İzmir ve Ege'nin yerel gündeminden kısa bir süreliğine uzaklaşıp Turkiye'nin iç ve dış gündemini en yetkili kişiyle değerlendirdik 24 saat içinde. Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Finlandiya ziyareti sırasında İzmir ve Ege'yi de unutmadım elbette. Kendisine, Yunan Başbakanı Çipras ile İzmir ziyareti sırasında yaptığı Bakanlar Kurulu'nun İzmir'de toplanma tarihini hatırlattık. Kesin tarih, biraz siyasi gelişmelere bağlı olduğundan, mümkün olan ilk fırsatta Pazartesi günü Urfa'da yapılacak Bakanlar Kurulu'nun Ankara dışındaki ilk toplantısının İzmir'de yapılması hazırlığının başladığını ilk ağızdan sizlerle paylaşalım.
Rusya ile uçak krizinin ardından olası olumsuzlukları dengeleme adına, Rusya'nın eski ve yeni etki alanındaki ülkelere ziyaretlere ağırlık ve öncelik veren Başbakan Davutoğlu, bu kapsamda 4 ay içinde Azerbaycan, Sırbistan, Bulgaristan, Kazakistan ve Ukrayna'nın ardından Çarşamba günü de Finlandiya'yı ziyaret etti. Tüm bu ülkelerde olduğu gibi Finlandiya'da da Türkiye'ye karşı son derece olumlu hava olduğu da apaçık ortada.
AB üyeliğimizin bile Finlandiya'nın başkanlığı döneminde tanındığını hatırlatalım.
CUMHURBAŞKANI İLE MİLİM GÖRÜŞ FARKIMIZ YOK
Başbakan ile Türkiye'ye yola çıkmadan önce, 1 saati aşkın sohbet ettik geziye katılan gazetecilerle birlikte. Ayrıntıları haberimizde okuyacağınız için çok uzatmayıp altını çizdiğim 2 konuyu paylaşmak isterim sizinle.
Özellikle belli kesimler tarafından son dönemde Açılım Süreci ve terörle mücadele konusunda Başbakan ile Cumhurbaşkanı arasında görüş ve fikir ayrılığı olduğunu iddia edenlere son derece net bir cevap verdi Davutoğlu:
Sayın Cumhurbaşkanı ve benim, terörle mücadele konusundaki kararlılığımızda milim fark yoktur.. Bunu iddia edenler zaten belli kesimlerdir. Ne benim ne de kendisinin, hem devlet ahlakı hem de şahsi ahlakımız birbirimize duyduğumuz güven, itimat ve bağlılığının hiçbir şekilde sarsılmasına izin veremez.
HDP TEK TİP KÜRT İSTİYOR
Başbakan Davutoğlu'nun Anayasa ve terörle mücadele temelinde AK Parti'ye karşı HDP'nin CHP'ye yaptığı "cephe oluşturma" teklifine yönelik çağrıyla ilgili yorumu da hayli dikkat çekiciydi. "CHP tek parti döneminde nasıl bir Türkiye arzuluyorsa HDP de şu anda Doğu ve Güneydoğu'da aynı Türkiye'yi arzuluyor. Yani hiçbir özgürlüğün olmadığı, rekabetin olmadığı totaliter, bir tek biz varız, başka kimse olmasın anlayışı.. HDP de şimdi tek tip Kürt tasavvur ediyor. Onlardan farklı düşünen bir Kürt yaşamazsa daha iyi olan bir Kürttür. Yani yaşaması caiz olmayan bir Kürttür. Yani Stalinist HDP ile tek partici CHP arasında hiçbir fark yok. Demirtaş'ın Kılıçdaroğlu'na yaptığı çağrıyı hiç yadırgamadım. Yakışır yani."
PARALEL YAPI BUNLARIN ORKESTRA ŞEFİ
Başbakan Davutoğlu'nun HDP ile CHP arasındaki ilişkiyi anlatırken söylediği son sözler de dikkate değer: "7 Haziran öncesinde Demirtaş 'Seni Başkan Yaptırmayacağız' diye bir konuşma yaptı. O işaret fişeğiydi aslında. 7 Haziran'a bununla gidildi. 1 Kasım'a giderken bu koalisyonun doğurduğu zaaflar ortaya çıkınca CHP biraz mesafe koydu. Şimdi tekrar birileri onlara biraraya gelin, dedi. Bunların arkasındaki orkestra şefi bellidir: Paralel Yapı.. CHP'ye de aynı telkini yapıyor. PKK ile de irtibatları var. Onun arkasındakini de artık siz tahmin edersiniz!"