Hatırlar mısınız bir dönem İzmir'in sokaklarında balici gençlerden yürüyemezdik...
Benzer sorunlar diğer büyük kentlerde de yaşanıyordu.
Korku filmlerinden fırlamış gibiydiler...
O zombi gibi yürüyüşleriyle bir anda karşımıza çıkarlardı...
Tek kelimeyle korku salıyorlardı...
Çünkü, uyuşmuş bir beynin neler yapabileceğini kestirmek mümkün değildi...
***
Her şeyin modasının olması gibi, bu uyuşturucu denilen illetin de var...
Ve gençler, bu "modayı" ölümüne takip ediyor!
Bir dönem, o renkli şekerleme gibi gözüken extacy ile uğraştık...
Sonra baliciler dört bir yanı sardı... Zaman geçti...
Onların yerini yenisi aldı...
Bonzai!
***
Evet hiçbirimiz bu kelimeye yabancı değiliz...
Yaklaşık 5 yıldır gündemimizde...
Fakat son zamanlarda işin rengi iyice değişti...
Haber ajanslarına, başta İstanbul olmak üzere, Türkiye'nin pek çok yerinden "bonzai müptelası" gençlerin fotoğrafları yağıyor...
Bakıp kalıyoruz o fotoğraflara...
Kimi İstanbul'un ortasında, Taksim Meydanı'nda kendinden geçmiş bir halde yatıyor...
Kimi merdivenlere yığılmış...
Bir başkası kaldırım kenarında aklını yitirmiş gibi bekliyor...
***
Sentetik bir madde olan bonzai, ucuz olması nedeniyle çok kolay temin ediliyor...
Özellikle kentlerin dar gelirli mahallelerinde yaşayan gençler, bu ölüme gönüllü koşuyor...
Amaç ne?
"Kafalar güzel olsun" saçmalağı!
***
Sosyal medyanın eğlenceli gibi gözüken trend cümlesi bu...
"Kafamız güzel!" Bu iki kelime, mutluluğu anlatıyor...
Keyfin yerinde olduğunu...
Hayatı ve sorunları takmadığını...
Bir derdin varsa, kağıt gibi buruşturup attığını...
Dünyanın kederini unuttuğunu yansıtıyor...
***
Böyle anlatınca güzel tabii...
O gençler de bonzai içince bir mutluluk yaşayacaklarını sanıyor...
Küçük dünyalarındaki sorunlar, sihirli bir değnek dokunmuş gibi değişecek diye bekliyorlar...
Peki ya sonuç?
***
Aciz bir halde sokak köşelerinde yığılıp kalıyorlar...
Mutlu değil, çaresiz gözüküyorlar...
İnsan kızmaktan çok acıyor...
Ve merak ediyor...
***
Hadi televizyonda saçma sapan yarışmalar, diziler dışında bir şey izlemiyor, gazete okumuyorlar diyelim...
Üç kuruş parası olmayan birinin cebinden bile son model akıllı telefon çıkmıyor mu?
Geçenlerde kağıt toplayan bir genç Alsancak'ta yanımdan yürüyordu...
Hem sırtına yüklediği el arabasını çekiyor hem de son model cep telefonuyla yazışıyordu...
***
Madem öyle, bari sosyal medyada bonzai hakkında bir tek haber görmüyorlar mı?
Çevrelerinde bonzai nedeniyle hayatını kaybeden kimse olmuyor mu?
Arkadaşlarının "kafayı güzelleştirmek" için çıktığı o öldüren yolculukta ne hale geldiğini fark etmiyorlar mı?
Sahiden sorunları, bir an olsun "unutabilmek" uğruna ölecek kadar büyük mü; yoksa bu kadar bilinçsizler mi?
Hangisi?
***
O halde iş, bu sorunun cevabını bulmaya geliyor...
Bu artık üç beş gencin yaşadığı sorun olmaktan çıktı...
Toplumsal bir yaraya dönüştü...
Madem bonzai kullanan gençlerin önemli bölümü kentlerin varoşlarında yaşıyor, o halde sorun kaynağında çözülecek!
Sadece uyuşturucu operasyonu yapmakla bataklık kurumuyor...
Uzaktan kumandaya basar gibi "Bonzai içmeyin" demek de işe yaramıyor...
O gençler ve aileleriyle görüşmek, onların nasıl bir çevrede yaşadığına tanık olmak ve mümkünse onları bonzaiye iten sorunlarını çözmek gerekiyor...
***
Peki bunu kim yapacak?
Polis mi?
Yerel yöneticiler mi?
Sivil toplum kuruluşları mı?
Cevap veriyorum...
Hepsi!
Madem bu sorun, artık adım başı karşımıza çıkıyor...
Madem bir bomba pimi çekilmiş gibi bekliyor...
Hep birlikte çözeceğiz...
Başka yolu yok!