Tek tek isimlere bakıyorum; tam bir denge ve vizyon kabinesi olduğunu görüyorum. Ama bunların yanında, 1 Kasım seçimlerinde AK Parti açısından en başarılı olmuş illerden seçilen bakanlık dağılımıyla, o ilin parti teşkilatları ve ilin kendisinin ödüllendirildiği de anlaşılıyor. Denge konusuna gelince; birkaç gün önce ATV-A Haber ortak yayınında "Kurulacak hükümet ile uyumun önemine" dikkat çeken yüzde 52 halk oyuyla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olarak Recep Tayyip Erdoğan'ın yıllarca birlikte çalıştığı isimler ile AK Parti'nin ve yürütmenin başı olarak Başbakan Davutoğlu'na yakın bilinen isimlerin bir arada yer alması, bu dengenin ve uyumun önemsendiğini gözler önüne seriyor ki; bu sonuç son derece doğrudur. Çünkü; bundan önceki Cumhurbaşkanlarından farklı olarak artık Meclis'in değil, doğrudan halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı, zaman zaman tıkandığı gözlenen sistemde, yürütme ile uyumun ne kadar önemli olduğunu da ortaya koymuştur.
LİYAKAT KABİNESİ
Yeni kabineyi incelerken vizyon konusundaki değerlendirmemizle başlayalım. Başbakan Yardımcılarının hepsinin cv'leri de geçmiş siyasi deneyimleri ve yüklendikleri misyonlar da hayli anlamlı. Ve bu açıdan ele alındığında, Başbakan Davutoğlu'nun kurmay heyetindeki bu 5 isim ile birlikte, 1 Kasım seçimleri sürecinde seçmene vaat edilen ekonomi ağırlıklı yol haritasının bir an evvel uygulamaya konulacağı ve yeni bir yola giren birlik ve kardeşlik sürecinde ciddi adımlar atılacağı anlaşılıyor. Dış politikaya atanan 2 isim de zaten bu alandaki liyakati tartışma götürmeyen isimler. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve AB Bakanı Volkan Bozkır'dan söz ediyorum. Bilim Teknoloji Bakanlığı ile Kalkınma Bakanlığı, Spor Bakanlığı, Milli Savunma, Sağlık, Adalet, İçişleri, Milli Eğitim ve Orman Su İşleri Bakanlarında herhangi bir değişikliğe gidilmemesinin son derece isabetli olduğu da ortada. Kabinedeki yeni isimleri incelediğimizde de durum pek farklı değil. Ekonomi yüksek lisansının üstüne Yenilenebilir Enerji Finans Kaynakları ile ilgili doktora yapan pırıltılı genç bir isim Berat Albayrak'ın Enerji Bakanlığı'na getirilmesi, enerji gibi sadece Türkiye'nin içeride değil, küresel bir aktör olarak bölgesinde ve uluslararası piyasada oynayacağı rolde ne kadar etkin olacağına dair çok önemli bir ipucu veriyor. Uzun yıllardır politikanın içinde olan ve hatta neredeyse çocuk yaşından bu yana siyaset yapan Süleyman Soylu'nun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda politik deneyimin kendisine kazandırdığı bu birikimi, kendi uzmanlık alanıyla ustalıkla harmanlayacağı ortada. Yine, uzun bir politik deneyimi olan Mustafa Elitaş'ın Mülkiye'den gelen eğitim birikimini Ekonomi Bakanlığı ile nasıl taçlandıracağına hepimiz tanık olacağız. Bir zamanlar Müsteşarı olduğu Maliye Bakanlığına, bu kez siyaset temsilcisi olarak atanan Naci Ağbal ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'na atanan Bülent Tüfenkçi ile her zaman siyasette ve insan ilişkilerinde doğru ve düzgün ilişkileri ile öne çıkan Mahir Ünal'ın Kültür ve Turizm Bakanı olarak atanması da çok önemli. Mahir Ünal'ın ayrıca, İzmir'in damadı olması da, İzmir'in fahri bir bakanı olarak kabinede yer alması anlamına geldiği de açık.
