Kuşadası, turizmin pırlanta merkezlerinden biri. Temiz, bakımlı, denetimli...
Belediye, halk ekmek büfelerinde iki ekmeği poşetiyle birlikte 1 lira 25 kuruşa satıyor. Şehir içi yollar ve kaldırımlar her zaman temiz. Kuşadalı ve Kuşadası'na gelen turistler belli ki eğitimli...
Şehir içi dolmuşların şoförleri nazik. Yolcuyla sorun yaşamıyorlar, yolcuya son derece saygılılar. Balık halindeki esnaf balıkçılık fakültesi mezunu gibi... Bilgili ve müşteriye karşı çok saygılı.
Kuşadası'nda aldığınız balıktan hiç ama hiç kuşku duymayın.
Her daim taptaze. Ortada hiç görülmeyen bir başkanları var.
Bazı önemli gecelerde sahne alan sanatçıya çiçek sunarken bile eline mikrofonu almayan bir siyasetçi. "Ben işimi yaparım.
Konuşmaya gerek yok" diye mi düşünüyor, kimbilir.
Kuşadası, bir Avrupa kenti klasında. Bu nedenle olsa gerek, yabancı turistlere çok cazip geliyor.
Burada ev alıp yaşayan çok sayıda yabancı var. Kuşadası'nı evi gibi biliyorlar. Şehir mezarlığı bunun kanıtı. Öyle çok Kuşadası sevdalısı yabancı yatıyor ki...
Yaz mevsiminde şehrin hayhuyuna alışılıyor. Çünkü binlerce, onbinlerce yerli ve yabancı turist yaşıyor burada. Dikkat çeken bir konu... Ambulansların sirenleri gün boyu bitmiyor. İnsan zaman zaman paniğe kapılıyor.
Ada'da aklınıza gelen her şeyi bulmanız mümkün. Binlerce dükkan bulunuyor. Turist gemilerinin geçtiğimiz yıllara oranla daha az geliyor olması nedeniyle bazı dükkanlar kapanmış. Böyle giderse kepenk kapatacak çok esnaf olacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, özellikle siyasilerin bu konuda esnafı dinlemelerinde yarar var bence. Yunanistan'a göç edip orada dükkan açan Kuşadalı esnaftan söz ediliyor.
Belediyeye ait çay bahçelerinin deniz kenarında olması ve halka ucuz hizmet sunması, gelenleri etkiliyor.
Ne var ki sorunlar da yok değil...
Uğur Mumcu - Sait Gürpınar Parkı içindeki 'Aydınlanma Alanı'nda bulunan 21 aydınlanmacı bilim-sanat ve edebiyat insanının büstü, Kuşadası'nın yüz akı kültür mekanlarından biri. Böylesi bir sanat galerisi Eskişehir'de bile yok. İzmir'de zaten yok! Ne var ki bu büstlerden 4'ünün altındaki pirinç isimlik aylardır yerinde yok. O kişilerin kimler olduğunu nasıl bileceğiz?
İkinci sorun... Kent merkezindeki Poseidon heykeli...
Denizler Tanrısı Poseidon'un kent merkezinde bulunan heykeli Roma'daki, Paris'teki benzerlerinden hiç de geri kalır değil.
Mermer heykel, Ada için önemli bir anıt. Ne yazık ki aylardır suları akmıyordu. Sorun çözüldü ve sular akmaya başladı.
Ama düzenli değil... Poseidon'un suları hep akarsa önemi var o heykelin... Kentin iki noktasına CHP parti içi eğitim projesi olarak iki kitap standı yerleştirilmişti.
Raflarında da nitelikli kitaplar bulunuyordu. 1 kitap getiren 1 kitap götürme hakkına sahipti bu stantlarda. Kuşadası CHP yöneticileri mi yoruldu bilmeyiz, şu an iki stantta da hiç kitap yok.
Gelelim en can sıkıcı soruna...
Marina yanındaki plaj her gün dolup taşmakta. Şezlong ve şemsiye konusunda bir sorun yaşanmıyor.
Belediyenin elemanları kontrolünde çalışan plajın keyif kaçıran görüntüsü şöyle: Plajın hemen kıyısındaki restoran-kafelerin önündeki iskelede güneşlenenler, günlerdir rahat değiller...
Güneşlenenlerin burunlarının dibinde her gün farklı farklı magandaların çok çirkin küfürleri ve argo konuşmaları canından bezdiriyor insanları.. Gün yüzü görmemiş küfürlere karşın sesini çıkarmayan kadın ve erkek tatilciler bu soruna çözüm bulunsun istiyorlar.
Magandaların alüminyum korkulukları kırması, belediye görevlilerinin dikkatinden nasıl kaçar anlamış değiliz. İskelenin korkuluklarının yapılması ve magandaların uyarılması konusunda sessiz tatilciler hizmet bekliyor.
Ada'yı görmeyenlere naçizane önerim: Akşamları sahil boyunca dolaşıp her türlü müziği icra eden sanatçıları dinleyin, temiz Kuşadası'nın havasıyla doldurun ciğerlerinizi. Eminim, çok seveceksiniz.
BİR NOT:
Onca güzelliğe sahip Kuşadası'nın iki önemli eksiği olduğunu söyleyelim:
1- Kent Müzesi 2- Hayvanat Bahçesi.