Oturduk sohbet ediyoruz, adlarını vermeyeceğim ama hepinizin yakından tanıdığı birkaç kız arkadaşımla.
Konu aşk, meşk, ilişkiler, kimin hangi ilişkiyi eline yüzüne bulaştırdığı, erkeklerin manyaklıkları, tutarsızlıkları, yetişkin olamamaları... Şöyle bir gerçek var, hayat çok kısa. Zaman su gibi akıp gidiyor, hop pazartesi hop cuma, hop bir ay daha geçmiş, hop yıl bitmiş! Siz de yaşamıyor musunuz aynı sıkıntıyı, nasıl akıyor hayat hızla diye dertlenmiyor musunuz?
Şuna karar verdik, hiçbir şey için zaman kaybetmemeliyiz. Biraz tuhaf ya da sıradışı gelebilir, hayırlı bir kısmet beklemek yerine kısmeti aramak, olayı çabuklaştırmak fikri.
Derken delice bir şey yaptık...
TELEFONDAN MESAJ ATTIK
Şöyle anlatayım. Kız arkadaşlarımdan biri sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı fotoğraflara yorum yapan, bekar ve hoş bir erkekten söz etti. Diğer kız arkadaşım da, adama doğrudan mesaj atması gerektiğini söyledi. Kendi aramızda tartışmaya başladık, olur, olmaz diye. "Proaktif olmamız gerekiyor" dedi arkadaşım, kadınların erkeklerle tanışmak için adım atmasını biraz tuhaf buluyorum. Bakmayın, tutucu biriyimdir ben. Erkek erkek gibi davransın, kadın kadın gibi davransın isterim. Ancak halihazırda, şu yüzyılda roller değiştiği, erkekler kadınlaştığı ve kadınlar erkekleştiği için, düşündüğüm gelişmeler yaşanmıyor aşk boyutunda. Erkekler nazlı, kaprisli ve teklif bekleyen konumda; kadınlar da teklif eden, alttan alan, aşkta ve evlilik hayatında durumu idare eden rolünü üstlendi. Hiç benlik değil, ben erkek gibi erkek olduğunu düşünüyorum, kadın gibi kadın kalmaya çalışıyorum.
ZAMAN KAYBETMEMELİ
Her neyse, "Ya kaç yaşına geldik, adam cesaret bulacak da, sana mesaj atacak da, sen cevap yazacaksın da, belki bir kahve içmeyi düşüneceksiniz de, denk düşecek de, hiçbir engel çıkmayacak da, siz birbirinizi beğeneceksiniz de, ilişki başlayacak" deyiverdi. Çok haklı olduğunu düşündüm, aydınlandım bir anda, hani filmlerde olur ya, başımın üzerinde bir ışık belirdi; arka koridorda yanan florasan da olabilir bilemiyorum; "Haklısın" dedim, "Hadi adama mesaj atalım". Kız arkadaşımızın telefonunu alarak, daha doğrusu zorla ele geçirerek, fotoğraf paylaşım sitesinden adama doğrudan mesaj attık.
"Ben iki hafta sonra Alaçatı'da olacağım, istersen sen de gel, böyleyken böyle"...
EGE'DE BAKALIM NELER OLACAK?
Alaçatı'ya gitme planı yapmış ve uçak bileti almıştık, birkaç saat önce. Yani yalan dolan yok, eğer adam bir cesaret bekliyorsa, cevap yazar, atlar gelir. Ege'nin o güzelim yasemin kokulu ortamında olanlar olur. Olmazsa da canları sağolur, vakit kaybı olmaz. Bu adam beni beğendi mi, mesaj yazacak mı, acaba aramızda bir şey olur mu diye günlerce boş yere düşünmeyeceğiz.
Adam bekar, yaşı arkadaşımın yaşına uygun, boyu boyuna, sosyal konumu sosyal konumuna uygun. Şimdi gelecek cevabı bekliyoruz, bakarsınız bu deliliğimiz iki insanın arasını kısa sürede yapmaya yarar ve sevap işlemiş oluruz.
Başlıkta yazdığım şeyi tekrarlamak istiyorum.
İlişkide ilk adımı kim atmalı?
Cevabı da hemen veriyorum, ilk adımı atan değil, ilk adımı doğru ve zamanında atan önemli. Hem erkekler birer ergen olarak kalmakta direniyorsa, biz onlardan yetişkin gibi davranmalarını bekliyorsak; gördüğünüz üzere boş yere beklemiş oluyoruz.
Ya hayat bir günse, o da bugünse...
Olur olmaz diye düşünmek yerine, harekete geçiyoruz ve olmayanı çöpe yolluyoruz.
Yaşasın proaktif ve zaman kaybetmeyen kadınlar. Netlik, her şeydir...