KABİNEDE KADININ ADI
Gelelim kabinenin 2 kadın bakanına. 2002 yılında kurucuları arasında yer aldığı ve MKYK üyesi olduğu AK Parti'den 1 Kasım seçimlerinde Denizli milletvekili olarak Meclis'e giren Sema Ramazanoğlu, hem kadın olarak hem de Ege'nin vekili olarak kabinede yerini aldı. Aile Bakanlığı gibi çok önemli bir bakanlıkta farkını konuşturacağından hiç şüphem yok. Kabinenin bir diğer kadın temsilcisi Çevre ve Şehircilik Bakanı olarak Fatma Güldemet Sarı da hem şehir plancısı olarak kendi uzmanlık alanında hem de uzun siyasi geçmişiyle farkındalık yaratacaktır. Tam da bu noktada 64. Vizyon kabinesinde eksik olarak gördüğüm bir noktayı anmadan geçemeyeceğim. Öncelikle; 27 kişilik bakanlar kurulunda kadın sayısının 2 değil, en az 10 olmasını arzu ederdim. Ki; AK Parti grubunu incelediğimizde bu görevleri layıkıyla yapacak ne kadar çok kadın vekil olduğunu görüyoruz. Ve; bir burukluğum da İzmir milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar ile ilgili. 2002'den bu yana AK Parti'de hem kurucu hem milletvekili hem de MYK'da yer alarak hatırı sayılır bir siyaset deneyimi kazanan, 1 Kasım seçimlerinde liste başı olduğu İzmir 2. Bölgede ciddi bir oy artışı sağlayan Nükhet Hotar bakan olarak benim favori ismimdi ve sonuna kadar hak ediyordu. Keza, sektörden gelmesi sebebiyle Ekonomi Bakanlığı'nda son derece başarılı işler yapan Denizli milletvekili Nihat Zeybekci'nin kabinede yer almaması benim için büyük bir hayal kırıklığıdır. Ama aldığım duyumlar bu karamsarlığı azaltacak nitelikte. Yeni yasama yılının başlamasıyla birlikte ikili bakanlıkların tekrar eski haline dönmesi ve artacak bakan sayısı ile Hotar'ın ve Zeybekci'nin kabineye girmesi hiç de sürpriz olmaz.
EFSANE BAKAN GERİ DÖNDÜ
Ve; Binalı Yıldırım. Uzun yıllar yaptığı sayısız eser ve yatırım ile ismi "Efsane Bakan'a" çıkan Yıldırım, yine efsaneye devam etmek için yeniden Ulaştırma, Habercilik ve Denizcilik Bakanı olarak 64. Kabinenin en dikkat çeken isimlerinin başında geliyor. İzmir milletvekili olarak ve en yatırımcı bakan olarak sadece İzmir'in değil, Ege'nin de bakanı olacak. Aslında İzmir İl Başkanı Bülent Delican'ın söylediği bir anlamda gerçekleşti. Delican, İzmir'e 3 bakan verilmeli diyordu. Kabinenin en yatırımcı bakanlığı ve içinde hem Ulaştırma hem Havacılık hem de Denizcilik'i barındırması itibarıyla İzmir'e 3 bakanlık verildi sayılır. Binali Yıldırım ismine tekrar geri dönersek; siyasette vizyonun en önemli simgelerinden biri olan Yıldırım'ın önümüzdeki dönem için karşılığı vefa ve dengenin de çok güçlü ifadesi olmasıdır.
Ve son söz; önümüzdeki 4 yılı yepyeni bir vizyon ve atılım ve kalkınma ile yapılandırma ekibi bütün yönleriyle güven veriyor. "Haydi Bismillah" diyerek işe başlayan 64. Hükümete ve yeni Türkiye'ye hayırlı olsun...