Oscar ödüllü oyuncu, yönetmen ve yapımcı Ben Affleck ve oyucu karısı Jennifer Garner, boşanmanın eşiğinde. ABD magazin basını son günlerde ünlü çift üzerinden sayfalarca haber yapıyor, doğru ya da yanlış... Boşandı diye de yazıyorlar; hala aynı evde yaşıyorlar, ayrılmadılar diyen de var. Söylenen o ki, Affleck çocuklarının dadısı ile bir ilişki yaşamış. Garner affetmemiş...
SADECE ALDATTI O KADAR!
Kocayı affetmekle alakalı, Hülya Avşar'ın uzun süre eski kocası Kaya Çilingiroğlu'na direnmesi ve boşanmaması akla gelir memlekete bakacak olursak. "Erkektir aldatır", "Erkeğin elinin kiridir" gibi cümleler bizim gibi gelişmemiş coğrafyalarda pek sık duyulur. Konu sadece erkek/kadın ilişkisi veya aldatması üzerine de değildir. Bizim gibi coğrafyalarda yalan da söylenir, entrika da çevrilir, dedikodu da yapılır, iş arkadaşının ayağı kaydırılır... Dolayısıyla bunca ahlaksızlığın içinDE kocanın aldatması pek mühim değildir. Ciddi bir ahlaki çöküntü var, toprağımız sağlam ama artık dayanamıyor. Geleneklerimiz, inancımız, görgümüz; artık ahlak anlayışımızı ve toplum birliğimizi ayakta tutamıyor.
ERDEMLER ÇÜRÜRSE NE OLACAK?
Aldatan koca/karı affedilmez, yalan söyleyen arkadaş affedilmez, dedikodu yapan ve iftira atan kişi affedilmez! Çok katı görünsem de, bu tavrın gerekli olduğunu düşünüyorum. Bir süre sonra yani affede affede, yalan/dolanı göre göre, ahlaksızlıklara alışa alışa; erozyonun eşiğine geldik. Çocuklar için çok normal mesela çok eşlilik; bit kadar çocuklar boşanan anne/babalarını konuşuyor kreşlerde. Kendi çocuklarının geleceğini ve akıl sağlığını düşünmeyen ebeveynler var oldukça ben kendimi yırtsam da nafile! Bencillik tavan yapmış durumda; "Bir dakika çekemem bu adamı" derken, "Başkasına yar etmemek" için "Süründüreyim de görsün" moduna geçen kadınlarla, anlaşamadığı kadını bir anda delik deşik eden adamlar, gelecek nesiller için inanın berbat örnekler oluşturuyor. Berbat, sağlıksız, ahlaksız, dengesiz ve anne/babalarının deyimiyle "hiperaktif" çocuklar, kimi eseri acaba? Vallahi benim değil... Boşanmak onurlu bir davranıştır, kendi yolunu çizmek ve ayaklarının üzerinde durabilmek çaba/aile görgüsü gerektirir. Kaç milyon yıl önce iki ayağının üzerinde durmayı başarabilen atalarımız Homo Erectus'ların kemikleri sızlıyor olmalı; kocaya yapışıp da "Bırakmam da bırakmam" diye yırtınan ve yerlerde sürünen kadınları görünce... Kıskanç, edepsiz, yalancı, görgüsüz, dedikoducu, paragöz bir insan için birinden sadece ve sadece "Aldatıyor" diye ayrılmak, çok saçma aslında, genel kanım bu; kimseyi kast etmiyorum. Boşanmak yeri gelir en büyük erdem olur...
Evlenmek üzerine
*Aklınızı başınıza toplayın ve öyle evlenin. Bir hayata başlıyorsunuz, evcilik oynamayacaksınız.
*Çocuk sahibi olmak istiyorsanız beş defa daha düşünün. O insanla bir hayat geçirmek, saygılı/sevgili bir ilişki yaşamak istediğinizden emin olunca çocuk doğurun.
*Başka kadınlara göz atacak, göz süzecek ve ilk fırsatta flört edeceksiniz, ne diye elin kızının hayatıyla oynayasınız?
*Her şeyinizi, çeyizden balayı paranıza kadar aileleriniz ödüyorsa, bir zahmet evlenmeyin.
*Çocuklarınıza düğün yapmayın ey anne/babalar. Elinizle gerdek odasına soktuğunuz bu hiç büyümeyen çocuklarınız, yarın sıkıntıyla karşılaşınca ne olacak?
Not: Vallahi evliliğe karşı değilim...