Geçen hafta Merkez Bankası beklentilerin üzerinde faiz indirimi yaparak politika faiz oranını yüzde 19,75'den yüzde 16,50'ye çekti. FED de Salı ve Çarşamba toplantısını tamamladı ve kararını Türkiye saati ile Çarşamba günü saat 21'de açıkladı. FED de diğer merkez bankaları gibi faiz indirimine devam etti, beklendiği gibi 25 baz puan Federal Fonlama Oranını yüzde 1,75-2,00 aralığına çekti. Ardından, Başkan Powell'ın önceden programlanmış olan konuşmasından az da olsa sinyaller almaya çalıştık.
Bir süredir vurguluyoruz TCMB'nin faiz indirim süreci öncesinde önünde kabaca 700 baz puanlık bir marj vardı. Ancak Merkez Bankası yıl sonu itibarıyla manşet enflasyonun daha önceki öngörülerin altında kalacağı varsayımını yaptı ve sadece iki toplantıda 425 ve 325 oranlarında olmak üzere toplam 750 baz puanlık indirimi uygun buldu. Kalan iki toplantısında da halen önünde marjın kaldığı çağrışımını da yapmayı ihmal etmedi. Kısacası son Enflasyon Raporunda, yüzde 70 olasılıkla tahmin ettiği yüzde 14,70 düzeyindeki enflasyon oranını kuşkusuz aşağı doğru revize edecek.
İşte Merkez Bankası'nın bu öngörüsüne başta gelişmekte olan ülke tahvillerinin reel getirileri olmak kaydıyla birçok faktörü dikkate alarak hesaplayacağı Türkiye risk primini de eklediğimizde karşımıza yılsonu Politika Faiz Oranı çıkacak.
PETROL FİYATI ETKİLİ OLACAK
Ancak son yazımda da değindiğim gibi petrol krizi hesapların biraz değişmesine neden olabilir. Eğer petrol fiyatları yüzünden manşet enflasyonlar yeniden önceki öngörü patikalarına paralel hale gelirse gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülke merkez bankalarının faiz indirim aksiyonlarına gerek kalmaz.
Başta FED Başkanı, Trump'a rağmen toplamda 50 baz puanlık indirimi ile yetinmeyi yeğleyebilir. Dolayısıyla FED diğer merkez bankalarına referans olduğu için diğerleri de ister istemez hız kesebilirler.
Neyse kötü senaryoya bu aşamada fazla değinmeyelim. Umarız petrol krizi uzamadan ve ülke ekonomilerine maliyet yaratmadan çözümlenir. Yeniden Merkez Bankası'na dönersek... Merkez Bankası faiz indirim sürecine epey hızlı bir başlangıç yaptı diyebiliriz. Kurul enflasyon cephesindeki gelişmelerin pozitif yönde olduğuna ve devamının geleceğine inanıyor.
Çünkü yaş sebze başta olmak üzere, tüm işlenmemiş gıda grubu olumlu katkı yapıyor. Aynı zamanda kurların durağanlaşmasına bağlı olarak birikimli kur etkisinin zayıflamasının da, yani ithalat fiyatlarının da eşlik etmesiyle, enflasyonda belirgin bir düşüş oluyor. Bu arada güçlü baz etkisini de eklemeyi unutmayalım.
Tabi bu Merkez Bankası'nın görüşü...
Halkın alım gücü açısından fiyat hareketlerini hissetmeleri farklı olabiliyor.
Gelelim FED'e...
EKONOMİK KOŞULLAR YOK
Federal Açık Piyasa Komitesi Eylül toplantısını da 25 baz puanlık indirim ile kapatmış oldu. Şu an FED bankaları yüzde 1,75-2,00 aralığından fonlayacak.
Piyasalar bir yerde baskı kurmak amacıyla 50 baz puanlık indirimi fiyatladılar.
Zaten uzun süredir FED ile piyasaların faiz beklenti patikaları oldukça ayrışıyor.
Komite'nin son enflasyon tahmini yüzde 1,5 seviyesinde idi. Büyüme oranı ise bu yılsonu öngörüsünü revize etmemiş ve yüzde 2,1'lerde. Diğer temel parametrelerden işsizlik oranında bir sorun yok. Yüzde 3,7 ile tarihi düşük düzeylerini koruyor.
Büyük olasılıkla FED faiz indirimine gitmeyecek. Çünkü faiz indirmesini gerektiren ekonomik koşullar mevcut değil. Bir yerde önünde marj kalmadı. Jeopolitik riskleri ve küresel ekonomiyi takip edecek FED. Tabi Başkan Trump'ın baskılarını görmezden gelebilirse...