• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Kanun değişikliği ne getiriyor? CAHİT SÖNMEZ

Kanun değişikliği ne getiriyor?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 18.02.2020, 00:00

6 Şubat'ta TBMM Başkanlığı'na "Bankacılık Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair" kanun teklifi sunuldu. Geçen hafta değişikliklerin en ilgi çeken konusu olan kitle fonlamasına değinmiştim. Kanun değişiklik tasarısında diğer dikkat çeken konularla devam edelim.
Kanun teklifi, 6263 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nda yapılması öngörülen değişiklikleri de kapsıyor. Önerilerin başında banka ve aracı kurumlara proje finansmanı kredisi verme imkânı getirilmesi geliyor. Son zamanlarda bankaların kredi verme iştahlarındaki azalma, yatırımların da gerilemesine neden olmuştu. Belli projelerin finansmanın kolaylaştırılması yoluyla iktisadi faaliyetlerin hızlandırılması planlanıyor. Daha da önemlisi, verilen bu krediler yani bu yolla finanse edilen projeler için aktarılan kaynaktan doğan alacaklar ve nakit akımları menkul kıymetleştirilebilecek.
Uzun süredir uygulanan varlığa dayalı menkul kıymete veya ipoteğe dayalı menkul kıymete benziyor bu mekanizma.
Ancak fark şurada; yatırım kuruluşlarının vereceği kredi doğrudan projeye olacak, projeyi realize edecek şirkette değil. Dolayısıyla alacaklı yatırım kuruluşu bu alacağını karşılık gösterip "Projeye Dayalı Menkul Kıymet" ihraç edecek. Tabii belli bir getiri taahhüdü ile...


GETİRİ NASIL OLACAK?
Burayı biraz açalım. Projeden elde edilen gelir "Proje Finansmanı Fonuna" aktarılacak.
Projenin nakit akışlarına diğer bir deyişle fona gelen nakit akımlarına göre projeye dayalı menkul kıymeti almış tasarruf sahiplerine dönemsel gelir verilecek.
Vade bitiminde de yine aynı yolla anapara ödemesi yapılacak. Projenin gerçekleştirilme süresi ile bu menkul kıymetlerin vadeleri paralel olacak. Fondan proje finansmanı için kredi veren yatırım kuruluşları projeye dayalı menkul kıymetleri satarak uzun sürede döndüreceği alacağını hızlı bir şekilde kavuşacak ve yeni bir fonlama daha yapabilecek.
Burada amaç fon aktarım maliyetlerinin aşağı çekilmesi. Ancak kaldıraç oranına dikkat edilmesi hayati önem taşıyor.
Malum bu yöntemle bir yerde kaydi para yaratıldığı için geri dönüşlerde halkanın kopması sorun yaratabiliyor. 2008 krizinin ana nedeni ABD'de ipoteğe dayalı menkul kıymet ihracında kaldıraç oranlarının bire otuzlara kadar çıkması idi.


İHTİSAS MAHKEMELERİ ŞART
Diğer bir değişiklik ise manipülatif işlemlere uygulanacak cezaların arttırılması.
Yapay yollarla bir varlığın fiyatının artırılması veya düşürülmesi yönünde faaliyette bulunanlar hakkında mevcut kanuna göre 2 ila 5 yıl arasında hapis ve haksız kazancın iki katından az olmamak kaydıyla idari para cezaları veriliyordu. Değişiklik ile hapis cezasının alt sınırı 3 yıla çıkarılıyor.
Sermaye Piyasası Kurulunda kurul üyesi olarak görev yaptığım sırada onlarca manipülasyon dosyasına imza atmıştım. Yargıya yansıtılan bu davalar ne yazık ki ihtisas mahkemeleri olmadığı için bilirkişi ile sonuçlandırılmaya çalışıyor. Sonuç tahmin ettiğiniz gibi tatminkar olmuyor. Caydırıcılık cezanın yetersizliğinden değil ihtisas mahkemelerinin eksikliğinden kaynaklanıyor.
Konu yeniden günleme gelmişken naçizane önerim ihtisas mahkemelerinin inşasına yönelik somut adımların hızla atılması.
Kısa bir açıklama ile yazımı sonlandırayım.
Hem Bankacılık hem de Sermaye Piyasası kanunları çerçeve yasa niteliğindeler. Çok dinamik sektörler oldukları için kanun ile konuların çerçevesi çiziliyor, değiştirilmesi daha kolay olan yönetmelik ve tebliğler ile çerçevelerin içleri dolduruluyor. Bu yüzden değişikliğin geçmesinden sonra çıkarılacak tebliğler ile detaylara hâkim olabileceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA