Diziler mi hayattan etkileniyor, hayat mı dizilerden?
Seyrederken bu kadarı da olmaz dediğimiz pek çok konunun gerçek hayatta daha da inanılmazın yaşandığına tanık oluyoruz. Mesela Bodrum Masalı'nda konu edinilen Aslı'nın "kurgu" hikayesiyle, Müge Anlı'nın programında tanıdığımız Ceylan'ın "gerçek" hikayesi...
Senaristler, kendisini küçükken terk ettiğini sandığı annesini aramaya çıkan Aslı'nın, annesi sandığı annesinin, babası sandığı babasının gerçek anne ve babası olmadığını öğrenmesini yazdılar.
Bir de baktık ki gerçek baba, dizinin kahramanlarından Faryalı'ymış!
Onun kızından haberi yok ama! Annesinin de yok!
Koslu Maya ile Bodrumlu Yücel, yani Faryalı ile kısa süreli gizli bir aşk yaşamışlar, daha doğrusu bir ilişki. Aslı da bu ilişkinin meyvesi.
Ama Faryalı, Maya'nın hamile kaldığını bile bilmiyor. Bir süre sonra Bodrum'a dönüyor zaten.
Maya da kendi gerçeğiyle baş başa kalıyor.
ASLI VE CEYLAN
Hep öyle olmaz mı? İlişkinin faturasını kadınlar ödemez mi?
Kos'ta yaşayan Maya'nın ailesi de durumu hoş karşılamıyor ve dede, doğar doğmaz torununu bir balıkçıya verip Bodrum'a gönderiyor. Anneye de çocuğunun öldüğü yalanı söyleniyor.
İşte yıllar sonra Aslı, annesini ararken, olayın tüm kahramanları bu gerçeği öğrenip, birbirlerini bulurlar. Konu, bir film/ dizi senaryosu olunca masal gibi geliyor ama gerçek hayatta kabusa dönüşüyor. Tıpkı Ceylan'ın yaşadıkları gibi.
Onun hikayesi şöyle...
Annesi ve babası birbirlerini çok seven iki genç. Evlilik hazırlıkları yaparken, yani nişanlıyken anne Ceylan'a hamile kalıyor.
Kadının ailesi "el alemin ağzını kapatmak" için hemen evlenmelerini istiyor. Erkeğin ailesi ise, dede Almanya'da olduğu için beklemelerini. İş inada binince doğan çocuk, büyükler tarafından alınıp başkalarına, bir Roman aileye veriliyor. Anne ve babaya da öldüğü söyleniyor. İki genç bir süre sonra evleniyorlar ve bir sürü çocukları oluyor ama ilk çocuklarının yasını da hep tutuyorlar. Ceylan'dan anne ve babanın haberi yok yani. Onun öldüğünü sanıyorlar. Ceylan da 46 yıl gerçek anne ve babanın, gerçek ailenin özlemiyle yanıp tutuşuyor. Gerçek Müge Anlı'da ortaya çıkıyor. Öğrenildiğinde baba hayatta, anne kendinde değil. Kardeşler de gözü yaşlı ekrandan birbirlerine sesleniyorlar.
VİCDANIN SESİ
Bakar mısınız drama? Aileler arasında inatlaşma olmasa, düğün derneğe gerek kalmadan çiftlerin nikahı kıyılsa, Ceylan anne ve babasının evinde hayata gözlerini açacak ve bambaşka bir hayat yaşamış olacak. Belki de şimdiki kardeşlerden bazıları hayatta olmayacak. Programa telefonla bağlanan kardeşlerden Zehra'nın "Biz onun hayatını çaldık" demesi gibi...
Başkalarının değerlendirmeleri yüzünden istenmeyen durumlar yaşanıyor ne yazık ki. Yalanlar söyleniyor. Entrikalar çevriliyor.
Hayaller yıkılıyor. Hayatlar çalınıyor.
Namus adına namussuzluklar sergileniyor. Ahlak adına ahlaksızlıklar yapılıyor.
Aslında vicdan yoksunluğu bu... Son zamanlarda en çok ihtiyaç duyduğumuz şey vicdan.
Ve görüyoruz ki vicdansız insanlarla dolu etrafımız. Kendisinin yaptığına doğru, başkasının yaptığına eğri demeye meyilliyiz.
Vicdanımızın sesini dinlemiyoruz ya da onu susturmaya kalkışıyoruz.
Yapmamız gereken vicdanımızın sesini dinlemek. Bu kadar basit aslında...