ilgili özellikle de zamanlamasıyla ilgili bir ipucu bekliyorduk.
Metnin son paragrafında göreceli olarak "yakın zamanda (relatively soon)" ibaresi kullanılmış.
Oysa Başkan Yellen, Kongreye yaptığı sunumda yıl içinde demişti. Küçük bir kafa karışıklığı var açıkçası. Göreceli olarak yakın zamanı, bilanço normalleşmesinin yıl içinde olmayacağı için kullanıldığı yorumu yapabileceğimiz gibi abartmadan çok uzakları işaret etmediği şeklinde de yorumlayabiliriz.
SIKI POLİTİKAYA DEVAM
Gelelim Merkez Bankası'na...
Merkez Bankası'ndan da beklediğimiz ve rasyonel diyebileceğimiz karar geldi: İstikrarlı fonlama, marjinal fonlama ve geç likidite faiz oranlarında bir değişikliğe gitmedi. En önemlisi sıkı para politikası duruşunun korunacağına vurgu yapması... Çünkü kurlar üzerindeki basınç devam ediyor.
Bu yüzden Merkez Bankası'nın fiyat istikrarı ana hedefine ulaşmak için enflasyon üzerindeki birikimli kur etkisini gözardı etmemesi gerekiyor.
Merkez Bankası da bunu düşünerek FED'in kısmen açtığı marjı değerlendirip, faiz indirimi ile hem iç talepte canlanma hem de firmaların yatırım iştahlarını artırma gibi popülist yolu tercih etmedi. Merkez Bankası da, Türkiye ekonomisinin faaliyet hızında toparlanma görüyor FED gibi. İç talebin kısmen momentum kazanmasına ve aynı zamanda AB ekonomilerinin toparlanması ile dış talebin de büyümeye katkı yaptığına vurgu yapıyor Merkez Bankası...
FED'in aynı noktada kalması, Merkez Bankası'nın ise sıkı para politikasına devam edecek olması doğal olarak TL'yi dolara tercih edilir kılacak. Aynı zamanda FED'in doları sıkmaması ile hisse senetlerine iştah da devam edecek.
Kısacası Ağustos ayı piyasa aktörleri açısından rahat geçecek gibi görünüyor.