İzmir'de 30 Ekim günü meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki deprem faciasından sonra İzmirliler büyük bir travma yaşıyor. Bir yandan da Türkiye, İzmir için tek vücut oldu, depremin yaraları yavaş yavaş sarılmaya çalışılıyor. Depremin acısını hafifletmek zaman alacak...
Devletin, yerel yönetimlerin, STK'ların, oda ve birliklerin çalışmaları hızlandı.
Bayraklı'da Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı 1 milyon 400 bin metrekarelik arazi, depremzedelere konut yapımı için tahsis edildi. Bu çalışma 'Birlikten İzmir Doğar' kampanyası ile anılıyor. Devlet ve TOBB'a bağlı kuruluşların önderliğinde gerçekleşen kampanya, depremzedeler adına sevindirici. Bu çalışmaların neticelenmesi elbette zaman alacak. Önümüz kış, ivedi sonuç almak gerekiyor. Evsiz kalan depremzedelerin konut ihtiyacı için dört koldan destek sağlanmaya çalışılıyor. Bu anlamda İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 'Bir Kira Bir Yuva' kampanyası ile sağlanan 25 milyon liranın üstündeki destekle depremzedelerin barınma ihtiyacı giderilecek.
BİNALARA GÜVEN TESTİ
Depremde yüzlerce bina hasar gördü, sadece ağır hasarlı olanlar boşaltıldı.
Bunun dışında kalan binalar için de yetkili kurumların incelemeleri bilimsel veriler çerçevesinde yapılmalı. Görevi tamamlamak amacıyla hızlı hareket eden yetkililer, elle ve gözle, balyozla bina muayenesi yaptı. Bu doğru bir yöntem mi? Karot veya röntgen testi yapılmadan bir binanın güvenli olup olmadığını anlamak mümkün olabilir mi?
İlaveten deprem nedeniyle ciddi hasar görmeyen ancak yaşı itibariyle riskli olan 50-60 yıllık binaların resmi kanaldan bilimsel testi yapılmadığından ev sahipleri DASK ve konut poliçesinden faydalanamıyor.
Yaşlı ve riskli binası olan ve kentsel dönüşüme müracaat edecek ev sahipleri DASK ve konut poliçesinden yararlanamıyor. Bu kapsamda yasal mevzuatın genişletilmesi sağlanmalıdır.
Ayrıca ilgili testler için neden özel firmalara yönlendirilme yapılıyor? 1999 öncesi yapılan binaların derhal incelenmesi ve hızla kentsel dönüşüme girmesi için çalışmalara ihtiyaç var.
BORÇ ÖTELEMESİ SEVİNDİRDİ
Deprem, esnaf ve şirket sahipleri için de bir yıkım oldu. Zaten pandemi ile zor günler yaşayan firma sahiplerinin (vergi levhası olan tüm işyerlerinin) vergi ve kredi borçlarının bir yıl ötelenmesi kararı, sevindirici bir haber oldu. Bu kapsamda İzmir için özel bir çalışma yapılacağını düşünmekteyiz.
Ülkemiz deprem bölgesinde ve gelecekte de depremler yaşanacak.
Binaların yenilenmeye ve genel olarak ülke genelinde ciddi yapısal çalışmalara ihtiyaç var. Bu noktada yerel yönetimlere büyük görev düşüyor.
Yasal mevzuatın gerekliliklerinin yerine getirilmesi ve özellikle mevzuat hükümlerinin uygulanması gerekiyor. Bunun aksini yapan fırsatçı ve suiistimal edenlere göz açtırılmamalı. Dünyanın pek çok ülkesinde bu şiddetteki depremlerde dimdik ayakta olan binalar varken, ülkemizdeki bina yıkılmalarını tarihe gömmeliyiz.
Türkiye artık deprem sınavından başarıyla çıkmayı öğrenmelidir.