30 Ağustos Zafer Bayramı'nda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği resepsiyonda İzmir'de herkesin bundan sonraki süreçte ne yapacağını merakla beklediği Binali Yıldırım ile sohbet etme fırsatı bulduk...
Aktif siyasete verdiği kısa ara Binali Bey'e yaramış...
Bakanlık günlerindeki gibi neşeli ve keyifliydi...
Resepsiyonun açık ara en çok ilgi gören isimlerinden biriydi...
Yanına gelen, halini hatrını soran herkesi esprileri ile kırdı geçirdi...
Bir ara servis yapan garsonun elinden tabağı alıp, konuklara ikramda bile bulundu...
İtiraf edeyim, epey zorlamama rağmen ağzından siyaset ile ilgili tek bir laf alamadım...
Sadece "Beklemedeyim" demekle yetindi...
Peki, "Binali Yıldırım neyi bekliyor" derseniz...
Bu sorunun cevabını öğrenmemize çok az kaldı diyebiliriz...
AK Parti 12 Eylül'ü bekliyor
AK Parti, 7 Haziran'da kaybettiği iktidara 1 Kasım'da yeniden kavuşabilecek mi?
Beştepe'deki resepsiyonda AK Parti'den konuştuğum herkesin bu soruya kafa yorduğunu gördüm...
Belli ki 7 Haziran'da ortaya çıkan tablo AK Parti'yi epey sarsmış ve "Biz nerede hata yaptık" diye kendilerini sorgulamaya başlamışlar...
Ciddi ve samimi özeleştiriler...
Partinin 2001 ruhuna dönmesi gerektiği yönündeki tespitler...
Hemen hepsi ağız birliği yapmışcasına "Seçmen bizi uyardı.
Eğer biz bu uyarıdan gerekli dersleri çıkarır ve hatalarımızdan arınırsak 1 Kasım'da tek başımıza geliriz" görüşünü dile getiriyor...
Sohbet ettiğim AK Partili vekillerden birinin şu tespitine dikkat:
"Kongremizi toplayacağımız 12 Eylül 2015 tarihi hem bizim hem de Türkiye'nin kaderinin belirleneceği gün.
Kongrede Başbakan Davutoğlu'nun vereceği mesajlar ve oluşacak
yeni parti yönetimi, 18 Eylül'de açıklanacak milletvekili aday listesinden çok daha önemli."
Mahmut Tanal kimin hatası?
CHP'nin ağzını her açtığında büyük çamlar deviren milletvekili Mahmut Tanal'ın son bombası Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan hakkında ortaya attığı yalan oldu...
Tanal'a kendi partisinden bile o kadar büyük eleştiriler geldi ki, sonunda CHP lideri Kılıçdaoğlu, krize el koymak zorunda kaldı...
Kılıçdaroğlu, "Mesele bir danışman hatasıdır ve o danışmanın işine son verilmiştir" deyip konunun üzerini kapattı...
Sizin anlayacağınız, Tanal'ın yarattığı krizin faturası gariban danışmana kesildi...
Danışman demişken...
Mahmut Tanal'ın 4 yılda 20'nin üzerinde ayrı danışman ile çalıştığını biliyor muydunuz?
Ortalama 2 ayda bir danışman değiştirmiş kendisi...
Bütün bu danışmanların hepsinin yaptıkları büyük hatalar sonucu işten çıkarıldıklarını hiç sanmıyorum...
CHP yönetimi kendilerini de son derece zor bir durumda bırakan Tanal'a sahip çıkıp, o danışmanın işine son vererek büyük bir hata yapmıştır...
Hiçbir suçu olmayan danışmanı kapının önüne koyan CHP yönetimine yarın biri çıkar "Bu Mahmut Tanal, kimin hatası" diye sorar...
Hani erkeğin kalbine giden yol midesinden geçiyordu?
Yeni Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşen Gürcan daha makamına oturmadan bir linç kampanyasıyla karşı karşıya kaldı...
Bakan olmadan önce attığı bir tweette "Eğer bir kadın börek açmayı bilmiyorsa o aile dağılmaya mahkumdur" dediği iddia ediliyor Gürcan'ın...
Bu söze neden bu kadar tepki gösterildiğini anlayamadım...
Evlenme çağındaki kızlarına "Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer" öğüdünün verildiği bir ülke burası...
Bakan'ın söylediği iddia edilen söz ile bunun arasında anlam açısından ne fark var?