• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Cinsiyet uçurumu

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25.11.2015, 00:00
Önce bir son dakika bilgisi: Ülkemiz Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu'nda 145 ülke içinde 130. sıraya geriledi. Bizden sonra gelen ülkeler 3. Dünya ülkeleri. Mali gibi dünyanın en yoksul ülkeleri. Peki, ilk 10'da hangi ülkelerin de yer aldığını söyleyeyim mi? Yıllardır soykırımın yaşandığı bir Afrika ülkesi olan Ruanda.

"Ruanda'nın bu başarısının altında soykırım olduğunu da belirtmekte fayda var" diye yazmış bu bilgiyi gönderen Derya Şentürk. Çünkü yıllarca süren katliamda erkek nüfusun ciddi oranda kaybedilmesi nedeni ile kadınlar her alanda işe koyularak ülkeyi yeniden inşa ettiler ve ediyorlar.

Bugün, Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü. Bugün birçok televizyonda bu konu ile ilgili yapılmış haberleri izleyeceksiniz. İstatistikler verilecek. Şiddetin hız kesmediğinden söz edilecek. En yakınları tarafından öldürülen kadınlardan söz edilecek. Ve dayak yiyen kadınlar konuşacak. Onları eşlerinden sözlü ve fiziksel şiddet gören kadınlar dinleyecek.

ÖNEMLİ GERÇEKLER

Çünkü biliyoruz ki bu ülkede yaşayan her üç kadından biri eşinden dayak yiyor.

Ve eşinden dayak yiyen kadınların yarısı bu durumdan kimseye bahsetmiyor ya da bahsedemiyor.

Durum vahim. İnsanlarla konuştukça, televizyon dizilerini ve gündüz kuşağı programlarını izledikçe durumun vahameti daha bir ortaya çıkıyor. Her ne kadar şiddeti kabul etmesek ve kadına yönelik şiddeti kabul etmiyor görünsek bile bunu kanıksadığımız ortaya çıkıyor. Ve de içten içe kabullendiğimiz.

En önemli gerçek şu: Erkekler kadınların hayatlarına karışmayı doğal karşılayıp bunda bir anormallik görmezken, kadınlar da erkeklerin hayatlarına karışmasına izin veriyorlar.

Daha ilişkinin başında, henüz flört ederken veya birbirlerini tanıma aşamasında erkekler kadının giyimine, hareketlerine, gülmesine, konuşmasına her şeyine karışıyorlar.

Ve kadınlar o erkeği elde etmek ya da kendilerine bağlamak için buna izin veriyorlar. Erkek, "kırmızı oje sürme" diyorsa, sürmüyorlar. İstemedikleri halde yapıyorlar. Evlenince kendi istediklerini yaptıracaklarını düşünüyorlar. "Nikah masasına bir oturtayım! Cüzdanı alayım. Ben sonra ona gösteririm!" diye düşünüyorlar.

TERCİH MESELESİ

Öyle olmuyor işte. Nasıl ki kendileri değişmiyorlarsa ve kendilerine biçilen role uymakta zorlanıyorlarsa, erkekler de değişmiyor. Bir kere taviz verilince devamı da geliyor.

O yüzden daha başta kartlar açılmalı. Kimse kimseden bir tercih yapmasını istememeli. Benim genç kızlara verdiğim en baş öğütlerden biri: "Eğer bir erkek senden bir tercih yapmanı istiyorsa seni sevmiyor demektir. Seni seviyor olsa böyle bir tercih yapmanı istemez senden."

Örnek olarak en sevdiğim filmlerden birindeki repliği veririm.

"Mona Lisa'nın Gülüşü"ndeki en can alıcı sahnelerden biridir bu sahne. Okula başka bir kentten gelen yeni öğretmen Katherine okulun yakışıklı öğretmenlerinden Bill ile flörte başlar ve aralarında şu konuşma geçer:

Bill: Erkek arkadaşın var mı?
Katherine: Var.
Bill: Ben olsaydım gitmene (buraya gelmene) izin vermezdim.
Katherine: Senden izin istemezdim!

Kimseden izin istemeyin kızlar. Anneler kızlarınızı özgür bireyler olarak yetiştirin. Oğullarınızı da bir kıza istemediği bir şeyi yapmamayı öğretin. Çocuklarınız hem kendilerine hem de karşısındakilere saygı duymayı öğrensinler. Ve kendilerine yapılmasını istemedikleri bir şeyi kimseye yapmasınlar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA