Cumartesi gecesini, yani yılın son gününü, her zaman olduğu gibi ailemle birlikte geçirdim. Tıpkı bayramlarda olduğu gibi tüm özel günlerde, ailecek bir araya geliriz. Bazen kocamın ailesinde olur bu buluşma, çoğunlukla benim. Annem iç pilav ve etten oluşan, zeytinyağlı yemekler, içli köfte, börek ve tabii baklava ile zenginleşen geleneksel bayram yemeğini yapar; biz üç kız kardeş, damatlar ve torun masada toplanıp, yer, içer, güler, eğleniriz.
Yine öyle yaptık. Annem artık yaşlandığı için, onu yormadan biz hazırladık yemekleri. Sofrayı kurduk.
Son anda hala kızı ve kocası da dahil oldu soframıza.
Yani bizim buluşmamızın Noel kutlamasıyla, Noel Baba'yla falan ilgisi yok. Noel baba da bir simge zaten. Amaç, hediyeler vererek çocukları sevindirmek.
Nasıl ki bayramlık elbise ve ayakkabı alındığında mutlu oluyoruz, yılbaşında da birbirimize hediye aldığımızda.
Kısacası bizim ülkemizdeki yeni yıl kutlamaların çoğu, birlikte vakit geçirmek amaçlı buluşmalar.
Miladi takvimin seneyi devriyesini, aileyle, akrabayla, konu komşuyla bir arada olarak kutlamak.
POLİS, GARSON, TUR REHBERİ
İstanbul'un en gözde kulübü Reina'da eğlenmeye gidenlerin amacı da buydu. Türkler çoğunluktaydı ama yabancı konuklarımız da vardı. Rusya'dan, Arap ülkelerinden gelenler.
Yazıyı yazdığım ana kadar kimliği tespit edilenlerin 20 kişiden 15'i yabancı uyruklu, 5'i de Türk'tü.
Bu 5 kişiden 4'ü orada çalışanlar. Polis, garson, tur rehberleri.
Yazık gerçekten yazık.
Mutlu mu oldu şimdi temsili törenlerle Noel Baba'yı öldürerek yılbaşı eğlencesini protesto edenler? Sevindiler mi merak ediyorum, görevi gereği gece kulübünün kapısında nöbet tutan polisin ölmesine? Ekmek kapısı için garsonluk yapanların hayatını kaybetmesine? Veya sebebi ne olursa olsun eğlenmeye giden farklı uyruk ve dindeki insanların can vermelerine?
Yazık gerçekten çok yazık.
YABANCI KONUKLAR
Evet, bizi kimse yıkamaz. Her terör saldırısında bunu söylüyoruz.
Ve buna yürekten inanıyoruz.
Ama yıkıcı ve kışkırtıcı gösteriler ve yayınlarla bizi yıkmak isteyenlere de istedikleri zemini hazırlamış olmuyor muyuz?
Terör saldırıları yüzünden büyük turist kaybeden Türkiye ve İstanbul'un daha büyük kayıplar yaşamasına neden olduğumuzun farkında mıyız?
Birkaç yıl önce böyle mi olurdu İstanbul'da yeni yıl eğlenceleri.
Bütün oteller dolardı, bütün restoran ve gece kulüpleri...
Sokak partileri düzenlenirdi.
Esnafın çoğu para kazanmak için bu günü beklerdi. Hristiyan, Musevi, Budist turistler bizim ülkemizi seçerdi yeni bir yılı karşılamak için. Kendi ülkelerinde eğlenemeyen Suudi Arabistan veya İran veya diğer Arap ülkelerinin vatandaşları da...
Bundan sonra gelmek isteyenlerin sayısı giderek azalacak.
Dükkanlar, oteller, restoranlar, iş yerleri birer birer kapanacak.
En önemlisi ise huzursuz olmamız.
Korkuyoruz. Bırakın eğlenmeyi, sokağa çıkmaya, AVM'ye gitmeye, kalabalık yerlerde bulunmaya korkuyoruz.
Terör bulutları dolaşıyor üstemizde. Ama en çok tek yürek olmamız gereken zamanlarda bile birlik olamadığımızı görmek üzüyor bizi.
Oysa gün birlik olma günü.
Yeniden birlik olma...