Tasarruf sahipleri ilk şoku atlatmış görünüyorlar. Ancak sağlık tarafında belirsizlikler halen devam ederken, en kötü noktaya gelindi mi sorusunun yanıtını bilim insanları veremezken profesyonel piyasa aktörleri sanki tünelin ucu görünmüş gibi bir iyimserlik empoze ederek "kitle psikolojisi" oluşturmaya çalışıyorlar. Aynen yarışta tavşan atletin tempo yaratma eğilimleri gibi...
Özellikle hisse senedi piyasasında yeni pozisyon açılmalarının veya mevcut pozisyonların artırılmasının yanı sıra büyük fon yöneticilerinin sözlü beklenti yönetimleri de devreye girdi. Türkiye'ye yatırım yapmaya devam edeceğiz açıklamaları arttı yabancı fonların. Tabi yaparsınız, öylesine imkânlar var ki yatırımları maliyet açısından cezbeden bunları kaçırmak istemezsiniz.
Doğru... Borsa İstanbul'da piyasa değeri çok uygun bazı şirketler var. Hisse senedi alımları ile bu para sihirbazı fonlar bu fırsatları kuşkusuz değerlendirecekler.
Ben yine de amatör bireysel hisse senedi yatırımcılarına uyarımı yapmak isterim.
Temel analiz yaparak uygun hisse senedi tercihi yapıp belli bir süre bekleme sabrını gösterebilecekseniz hiç bir sözüm yok. Ancak para kazanmak amacıyla kısa vadeli spekülatif işlemler sizi çekiyorsa aman dikkatli olun dalgalarda boğulabilirsiniz. Dalga derken fiyat oynaklığını kastediyorum.
Hisse senedi tarafında uyarı sonrası altın analizine geçelim.
Altın yıla olağan başlamış, koronavirüs belasının başlangıcına da olağan tepki vermiş ama sonrasında yatırımcıları şaşırtmıştı. 1521 dolar ile başladığı 2020 yılına 8 Mart tarihinde 1700 dolar ile zirve yapmış ve sonrasında 16 Martta yani sadece 1 hafta sonrasında 1461 dolara kadar gerilemişti. Neden geriledi?
BEŞ TEMEL FAKTÖR
Teminat tamamlama (margin call) ve pozisyon kapatmalar için yoğun dolar likidite ihtiyacı ortaya çıkmıştı. Bu yüzden tahvil gibi varlıkların yanı sıra altın da satışa ve dolara dönüşe konu oldu.
Gerilemede ikinci temel neden ise böylesine bir krizle herkesin ilk kez tanışıyor olması ve bunun sonucunda şoka girerek irrasyonel yatırım kararı vermesi idi. Şok atlatıldı, FED muslukları sonuna kadar açarak dolar likidite sorununu ortadan kaldırdı. Böylece altında kendine geldi ve klasik ezberlerine geri döndü. Ezberlerin başında güvenli liman misyonu geliyor.
Yani ekonomik ve siyasi belirsizliklerin yoğun olduğu dönemde yatırımcılar altına sığınıyorlar. İkincisi küresel likidite yükseldiğinde paranın gideceği adreslerin başında altın geliyor. Malum FED ve diğer gelişmiş ülke merkez bankaları adeta para saçıyorlar. Üstelik ekonomik durgunluğun önüne geçebilmek için bu paraları uzun süre piyasadan geri çekilmeyecekler.
Üçüncüsü risklerin arttığı dönemlerde altın, finansal portföylerin riskini sınırlamada etkili oluyor. Dünya Altın Konseyinin çalışmasına göre hisse senedi ve tahvil gibi varlıklardan oluşan portföylere yüzde 10 civarında altın dahil edilmesiyle portföyün toplam riski 1,2 puan aşağı geliyor.
DOLAR TL KURU ETKİSİ
Dördüncü ezber üçüncüsü ile ilgili. Merkez bankaları da rezervlerindeki majör paraların yarattığı riskleri sınırlandırmak için altına önem verecekler bu süreçte. Beşinci ezber de şu... Gelişmiş ülke tahvillerinin reel getirileri ile altın fiyatları arasında güçlü negatif korelasyon bulunuyor. Açık bir ifade ile tahvil getirileri düşünce altın fiyatları yükseliyor. ABD ve Avrupa ülkelerinin ihraç ettiği dolar ve euro cinsi tahvillerin büyük çoğunluğunun reel getirileri negatif düzeylere geriledi. Yukarıda değindiğim faktörler altının dolar ons fiyatını pozitif yönde etkileyecek. Buna bir de dolar TL kur faktörünü de eklersek Türkiye'de TL gram fiyatının da büyük olasılıkla yükselişini sürdüreceği tespiti yapabiliriz.