Cennette bir hafta sonu

Ege'de yaşayanlar acaba bir süre sonra içinde bulundukları güzellikleri fark etmiyor olabilir mi? Doğası, coğrafi konumu, iklimi, her bir karışı mucizelerle dolu Ege'de yaşamak başlı başına bir lüks. Ara sıra hafta sonları geliyorum İzmir'e. Bu defa Urla Enginar Festivali sebep oldu, geldim. Geldim, gördüm, yedim/içtim, enerji depoladım, İstanbul'a döndüm. Aklım da gönlüm de aranızda kaldı. Elbette ailemle bir arada olmam, yeğenlerimle hasret gidermem tarif edilemez mutluluk. Aile buluşması dışında, yaşadığım her dakika muhteşemdi. Cumartesi sabahı canım dostum, ülkenin en sıkı magazin yazarlarından, en başarılı gazetecilerinden ve birkaç yıldır İzmir'de yaşayarak kendine en büyük iyiliği yaptığına inandığım Şenay Düdek ile kahvaltı yaptık. Kordon'da V Lounge'da buluştuk, hoş bir mekan, nezih. Saatlerce sohbet ettik Şenay ablamla, doyamadım. Kimlerin kimlerin kulaklarını çınlattık, tabii söylemeyeceğim. Off the record sohbetimiz herhangi bir kanalda yayınlansa reyting rekorları kırardı emin olun. Sadece Şenay Düdek'in güzellik ve gençlik sırlarını anlatmam lazım, kızmayacağına eminim. Birincisi, haftada 4 gün spor yapıyor. Özel hocasıyla birebir ve asla aksatmıyor. Mutlaka yürüyor, düzenli ve sağlıklı besleniyor. İbadetini mutlaka yapıyor, namaz kılıyor, kimse hakkında kötü düşünmüyor, kalp kırmıyor, kötü söz söylemiyor, yardım etmeyi ve hayır işlemeyi prensip edinmiş! Çok güzel arkadaşları var, seyahat etmeyi çok seviyor, kardeşleri ve yakın arkadaşlarıyla gittikleri ülkelerin coğrafi, tarihi ve kültürel yerlerini geziyor ve öğrenmeye doyamıyor. Cilt bakımı ve özel bir bakım maskesi yaptırıyor, botokstan uzak duruyor, B vitamini kullanıyor. O konuştu ben not aldım, Urla'ya gidecek olmasam ve Şenay abla da cumartesi akşamı iki düğüne birden gitmek zorunda olmasa, sanırım 48 saat sürerdi sohbetimiz...

URLA KALABALIK FESTİVALİ

Çok kalabalıktı! Urla her hafta sonu kalabalık olur, özellikle hava güzelse. Ama bu defa sokaklarda yürünmüyordu. Festival alanları, satış yapanlar, yemekçiler, müzisyenler; gerçekten bir festival havası yaratılmıştı. Özel bir organizasyona katılmadım, özel bir davette yemek yemedim. Orayı gezen herhangi biri gibi, sokakta yedim, alışveriş yaptım. Hemen her enginarlı yemeği tattım. Çok beğendiğim bir yemek yoktu açıkçası, enginar hayranı olmama rağmen hayal kırıklığına uğradım. Pazar günü ünlü şef ve restoran işletmecisi, yemek programcısı Maria Ekmekçioğlu'nun 'Deniz ürünlü enginar' pişireceğini biliyordum ama yetişemedim. Maria'nınkini denemek isterdim doğrusu. Sokaklar pisti, belediye yeterli kalamamıştı sanırım, sokaklardan türlü kokular yükselmekteydi; tek iyi tarafı Urla'ya gitmeme sebep olmasıydı... Dünya çapında bir festival olmak için daha çok enginar yemek lazım...

Hıdrellez

Rabbim bütün duaları kabul etsin, ben ateşten atlayıp çaput bağlamam ama ellerimi açar duamı ederim. Güzel günler olsun, hepimize...