• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Ana Ocağı'nın dersleri

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 28.08.2015, 00:00
Her hafta 5 kızın eğitmenlerinin gösterdikleri işleri yaparak yarıştıkları ve yine eğitmenlerinin verdikleri puanlarla altın bilezik kazandıkları "Ana Ocağı" diye bir program var ekranlarımızda yayınlanan. Ne zaman denk gelsem ya yemek yapmak öğretiliyor kızlara ya da cilt veya saç maskesi yapmaları veya süt sağıp örgü örmeleri. Yani ev işi yapmak ve de el işi yapmak. Bir de her daim bakımlı ve güzel olmak.
Kadınlık dediğimiz şey bunlardan ibaret yani. Julia Roberts'lı meşhur "Mona Lisa Gülüşü" filminde kızlara öğretilen "kadın olma sanatı" gibi.
Bir geç kız ana ocağında hamur yoğurmayı öğrenirse ve "en güzel" börekleri o açarsa veya sütten yoğurt ve tereyağ yapmayı öğrenirse ya da turşu kurmayı ya da reçel yapmayı "en mükemmel kadın" o olacak.

EV VE EL İŞİ
Peki, neye yarayacak bütün bunları bilmesi. Mutlu olmasına yetecek mi? Böylece kocası "Aman ne kadar becerikli bir karım var. Ne güzel ben de onu mutlu edeyim bari mi?" diyecek?
Bütün bu işleri en mükemmel şekilde yaparsa bir kadın, kocası tarafından hiç sözlü veya fiziksel şiddete uğramayacak, hiç üzülmeyecek ve aldatılmayacak mı? Yoksa filmdeki gibi "Erkektir yapar, onların genlerinde bu var, bizim genlerimizde itaat edip, susmak ve sabretmek mi?" denecek?
Tamam. Bunları öğretelim, öğrenelim. Ev ve el işlerini sadece kadınlar değil, erkekler de öğrenmeli. Onlar da yemek yapmayı bilmeli, dikiş dikmeyi vs. Gerektiğinde yapabilecek kadar ama. Aslında gerektiğinde aklını kullanabilen herkes öğrenebilir bu işleri. Mesleğiniz değilse çok da mükemmel olmanıza gerek yok. Meslek kursuna giderseniz o başka. İşin içinde profesyonel olmak var çünkü. Yaptığın işin karşılığı değerini almak.
Reçel yapmak da keyif verir insana turşu kurmak da. Ama çekirdek bir aileyseniz, bahçenizden de meyve toplamıyorsanız reçel yapmanın pek bir manası yok! Meyvesi, şekeri, elektrik veya tüp parası derken astarı yüzünden pahalıya geliyor yani. Her gün de reçel yenmeyeceğine göre güvenilir bir yerden bir kavanoz reçel almak daha karlı. (kadınların ekonomiyi de düşünmesi gerek değil mi?)
Demem o ki reçel yapmayı bilmiyor diye bir kadın varsın ana ocağından mezun olmasın. Onun yerine kendi gücünün ve yapacaklarının farkına varmasında fayda var. Ayrıca iyi bir insan olmayı öğrensin. İkili ilişkileri, kocasıyla, kocasının ailesiyle ve komşularıyla vs. geçinmenin yollarını... İnsan psikolojisini yani.

HAYAT DERSLERİ
En yakın arkadaşıyla aşık atmasın mesela. O daha iyi örgü ördüğü veya daha zengin bir koca bulduğu için delirmesin. Onun beğendiği erkekle evlendiği için kuyusunu kazmasın. Malum ekran dizilerimizde seyredenlere bu tür entrikalar öğretiliyor. Her dizide mutlaka içi kötülük dolu bir veya birkaç kadın karakter var. Hayatları nefret ve intikam.
Herkesin iyi olduğunu düşünecek kadar da saf olmasın. Beynini geliştirmeyen herkes bedelini öder. Kadınlar daha çok öder. Kendi beynini geliştirmiş, kendine yatırım yapmış bir kadın daha iyi kadın, karı, anne, evlat ve daha iyi insan olur. Hiçbir kadının kocası ve evlatları için saçını süpürge etmesi gerekmiyor. Süpürge olmak güzel bir şey değil ki. Ne koca ister karısının süpürge olmasını ne de çocuklar annelerinin süpürge olmasını.
Kısacası en iyi sofraları kurmak, en iyi yemekleri yapmak yetmiyor hayat okulundan mezun olmaya. Benim tavsiyem bu programda "toplumsal cinsiyet eşitliği" derslerine yer verilmesi. Öğrensin kızlar toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedir ve nelere mal oluyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın bu konuda ulusal eylem planı da var üstelik.
Kadınlık bilinci de öğretilmeli. Ve en önemlisi bir kadının öncelikle kendi vücudunu tanıması. Bu nedenle cinsellik dersi de verilmeli mesela. Bir kadın, hayatın kaynağı olan ve insanoğlunun gözle görülebilir en küçük hücresi olan kaç bin yumurtayla dünyaya gelir mesela? Niye her ay kanar? Hayatın mucizesi yani bir bebeğin dünyaya gelmesi nasıl gerçekleşir? Bunları öğrenmeleri daha elzem.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA