• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Giriş Tarihi: 13.09.2020, 00:00

Hintli bir bilgenin bir kolunda kanser oluşmuştu. Bilge buna rağmen son gününe dek dingin ve sevgi dolu kalmaya devam etti. Bir gün yüzünde çok güzel bir tebessümle koluna bakıp şöyle dedi: 'Zavallı kol'.
Elbette böyle olabilmek olağanüstü bir zihin durumu geliştirir ama yine de bu öyküde çok çarpıcı bir gerçek var.
Bilge, koluna hitap ederken zavallı kolum demiyor, zavallı kol diyor.
Istırabını yok eden şey, kendini koldan ayırarak bakabilmesi.
Kendini kolu zannetmiyor. Kolunun sahibi de zannetmiyor. Yani bu dünyadaki ayrı gayrılık illüzyonuna kapılmıyor. Hal böyle olunca onu ne üzebilir ki? Eğer hiçbir şeyin bizim olmadığını, her şeyin geçici olduğunu fark edersek hangi kayıp bizi yıkabilir ki? En büyük acılarımız, hayat tarafından bize ödünç verilmiş her şeyi bizim zannetmekten kaynaklanmıyor mu? Acının en büyük kaynağı sahiplik duygusu değil mi? Oysa kendine dışarıdan bakabilmek de rahatlatır.
Örneğin genç bir adamken işlerim üst üste ters giderdi. Bu yüzden canım sıkılır, şanssız bir adam olduğumu düşünürdüm. Bundan nasıl kurtuldum biliyor musunuz? Başıma ne zaman gündelik bir aksilik gelse, karakterime bir komedi filminin ana karakteri gibi bakarak... Yine mi bu herifin başına geliyor diye kahkaha atarak. Sanırım bu yaptığım hayatın mizah duygusuna aykırı geldi ve bu şanssızlık deneyimim son buldu. Çünkü zavallı ben demekten vazgeçmiş, zavallı çocuk deyip gülmüştüm. Böylece ben, ben olmaktan çıkmış, egomun kendine acıma oyununu bozmuştum. Size de öneririm. Mevlana hazretlerinin dediği gibi: dünya malı, dünya derdi okyanustur.
Sen üzerinde gezen gemi gibi ol. Suyu içeri alırsan gemiyi batırır.
Şimdi rastgele size!


BATIK MALİYET HATASI
Neden kumarhane her zaman kazanır? Neden uzun süreli ama sıkıntılı ilişkilere bir türlü son verilemez? Neden takımın sürekli kaybetmeye başlasa da desteklemeye devam edersin? Neden yanlış kararlarına rağmen hala mevcut partiye oy verirsin? Hepsinin sebebi aynı...
İster maddi ister duygusal olsun insan uzun dönemli yatırım yaptığı hiçbir şeyi bir anda elinin tersiyle itemez.
Eğer böyle yaparsa bugüne kadarki emeklerinin boşa gideceğini düşünür.
Örneğin kumarda evi hariç her şeyini kaybeden kişi, mantıklı olan masadan kalkmak olduğu halde son bir şans için evini de ipotek edip oyuna sürer.
Bir evliliğe yıllarını vermiş biri için artık devam etmemesi mantıklı olduğu halde hep son bir şans verir ve o son şanslar, duygular ya da cepteki para sıfırlanana kadar sürer. Bu yüzden kumarhane hep kazanır. Bu yüzden insanlar yürümeyen ilişkilere saplanıp kalırlar. Bu yüzden her türlü krize rağmen partinden vazgeçmezsin. Buna batık maliyet hatası deniyor. Aklımızla değil, duygularımızla iş yaptığımızın en önemli kanıtlarındandır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA