İzmir'de yapılan/yaşanan güzellikleri konuşmadan olmaz. Özel Türk Koleji Beden Eğitimi öğretmeni Ceylan Erbaşlar'ın iki hafta önce başlattığı bir proje var: Turna kuşu Ceylan projesi... Dünya Lösemili Çocuklar Haftası'nda başlatılan ve kağıttan turna kuşu yapmak olarak tanımlayabileceğimiz projede hedef, bir milyon kuşa ulaşmak. Çok güzel, çok basit ama anlamı çok büyük bir proje. Ceylan öğretmenin önce öğrencileriyle sonra da İzmirlilerle el ele vererek başlattığı proje, çevre illerden ve ülkenin pek çok yerinden ilgi görüyormuş. Tanışma fırsatı bulamadım Ceylan Erbaşlar ile ama Özel Türk'te okuyan yeğenimden bolca işitiyorum yapılanları. Öğrencilerde müthiş bir heyecan ve 'bir şey başarma' isteği oluşturmuş Erbaşlar. Turna kuşu yapmak ve çocuklar için iyi dileklerde bulunmak işin aslı. Japonya'da bir gelenekmiş turna kuşu yapmak; söylenen o ki savaş döneminden sonra hastalanan bir çocuk, kağıttan kuşlar yaparak hastalığı yeneceğine inanmış. Çocuk hastalığı yenememiş ama diğer hastalara umut olmuş.
HERKES İŞ BAŞINA!
Turna Kuşu Ceylan Projesi, 23 Nisan'a dek sürecek. Bu süreçte ihtiyacı olan illere/beldelere armağanlar gönderilecek. Şırnak Silopi'ye 2. sınıf öğrencilerine destek paketi gönderilmiş bile. Projede para toplama veya para yardımı yok. Amaç lösemiye dikkat çekmek, çocuklara destek olmak, umut vermek. Proje kapsamında Tepecik Devlet Hastanesi'nde çocuk bölümünde her çarşamba 19.30-21.30 arasında etkinlik düzenleniyor ve birlikte kağıttan kuşlar yapılıyor. Hedeflerinin Ağrı'ya destek paketi göndermek olduğunu söyleyen Ceylan Erbaşlar, İzmirlilerden daha fazla destek bekliyor. Bir milyon kuşa daha doğrusu yüzünü güldürecekleri çocuklara ulaşmak için ciddi anlamda desteğe ihtiyaçları var. İzmir'den bir milyon değil milyonlarca kuş çıkar bana sorarsanız, umut demek İzmir demek değil mi sanki?
İzmir'den
İzmir'de bir hafta sonuna çok şey sığdırdım. Balçova'da Reis Balık'ta yediğimiz hamsi unutulmazdı. Yayın Yönetmenimiz Şebnem Bursalı ile sokak arasındaki salaş ve muhteşem lokantada yediğimiz hamsiyi Karadeniz'de yiyemezsiniz... Bundan böyle havalı restoranlar out, Reis Balık in...
İzmir'de her yer çöp dolu. Gerçekten dikkat çekici. Her mahalle aynı durumda. Göz bebeğimiz Kordon güya, sabah erken saatlerde yürüyüş yaptım. Yere izmarit fırlatanlara, burunlarını silip mendillerini atanlara inanamadım. İnsanların İzmir'e nasıl kıydığına inanamadım bir de belediyenin çalışmamasına.
Ne çok köpek var, bakımsız, ilgisiz... Sokaklara artık yemekleri dökerek köpeklere iyilik yapılmaz bence; hayvanlar doğal ortamdan uzak, arabaların arasında, apartmanların duvarları arkasında nasıl yaşayacak? Ya sahiplenilmeliler ya da büyük ve kapsamlı barınaklar yapılmalı.
Sevgi Yolu'nu çok seviyorum. Pazar günümü sahaflarda geçirdim. İstediğim dergileri bulamadım ama olsun...
Cumartesi akşam Levent Marina'daydık ailecek. Bomboştu! Öyle güzel mekanlar, başka yerde olsa hafta içi bile her bulunmaz. İzmirliler dışarı çıkmıyor mu artık?