Toplum "Pompei'nin son günleri"ni yaşıyor gibi...
İnsanların açlıktan ölmeye başladığı, intiharların birbirini izlediği, ocakların birbiri ardına söndüğü bu çapaçul sosyoekonomik ortamın tozu dumanı içinde, Televole Kültürü'nün toplumun bazı kesimlerini getirip bırakacağı nokta işte burası...
On-onbeş yaşlarındaki liseli kızların hamile kalması, bu tablonun sadece bir figürüdür.
Bu tablo içinde uyuşturucu alışkanlığı vardır.
Kapkaççılık vardır.
Cinsel sapıklık vardır.
O halde ne yapmalıyız?
Cinsellik uluorta konuşulmamalı, sergilenmemeli.
Bu bilinç, yeni yetişen nesile açık açık anlatılmalı ve bu konularda "cinsel eğitim" adı altında ders olarak verilmeli.
Cinsellik tabu olmaktan çıkartılmalı ve analar babalar "sizi leylek getirdi" hurafesinden uzak durmalı.
Ne var ki; akşam saatlerinde televizyonlarda boy gösteren bütün bu inceliklerin uygulanmasına pek izin vermiyor. Uluorta sergilenen cinsellik ve sözde erotik filmler gençliğin cinselliği hoyratça yaşamasına sebep oluyor.
Naif duygular köreliyor.
Aliağa'nın hacizli gemileri
İzmir'i ve özellikle Aliağa'yı yakından ilgilendiren 'hacizli gemiler' sorunu büyüyor.
Deniz ve çevre kirliliğinin yanı sıra deniz canlıları ile insan yaşamını da tehdit eden 'hacizli gemiler' konusunu TBMM'ye taşıyan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, İzmirlilerin soruna çözüm istediğini ifade etti.
Aliağa'nın Türkiye'nin önemli limanlarından biri olduğunun altını çizen Bakan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin yanıtlaması istemiyle verdiği önergede 'hacizli gemiler' ve bulundukları bölge ile ilgili detaylı bilgi veriyor ve şöyle konuşuyor:
"Aliağa limanlarına yanaşan ve çeşitli davalara muhatap bazı yerli ve yabancı gemiler mahkeme karalarıyla seferden men edilerek alıkonulmakta veya haczedilmekte.
Bu gemiler, Aliağa'nın kuzey çıkışında Bergama'ya doğru, Karadut Mevkii denilen bölgede demirlenerek, alıkonuluyor.
Bu bölge antik Myrina kenti sınırları içinde. Hemen yakınında ise Pınarcık adlı sahil kesiminin yazlık evleri ve Çaltılıdere köyü bulunuyor. Bölge şiddetli kuzey rüzgarlarına açık. Halen son derece dar alanda 5 tane hacizli gemi var. Bu gemilerin bir kısmı oldukça uzun zamandır burada.
Gemiler demirledikten sonra içinde kimse kalmadığından yağmalanıyor." Geçtiğimiz günlerde Aliağa'daki hacizli 'Bodyer' adlı kuru yük gemisinin akaryakıt tankından denize yakıt sızıntısı olduğu basına yansımış, Aliağa Liman Başkanlığı yetkililerinin gemiden sızan yakıtın çevreye daha fazla zarar vermemesi için bariyer sistemiyle gemiyi çevrelediği bilgisi paylaşılmıştı. Önergede bu konuya da değinen Murat Bakan, "Bodyer adlı geminin akaryakıt sızıntısının ciddi boyutlarda olduğu ifade ediliyor.
Hacizli gemilerle ilgili acil çözüm istiyoruz" diyor.
Değişime 'hayır' diyenler her zaman kaybediyor!..
AK Parti İzmir Milletvekili Kerem Ali Sürekli, Türkiye'de belirli bir kesimin, büyük bir değişim olduğu zaman buna karşı bir duruş sergilediğini belirtiyor ve ekliyor:
"Boğaz Köprüsü yapılıyor "Hayır", Satalım köprüyü "Hayır", Cumhurbaşkanı'nı halk seçsin "Hayır", Hükümet sistemini değiştirelim "Hayır"... Büyük değişimlere hayır diyerek bu değişimleri bugüne kadar önleme imkanımız oldu mu?
Olmadı. Bundan sonra da olmayacaktır.
Büyük değişimlere hayır diyenler hep kaybetmiştir." Kerem Ali Sürekli hafta sonu yoğun bir mesai harcayarak, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini anlattı. Bornova'da Boşnak Akil İş Adamları Derneği'ni ziyaret etti. Bornova Pınarbaşı Mahallesi'nde faaliyet gösteren toplantı ve düğün salonu işletmecilerini ziyaret etti ve sorunlarını dinledi. Sonra da Bornova'da esnaf ziyareti yaptı, Bayraklı ve Menemen İlçe Danışma Meclisi'ne katıldı, AK Parti Çiğli Gençlik Kolları Üyesi gençleriyle bir araya geldi.
Yapılan şeyin bir hükümet sistemi değişikliği olduğunu ifade eden Sürekli, "Cumhurbaşkanlığı sistemi tek adamlık getiriyor diye eleştirilerde bulunuluyor.
Buna katılmak mümkün değil.
Cumhurbaşkanı'nın bugün tek başına yaptığı işlemlerin tamamı yargı denetimine kapalıdır. Şu anda, Cumhurbaşkanı'nın tek başına yaptığı işlemlere yargı yolu açılıyor. Cumhurbaşkanı'nın resmen imzaladığı emirler ve kararlar aleyhine yargı yoluna gidilememekte.
Bunların tamamına yargı yolu açılıyor. Cumhurbaşkanı'nın bugün siyasi sorumluluğu yok, sadece vatana ihanetten dolayı belli çoğunlukla suçlandırılabilme imkanı var.
Ne getiriliyor? Cumhurbaşkanı'na siyasi sorumluluk getiriliyor. Cezai sorumluluğu ne yapılıyor? İşlediği iddia edilen bütün suçlarla ilgili Cumhurbaşkanı'nın cezai sorumluluğu getiriliyor. Bütün bunlar hukuk devletini güçlendirir, zayıflatmaz.
Yargıda çift başlılık var bugün Türkiye'de. Bir yandan sivillerin yargılandığı mahkemeler var, öte yandan askerlerin yargılandığı mahkemeler var. Siviller için ayrı usul, ayrı mahkeme, ayrı kanun; askerler için ayrı usul, ayrı mahkeme, ayrı kanun var. Yargı birliğini biz tesis ediyoruz bu teklifle. Hukuk devletinin gereğini yapıyoruz. Yani Hukuk devletini güçlendiriyoruz" açıklamasını yaptı.