• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Mükemmel olanı seçme

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.02.2017, 00:00

Kişisel seçimlerimizin sorumluluğunu üstlenmek...
Yani başımıza gelen her şeyden başkalarını değil de kendimizi sorumlu tutmak.
Genelde hep şöyle yaparız; güzel olan şeyler bizden kaynaklanır, yanlış olan ise başkasından. Bunun nedeni aslında yetiştirilme biçimimizden kaynaklanıyor.
Anne-babalarımız bizi hep korumaya programlandığından ve bizi insiyatif kullanma, kararlarımızı kendi başımıza verme hakkı tanımadığından, risk almayı bilmeyiz pek. Ayrıca onlar da başımıza gelenlerden dolayı, bizi değil başkalarını suçlarlar hep. Örneğin kazara düşsek sebep ya önümüze çıkan engeldir ya da başkası.
Bizim yerimize onlardır hatalı davranan. Bizi de, "Hadi dövelim şu masayı/oyuncağı.
Çocuğumuzun düşmesine sebep oldu, seni pis şey!" diye kandırırlar.
Oysa "Koşarsan düşersin!
Önüne bakmazsan yere kapaklanırsın!" diyerek yönlendirmeleri daha doğru bir yöntemdir. Düştüğümüzde de "Sana söylemiştim.
Gördün işte.
Bundan sonra daha dikkatli olmalısın" demeleri neyi yapıp yapmamız gerektiğini anlatmaları bize seçimlerimizin sorumluluğunu üslenmek gerektiğini öğretir.

SORUMLULUK İLKESİ

Geçtiğimiz yaz kuzenimin 8 yaşındaki çocuğu yatakta zıplarken açık pencereden yere çakılmış ve çok büyük bir kaza atlatmıştı. Ve annesi de "çocuk bir bireydir ve ona yasak konulmaz" diye düşünen yeni kuşak yetişkinlerden ama bana göre onun yöntemleri de yanlış. Bir birey ama belli konularda karar vermeye ve kendi başına davranma hakkına sahip değil. Yani siz zıplama dediğiniz halde o zıplamaya devam ediyorsa yapacağınız şey, bunu yapmasına izin vermemek olmalı. Keza bizim ufaklık da sonradan annesine "Neden beni uyarmadın!" dedi, mesela. "Madem tehlikeliydi yatakta zıplamak, bana söyleseydin!" diye hesap sordu.

YAPTIĞIMIZ SEÇİMLER

Dolayısıyla "sorumluluk" ilkesi son derece önemli bir konu... Aldığımız kararların sorumluluğunu başkasına yükleme lüksüne sahip değiliz.
Özel hayatımızda da, iş hayatımızda da... Örneğin aşık olduğunu sanıp veya gerçekten aşık olduğu için sevdiği erkeğe kaçan kadınlar ileride mutsuz olduklarında kendilerinden başka herkesi suçlarlar.
Veya kocaları istediği için çalışma hayatına ya da hayallerine veda eden kadınlar, terk edildikleri zaman bu seçimlerinin bedelini başkalarına ödetmeye kalkarlar.
Kişisel sorumluluk da böyle bir şey işte... Yaptığımız seçimlerin sonuçlarından sorumlu olduğumuzu kabul etmek.
Her eylem sebep ve etki kuralını takip ediyor zira. Bir şeyin meydana gelmesine neden olduğumuzda, genellikle birden fazla etki vardır. Hareketlerimizin bazı sonuçları planlıdır, diğerleri sürpriz olarak ortaya çıkar. Kişisel seçim de, hareketlerimizin bütün sorumluluğunu, hem tahmin edilen hem de planlanmamış sorumluluğunu üstlenmeyi gerektirir.
Çok belirgin bir örnektir "Hem işinde başarılı olmak, hem iyi bir golf oyuncusu olmak, hem de iyi bir baba olmaya çalışan adamın" hikayesi. İşinde başarılı olmak için ne yapması gerektiğini biliyordu.
Golf oyuncusu olmak için ise her hafta sonu oyunlara katılmalıydı.
Sorun, bu durumda çocuklarına zaman ayıramamasıydı.
Sonra şunun farkına vardı: "İyi bir baba olmaya zamanım yok dediğimde sanki benim sorumluluğum değilmiş, suçlu olan zamanmış gibi geliyor. İyi bir baba olmak, iyi bir golf oyuncusu olmaktan daha önemli bir hedef.
Öyleyse bir seçim yapmalıyım." Yaptığı seçim de şu oldu:
Golften vazgeçmedi ama çocuklarıyla beraber oynadı. İyi bir golf oyuncusu olmak yerine iyi bir baba olmayı tercih etti ve bunun sorumluluğunu üstlendi.
Sorumluluk mükemmel seçimi yapmak anlamına gelmiyor.
Aksine kendimiz için en mükemmel tercihi yapma seçimi demek.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA