Size bir oyun yazarı, daha doğrusu komedyenden bahsedeceğim. Milattan önce 150'lerde doğmuş, Kartacalı bir komedi yazarı Terentius. Romalı bir soylunun kölesiydi; yeteneği, güzelliği ve zekası sayesinde eğitim aldı, özgürlüğüne kavuştu ve oyun yazarı oldu. Çok genç yaşta ölen (kimi kaynaklar 25, kimi kaynaklar 35 diyor) Terentius'un altı eseri ulaştı günümüze. Pek kimse tanımaz, Montaigne 'Denemeler'inde ondan bahsetmese ve önemli cümlelerinden birine yer vermeze (onunla her şeyi paylaşmak zevkinden mahrum kalınca, hiçbir zevki tatmamaya karar verdim) belki bugün adı bile anılmayacaktı. O dönemde yazdığı oyunlarda, seyirciyi güldürürken şunu başarmıştı, insanlar aslında kendilerine gülüyorlardı!
Herkesin başına gelen olayları, felaketleri, aile sorunlarını ele almış ve halka gerçek bir mesaj vermişti; Biz buyuz aslında!
CEM DE AYNI ŞEYİ YAPIYOR
Edebiyatla, şiirle, nutuk çekerek anlatılamayacak şeyleri, insanları güldürerek anlatmayı başarmış, önemli bir adamdı anlayacağınız.
Komedi diliyle gerçekleri anlatmak, güldürürken fark ettirmek, fark ettirirken de idrak ettirmek; zor iş! Bugün gerçek komedyenlerin, en çok güldüklerimizin en çok doğruları söyleyenler olduğunun farkında değil misiniz? Cem Yılmaz'ın şovlarında, gözyaşları içinde güldüğümüz hikayelerinin kahramanları biz değil miyiz? O kıskanç kadın, o şapşal erkek, o yurtdışında yemek ısmarlarken "little little into the middle" diyen biz değil miyiz? O müthiş zekaya ve iletişim kabiliyetine sahip kişiler yüzyılda bir geliyor dünyaya ve iyi ki geliyor; insanın kendine gelmesi için kendine gülmesi lazım çünkü.
PARA MUTLULUK GETİRİR Mİ?
Geçtiğimiz hafta, 17 Ocak'ta 55 yaşına basan komedyen Jim Carrey, bugün ABD'nin en fazla paylaşılan özlü sözlerinin de sahibi aynı zamanda. Binbir mimikle bezediği suratı, plastik bir bebek gibi kullanabildiği esnek vücudu ve bunlardan daha önemlisi zaman içinde kariyerini taşıdığı nokta, yeteneği; tartışılmaz başarısının anahtarları. Şöyle bir cümlesi var; "Herkesin hayal ettiği her şeye, paraya ve şöhrete kavuşmasını dilerim, ancak o zaman cevabın bu olmadığını anlarlar"...
Mutlu olmanın tarifini daha güzel veren bir cümle duymamıştım daha önce, insan sahip olamadıklarını düşünerek değil, sahip olduklarının keyfini çıkararak mutlu olur. Carrey acıyla başa çıkabilmeyi de şu cümleyle anlatıyor; "Acıyı unutmanın yolu, onunla dalga geçip, yok olmasını sağlamaktır"...
7 yaşında bir torunu olan ödüllü aktör, şöyle bir baktığınız zaman sıradan bir komedyen gibi durabilir, başka bir açıdan bakınca modern zaman filozofu gibi görünmekte.
Milattan önceden, milattan sonra 2017'ye; en güzel cümleleri, en acı gerçekleri en komik adamların söylemesi, üstelik bunu bize kahkahalar attırarak başarmaları mucize değil midir sizce de? Carrey'nin de Yılmaz'ın da sadece sıradan 140 karakterlik twitter cümleleri hayatın anlamını açıklamakta, mutluluğun formülünü vermekte.
Satır aralarını değil, satırları okuyabilene...
Çok net çünkü...