• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ELİF AKTUĞ

Yunan adalarında tatil

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 28.06.2016, 00:00
İflah olmaz bir Ege aşığıyım, illa "Yunan adalarına gideyim" diye tutturmuyorum ama kader beni sürekli aynı sulara sürüklüyor. Anne tarafından yedi sülalemin o sularda doğduğunu, yaşadığını ve öldüğünü düşününce normal geliyor, "Aynı denize bir başka noktadan nenekom/ büyükannem de bakmıştı çünkü" diyorum, seviniyorum. Yunan adaları turunu bu defa çok sevdiğim İstanbullu aile dostlarımızla gerçekleştirdim.
Tekneyle Bodrum'dan açıldık.
Hemen, daha ilk cümlede belirtmem lazım: İzmir-Bodrum yolu felaket, neredeyse tamamına yakın tamirat/ tadilat durumunda. Tehlikeli ve zor bir yol, bittiği zaman şahane olacak ama bu yaz sıkıntı yaşayacak Bodrum'a karadan gitmeye karar verenler...
Yıllardır tekneleriyle açıldığımız arkadaşlarım, Kalimnos ve Leros turu düşünmüşlerdi, daha önce görmediğim için. Gidilecek, gezilecek, görülecek yerleri yazmayacağım, zaten gezi yazarları layıkıyla bu işi yapıyor. Ben size hizmet, temizlik ve kaliteden bahsedeceğim...

AYNI KALAMAR AYNI DENİZ

Aynı suyun iki yakasında aynı balığı, mezeyi yediğiniz halde nasıl oluyor da bir taraf çok daha ucuz ama aynı oranda güzel ve kaliteli hizmet sunabiliyor?
Allah'ın karidesi, kalamarı neden bizim kıyılarda bu kadar pahalı ama Yunanistan tarafında neredeyse bedava?
Ayvalık'tan Midilli'ye gittiğimizde de aynı şeyi düşünüyorum, beş kişi Cunda'da aynı meze ve balığa bin lira civarında hesap öderken, Midilli'de yüz euro bile vermiyoruz? Üstelik Midilli'de daha fazla yiyecek ısmarlayarak?
Bir de şu var, Yunanistan'da vergiler arttı iki yıldır, daha da ucuzdu düne kadar... Kalimnos çok güzel bir ada, bakmasını ve yaşamasını bilen güzel gözler için keşfedilmeyi bekleyen birçok koy ve minik köy var. Birer film platosunu andıran, zarif ve sakin insanların yaşadığı, tertemiz sokaklarından fesleğen kokularının yükseldiği küçük köyler bunlar; güneşin özenerek doğduğu ama batmak istemediği, gece ayın süzülerek yükseldiği ve yükseldikçe ışığını cömertçe denize yansıttığı köyler. Özene bezene yaratılmış, öyle da korunabilmiş, büyülü cümle bu işte; olduğu gibi tüm güzelliğiyle korunabilmiş. Tıka basa yemek yiyor ve hesap öderken birbirimize bakıyoruz, hesabı ödemek üzere olan arkadaşımız şöyle diyor her defasında, "Yok artık, bu fiyata İzmir/İstanbul'da salata yeriz ancak sıradan bir kafede..."

TEKNE PARASI ÇIKAR MI?

Gece balık ve meze faslına geçiyoruz, haliyle hesap büyüyor, eh malum euro TL'nin üç katı, hesap yine de çok ucuz geliyor. Kimsenin kimseyi kazıklamak gibi bir derdi yok, koca bir ızgara ahtapot 7 euro mesela ve bir porsiyonuyla 4 kişi doyabiliyor, öyle kocaman geliyor porsiyonlar.
Bizim Cunda'da kilosu 2.5 liradan satılan stifno, restoranda çay tabağından iki parmak büyüklükte bir tabakla servis ediliyor ve sadece haşlayarak yapılan bu ota en az 20 lira fiyat yazıyorlar!
Şuna karar verdim, bir tekne alacağım. Tamam çok para biliyorum şimdilik beni aşar ama aklımda pırıl pırıl bir Azimut var; 300 bin euro versem ikinci el bir tekne alsam, nasıl olur? Tatillerde Yunan adalarına gitsem, bir şekilde parasını çıkarmaz mı?
Cunda'da tatil demek, bir yıllık kazancını bir ayda bitireceksin demek ne de olsa. İki adım ötemizdeki masal diyarlarında tatil yaparken, bir şekilde teknenin de parası çıkar; hadise zarafet ve kaliteyi sonuna dek sindire sindire yaşamak. O da şimdilik bizim kıyılara uzak bir düşünce ne yazık...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA