Tereciye tere satmanın anlamı yok ama soğuk ve yağmurlu İstanbul'dan sıcak ve güneşli bir Ege ve Akdeniz kasabasına gitmek insana yaşam enerjisi veriyor. Güneş insanı hem aydınlatıyor hem ısıtıyor. Deniz ufkunu açıyor. Güler yüzlü insanlar umut veriyor.
İki günlük Göcek ve Kaş ziyaretinin sebebi, düşlerin gerçekleştiğini görmek. Türkiye Vodafone Vakfı ve Alternatif Yaşam Derneği (AYDER) işbirliğiyle 8 yıl önce hayata geçirilen projenin bir parçası olan "Düşler Akademisi Kaş"ı görmek. Burası Türkiye'nin engelli bireylere yönelik en geniş kapsamlı yaşam alanı ve Avrupa'nın en büyük outdoor engelli kampı. 20 dönümlük bir arazi. Kapısı yok. Yani burayı herkes ziyaret edebilir, gezebilir, bilgi alabilir ve isterse aktivitelere katılabilir veya gönüllü olarak hizmet verebilir.
Yıl boyunca binlerce engelliye ücretsiz hizmet veren merkezde, Türkiye'nin her yerinden gönüllü katılımcı ve eğitimcilerin yönetiminde eğitim, sanat ve spor programları uygulanıyor. Sanat altında resim, müzik, dans, heykel ve tiyatro dersleri verilirken, sporda yelkenden dalışa, tenisten biniciliğe, farklı alanlarda gönüllüler ders veriyor. Eğitim alanında da kişisel gelişim, işaret dili, yabancı dil, fotoğraf, kamera ve senaryo konularında dersler yapılıyor.
SOSYAL GİRİŞİMCİLİK
Düşler Akademisi Kaş, aynı zamanda, çalışanlarına farklı bir deneyim yaşatmak isteyen firmaları ağırlıyor ve uluslararası sosyal girişimcilik buluşmalarına ev sahipliği yapıyor.
Haziran 2014'te açılan Düşler Akademisi Kaş, tarihsel ve doğal dokusu korunarak restore edilen 70 yıllık Çukurbağ İlkokulu'nun binasında faaliyet gösteriyor.
Niye Kaş, niye Çukurbağ? Çünkü bu tür proelerin hayata geçebilmesi için öncelikle yerel halkın ve yöneticilerin desteğine ihtiyaç var. Burada da hem başta kaymakam ve belediye olmak üzere halk da yardımcı olmuş bu düşü hayal eden Alternatif Yaşam Derneği üyelerine. Kaymakam yıllar önce ahır yapılmaya terk edilmiş okulu tahsis etmiş. Onlar da gönüllülerin baş destekçileri Vodafone Vakfı sayesinde burayı restore etmişler. Halk ise yaptıkları işi önemseyerek İstanbul'dan gelen gençleri benimsemiş ve yardımcı olmuş. Köyün gücü etkisini göstermiş. Akademi'de gönüllü olarak çalışan 18 yaşındaki Emine de Çukurbağlı. İlk başta yadırgamış. Çünkü ona engelli bireylerden korkup kaçması öğütlenmiş, zarar verebileceği endişesiyle. Burada onların sadece biraz farklı olduklarını ve yardımcı olunursa çok şey yapabileceklerini öğrenmiş.
4 MİLYON TL'LİK YATIRIM
Emine toplumsal olarak konuya nasıl baktığımızın bir özetini yapıyor aslında. 8 milyon engelli yaşıyor bu ülkede. Ve biz onların çoğunu görmüyoruz. Çünkü aramıza katılamıyorlar. "Engelli bireylerin yaşam alanlarında olmaları gereken yer ile gerçekte bırakıldıkları yer arasında büyük bir uçurum var. Düşler Akademisi bu uçurumun kapanması için herkesin en yakın halkadan başlayarak bir çözüm üretmesi gerekliliğinden doğdu" diyen AYDER başkanı Ercan Tutal, sanatın büyüleyici enerjisini ve dönüştürücü gücünü kullanarak toplumun dış kulvarlarında unutulmuş büyük azınlığı yeniden sosyal yaşama dahil eden girişimlere imza attığını söylüyor. Bu konudaki en büyük destekçileri de Türkiye'de toplumun gelişmesine ve yaşam kalitesinin artmasına katkıda bulunmayı hedefleyen Türkiye Vodafone Vakfı. Vakıf çatısı altında bugüne kadar yaptıkları sosyal yatırımların 29 milyon TL'yı bulduğunu söyleyen Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Süel, "Engelli ve sosyal dezavantajlı gençlerimizin ekonomik ve sosyal hayata eşit katılımını sağlamak için bu mali yılımızda 1 milyon TL'lik yatırım daha yapıyoruz." diyerek son noktayı koyuyor; engelli bireyler için toplam yatırımın miktarının 4 milyon TL olduğunu belirterek.