• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Giriş Tarihi: 12.07.2020, 00:00
Mesleki deformasyon kavramını duymuşsunuzdur.
Mesleğinizi icra etmeniz için gereken nitelik ya da alışkanlıklar, özel yaşamınızda istenmeyen yan etkilere yol açabilir. Eğer benim gibi sosyal medyada içerik üreten biriyseniz bu işin hiç hesaba katılmamış zararları da olabiliyor.
Her gün özgün içerik bulup üretmek kolay şey değil. İnsanın bir dağarcığı var ve bu hazine, bildikleriniz kadar da tecrübelerinizden oluşuyor.
Öyle olunca hayatta aklınıza gelen ufak tefek güzel fikirleri bile sonradan bir yazı ya da videoya dönüştürülmek üzere bir kenara kaydediyorsunuz.
Ben de iletişim ve hayata dair tespit ve gözlemlerimi kendi kanallarımda paylaşıyorum.
Buraya kadar sorun yok.
Sorun, insanlarla muhabbet ederken başlıyor. Hele hele arkadaşınız olduğu gibi takipçiniz olan kişilerle konuşurken...

BİLİYORSAN ANLATMAYAYIM
Hani bir fıkra anlatacağınız zaman önce ilk cümlesini söyleyip muhatabının yüzüne bakarsın ya... 'Bak biliyorsan anlatmayayım' dersin sonra. Eğer karşındaki bilmiyorum derse fıkraya devam edersin. Benimki o hesap!
Youtube kanalımda üç yüzün üzerinde irili ufaklı videom var. Orada hayata dair tüm fikirlerimi açıklamışım zaten. Anlattıklarımı takip eden ve önemseyen biriyle karşılaştığımda 'Bu adam çok şey biliyor zaten. Ben anlatsam ne olur anlatmasam ne olur' diye düşünüp konuşma işini bana bırakabiliyor. Bilmediği önemli bir şey var ama... Ben de sohbet esnasında fikir belirtecekken ilk cümleyi söyleyip bir an duruyor ve soruyorum : 'Yahu böyle anlatıyorum da bunun zaten videosunu çekmiştim. Onu izlediysen bir daha anlatıp seni sıkmayayım.' Ne zaman kendimce akıllıca bulduğum bir laf söyleyecek olsam aklıma 'bunun videosu vardı yaa' düşüncesi gelip keyfimi kaçırıyor.
Mustafa Sandal'ın klasik şarkısının bir versiyonuna dönüştüm: 'Onun videosu var güzel mi güzel, öyküleri var özel mi özel maalesef muhabbeti yok' diye...

DEGERSİZLİĞİN DIŞA VURUMU
Biri çok ulaşmak istediği, düne kadar neredeyse yalakalık yaptığı bir karlı cinse ya da önemsediği bir kişiye neden birden tepeden bakmaya başlar? Neden hakkında ileri geri konuşmaya başlar?
Eğer böyle yapıyorsa, elde ettiğinde hemen değersizleştiriyorsa burada önemli bir patoloji olabilir. Elde ettiği kişi üstelik ona karşı nazik ve eşit davranıyorsa bu tepkisi daha da hızlı gelişebilir. Kişi, ulaşmak istediği insanı başta ne denli yüceltiyorsa uzaklaşma ve eleştirme eylemi de bir o kadar hızlı ve yoğun olabilir. Bir kişiyi ya da bir şeyi ne kadar fanatikçe istiyor, onu ne kadar övüyorsa o kadar güçlü bir değersizlik duygusuna sahip olabilir. Kendilerini değersiz gören kişiler, birilerini aşırı değerli görme eğilimindedirler. Eğer bir şekilde bu kişiye ulaşırlarsa hayal kırıklığına uğramaları da kaçınılmaz olacaktır. Çünkü ulaşılmış bir hedef, onların değersizlik duygusuna terstir.
Ulaşıldıysa demek ki kişi yanılmıştır.
O bile ulaşabildiyse aslında çok da önemli biri değildir o kişi. Ve hemen eleştirmeye kusur bulmaya başlar.
Birinin dediği gibi beni üye kabul edecek hiçbir kulübe üye olmaya değmez... Sizi yerlere göklere sığdıramayan biri ertesi gün kusur aramaya kalkarsa bunu unutmayın olur mu?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA