Hadi bakalım aşka devam...
Aşka bu defa Londra'dan devam... Sorunlar, sıkıntılar, dertler evrensel, konu aşk olunca. Dünyanın en medeni, refah seviyesi yüksek ülkelerinden birindeyim. Geçen akşam tanıştığım son derece tatlı bir kadın, aşk acılarından bahsetti.
İngilizce konuşmasa, sapsarı saçlı, yeşil gözlü olmasa, çok rahatlıkla bizim memlekette yaşıyor ilişkisini zannedebilirsiniz. Ya da söylediklerini kısaca paylaşayım, ne demek istediğimi daha rahat anlarsınız... Evlenmiş, ayrılmış, hayırsız bir kocası varmış. Demek ki hayırsız olmak sadece bizim coğrafyaya ait bir durum değil.
Çalışmamış adam, kadın hem işe gitmiş hem iki evlat yetiştirmiş.
Şimdi çocukları büyüyüp evden ayrıldığı için ve hala içinde ukte kalan aşkı yaşayamadığı için, yeniden evlenmek istiyor. Bir yaştan sonra, belki de bir bilinç seviyesinden sonra insan, hayatına öylesine bir sevgili değil de ciddi anlamda hayatı paylaşacağı bir arkadaş sokmak istiyor.
AŞKTA ŞANS VAR
Hayat arkadaşı lafını oldum olası severim, evlilik anlayışıma cuk oturur. Uzun süre evli ve mutlu kalabilen çiftlerin sırrının bu olduğunu çoktan keşfettim. İyi arkadaş olabilen, birlikte zaman geçirmekten keyif alan, karşılıklı olarak birbirini mutlu etmekten zevk alan çiftler, saadetlerini katlıyorlar.
Zor iş, karşılıklı bir ahengi yakalamak. Erken yaşta da zor, ilerleyen yaşta da. Kimi tesadüfle, görücü usulü tanışığı insanla son derece mesut bir hayat yakalıyor, kimi aşkından öldüğü sevgilisiyle evlenince, aynı evde iki yıl yaşayamıyor. Diyeceksiniz ki, sen amma da çok biliyorsun. Geçen gün söyledim ve çok sayıda e-mail aldım okuyucumdan, benimle aynı fikirdeydi hemen hepsi. Zamanla insan hayattan ne istediğini değil, ne istemediğini öğreniyor. Bu konuda uzman olduğumu söyleyebilirim.
Hayatıma kimi sokacağımı bilemedim, beceremedim, kariyer derken çoluk çocuğu ıskaladım.
Gerçek şu ki, bunu düşündürecek biri de çıkmadı karşıma. Az önce sözünü ettiğim İngiliz kadın, düşüncelerimi okumuşçasına "artık bir hayat arkadaşı istiyorum, yalan dolansız, iyi bir dostluk yaşamak, birbirini kandırmadan, aldatmadan, mutlu olmak istiyorum. Böyle adam kalmadı galiba"...
İnsan aynı olduğu müddetçe, eğitim, coğrafya, medeni ve maddi durum değişiyor, çok net.
Beklenti sadece huzur, keyif, sağlık, neşe...
DOĞRU İNSANI BULMAK
Erkeklerin de bunu istediğine eminim aslında ama doğru insanı göz hizasında aramak lazım. Mutluluk yerde de değil gökte de. Biraz yer sağlam basıp, doğru yere bakmak lazım. Yalnız kalmamak için, bu idare eder, ben bunu yola getiririm diye kalbinizi açtığınız kişi, emin olun yerini yagırgayacak ve orada kalmayacaktır.
Gözgöze gelmeden gönül gönüle değmiyor, doğru insanı doğru yerde bulmak için bir miktar da özeleştiri yapıp, kendimizi doğru olup olmadığımız noktasında şöyle bir süzmeliyiz. Kadına şunu diyemedim, "Ablacığım doğru adamı bu mahalle barında bulacağına emin misin?"..