• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

İyi kadın mı kötü kadın mı?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10.02.2016, 00:00
Küçüklükten itibaren bütün kızların bıkıp usanmadan dinlediği ve seyrettiği Sindirella (Kül Kedisi) masalı/filmi, bize ne anlatır diye hiç düşündünüz mü? Filmlerin sürekli yeni versiyonları yapılıyor. Çizgisi, animasyonu, fantastiği, günümüze uyarlanışı vs...

Hepsi eza ve cefa çeken kadın kahraman, gaddar üvey anne ve kıskanç üvey kardeşler, sihirli yardım, prensle buluşma, kimlik kanıtlama ve prensle evlenme motifleri içeriyor.

Hatta romantik komediler de dahil bütün komedi ve drama dizilerinin temelini de bu motifler oluşturuyor. Ve bu masal, masal kadınla erkeğin nasıl biri olduğuna dair hayali/beklentiyi/ isteği de keskin bir biçimde gösterir.

Biz seyircilere der ki bu filmler: 

Kadınlar "zengin, yakışıklı, güçlü ve kuvvetli" bir erkek tarafından kurtarılmak ister. Erkeklerse "güzel" bir kadın ister. 

Bazı kadınlar öyle kötüdür ki adeta şeytana benzer. Bazıları da öyle iyidir ki melek gibidir. Güzellikleri de bunu kanıtlar. 

Kötü kadın ve kadınlar, iyi kadının erkek bulma çabalarını engeller. 

Ama zengin, yakışıklı, güçlü erkek, iyi kadını keşfeder ve onu güçlü dünyasına alır.

BİZİM YANSIMAMIZ


Özetlemek gerekirse "prensi kapmak için" bir kadın güzel olmalı ve kötü kalpli diğer kadınla rekabet etmelidir.

Bu mesajı ne kadar iyi anladığımızı hem çok izlenen reality şovlarda hem de günlük yaşamda görüyoruz.

Rakibimiz hep "diğer" kadınlar. Eski-yeni bütün sevgililer birer rakip.

Diyelim ki kadın prensini kaptı ve bir erkekle ciddi bir ilişkiye girdi, hatta onunla evlendi, mücadele ve rekabet hiç bitmez.

Kadın, erkek arkadaşının/kocasının eski aşklarına/eşlerine de içerleyebilir.

Aslında "diğer kadın, kendi kaygı ve bastırdıklarımızın birer yansımasıdır" desem.

Psikanalistlere göre masal ve filmlerdeki kötü ve diğer kadın, olmasını ve erişmeyi dilediğimiz her şeyi temsil eder.

Normalde bizim gösteremeyeceğimiz davranışları gösterir. Aslında severiz onu. Bazen onun gibi olmak isteriz ama kabul görmemekten korktuğumuz için düşman oluruz ona.

Öyleyse, onu kötülemek yerine anlamaya çalışsak? Bunu yapmamız daha doğru olmaz mı?

İYİ BİR ARKADAŞ

Bütün bu masalların ve ilham kaynağı Bridget Jones olan dizilerin ve filmlerin verdiği mesaj bir kadının mutlaka evlenmesi gerektiği.

Bekar kadınların kendine güvensiz hali.

Çünkü, kadınların daha önce hiç olmadığı kadar kendilerine yettiği bir zamanda yaşıyor olmalarına rağmen, kendisine yeten bir kadın olmak, hala tümüyle kabul görmüyor.

Sayısal olarak kadınların erkeklerden daha fazla evlenmek istemelerinin nedeni de evliliğin kültürel olarak diğer bütün ilişki tarzlarının üstünde tutulması.

"Mutlu ve bütün olmak" için kadınlara evlenmeleri ve çocuk sahibi olmaları gerektiği öğretiliyor.

Ama giderek artan boşanma oranlarının da gösterdiği gibi hayat boyu tek eşlilik birçok kişiye uymuyor. Evlenmesine evlenelim tabii ama şunu unutmayalım ki "evlenmek için rekabet etmeye ihtiyaç" yok.

Feministlerin tavsiyesi: "Erkeklerin zor bulunur bir eşya ve bütünleyici bir bilet olarak görülmemesi" gerektiği. Kötü bile olsa "diğer" kadınlara daha çok ihtiyacımız olduğu.

Örneğin Leora Tanenbaum, kadınlar arası rekabeti anlattığı kitabında, bir erkeği elde etme konusunda bütün hata ve takıntılarına rağmen Bridget Jones hatta Seks and the City'nin kadın kahramanlarının da her zaman kız arkadaşların ilk sırada yer aldığını kabul ettiğini hatırlatır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA