• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ELİF AKTUĞ

Mış gibi yapma sanatı

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 19.01.2017, 00:00

Herkes her şeyi yapar, becerisi varsa, imkan bulmuşsa, fırsat yakaladıysa...
Neden yapmasın ki? Cerrah olmak isterdim, şimdi fırsat verse bir başhekim, hemen çalışmaya başlarım.
Özellikle estetik ameliyatlarda, mesela meme büyütme ve karın germede çok iyi olacağımdan eminim. Yıllarca süren eğitim mi gerekiyor dediniz; hadi canım! Dedektif de olmak isterdim doğrusu, Emniyet Müdürü bir çağırsın bak gör, beş dakikaya bürodayım. Hatta hemen şu katilin sorgusuna girebilirim. Tecrübe mi, okul mu dediniz; boş veriniz...

GÜZEL KIZ EŞİTTİR MANKEN

Memlekette sistem öyle işlemiyor ki! Sistemi suçlamayayım hemen, insan beyni öyle işlemiyor. Bir de bu coğrafyada yaşayanların üstün donanımları olduğu, birer sanatçı olarak doğdukları, özgüven patlamasıyla dünyaya geldiklerini kabul ediyorum artık!!!
Uzun bacaklı bir genç kız elbette manken olacak, hele de sıskaysa işlem tamam.
Asla sporcu olmayacak, denmeyecek bile, ya ne gerek var sabah akşam idman yap, koştur dur; para kazanacağının da garantisi yok. Aile de yönlendirmeyecek spora, net. Uzun bacaklı ve zayıf bir öğretmen olunmaz ki, veya güzel sesi olan bir bankacı olabilir mi? Asla! Sesinin güzel olmasına bile gerek yok.
Canı istiyorsa ve fırsat bulduysa albüm yapacak, neden yapmasın?

GÜZEL HAZ KUTUM

Ekran, kabusum... İzlemekten onca zevk aldığım ama izlerken acıdan kıvrandığım, haz kutum.
Aksanlı haber sunucuları (özellikle sabah haberlerinde var), eğitimsiz haberciler, kendi yaptığı haber metnini yazamayan magazinciler (o kadar çok ki!), bilgisiz ama fikir sahibi köşe yazarları (isim versem gazete sayfaları yetmez), Türkçe'yi katleden spikerler; fırsat değerlendiriyorlar ne güzel.
Sistemi kendi çıkarına göre biçimlendiren ekran patronları, mış gibi yapmaya bayılıyor. Spikermiş gibi yapan kızcağızlar, oyuncuymuş gibi yapan delikanlılar, yorumculuk yapan ev kadınları; tüm bunlara fırsat veriyorlar. Sebebini bilmiyorum açıkçası.
Diyeceğim ki güzel oldukları için; eh sonra ekrana bakıyorum, bakmaya doyamayacağınız yüzler sadece dizilerde var.
Konuşmacılar fena; kaş saç, kıyafet, tarz, tavır aynı. Hadi yine kadının daha gencini, havalısını buluyorlar diyelim, erkekler fenanın fenası. Reytinglerde nasıl oluyor da ilk sıralarda yer alıyor anlamıyorum, bir haber sunucusu var mesela, sürekli sağ alt köşeye bakarak konuşuyor. Hep çok önemli bir açıklama yapacak gibi, ama hayır. Tarzı öyle. Yeni başladı Ahmet Hakan, yine içlerinde en iyisi; televizyon programcılığında tecrübeli. Peki neden işin ehli varken, birinden başka birini yaratma çabasına giriyorlar.

AJİTASYON SANATI

Ayşe Arman'ın yakaladığı başarı grafiğinin ardından, her yayın yönetmeni kendi Ayşe'sini bulmaya ve okuyucuya kakalamaya çalışmadı mı? Haber yayınlarının reyting sıralamasında ilk sıraları alması ne tuhaf; başarı mı başarısızlık mı, bilemiyorum.
Bakıyorum, sadece yerel haberler/üçüncü sayfa haberleri var, bir felaket olmuşsa 'ballandırma' ve 'ajitasyon' sanatlarının en alası yapılmakta.
Dünya, bilim, sanat, teknoloji, 'iyi haber' yok kısaca... Gelişme yok, ne yapanın umurunda ne dinleyenin; bir bana düşüyor ekran haberciğinin derdi, kendime kızıyorum.
Zevk al diyorum, kendime; olmuyor. Mış gibi yapamıyorum...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA