Veronica Guerin İrlanda'nın efsanevi gazetecisidir. Guerin'i efsaneleştiren ve "büyük" gazeteci yapan ülkenin dört bir yanını saran uyuşturucu baronlarına karşı canı pahasına yürüttüğü amansız mücadeledir.
Bilmeyenler için kısaca bir hatırlatayım. ıÜüVeronica Guerin 1994 yılında İrlandalı Sunday Independent gazetesi adına suç olayları ile ilgili yazılar yazmaya başladı. Sürekli rumuz isimler kullanırdı. Sonradan uyuşturucu tacirleri hakkında da yazılar yazamaya başladı ölüm tehditleri alması da kaçınılmaz oldu.
Uyuşturucu çeteleri 1995 yılı 30 Ocak gününde Guerin'i evinde silahla bacağından vurarak uyardılar. Ama o bu olaydan sonra da hiç durmadan mücadelesine devam edeceğine yemin etti. Independent Newspapers onu korumak adına bir güvenlik sistemi kurdu. 13 Eylül 1995'te elebaşı John Gilligan ile yaptığı röportaj sırasında John tarafından saldırıya uğradı. Daha sonra da yine Guerin'i arayarak hakkında bir yazı yazması durumunda oğlunu kaçıracağını ve ona tecavüz edeceği tehdidinde bulundu. Tha Garda Siochana (İrlanda Polisi) ona 24-Saat'lik bir koruma teklifinde bulundu ancak Guerin bu sıkı korunmanın kendi araştırmalarını yapmasına engel olacağını yanında polis varken hiçbir haber kaynağının ona bilgi vermeyeceğini öne sürerek bu teklifi reddetti.
26 Haziran 1996 tarihinde Dublin'in birkaç mil uzağında Naas Dual Carriageway kavşağı üzerinde Guerin aracın otururken yanına yanaşan üzerinde iki kişinin bulunduğu bir motosikletten üzerine 5 el ateş edilmesiyle öldürüldü.
Guerin'in öldürülmesi çok büyük bir tepkiye yol açtı ve Taoiseach (Kabine Başkanı) John Bruton "bu demokrasiye karşı yapılmış bir saldırıdır." dedi. Sonrasında yapılan soruşturmalar neticesinde 150'den fazla kişi tutuklandı ve İrlanda organize suç örgütlerine karşı çok büyük başarılar elde edildi.
Guerin'in ölümünün ardından İrlanda Parlamentosu suçları önlemek adına daha caydırıcı ve cezalandırmaya yönelik bir yasayı hayata geçirmek için çalışmalara başladı ve toplanan vergilerden de bu yönde bir kaynak ayrılmasına karar verdi. Sonrasında birtakım yasalar çıkarıldı ve birde maddi destek sağlamak amacıyla büro kuruldu.
Bugün İrlanda'da uyuşturucunun kökü kazınmışsa bunda halkı için hayatını hiçe sayan kelimenin tam anlamıyla bir basın şehidi olan Guerin'in payı büyüktür.
Dublin'nin çeşitli yerlerinde büstü bulunan bu gazetecinin 2003 yılında ünlü yönetmen Joel Schumacher tarafından hayatını anlatan ve kendi adını taşıyan bir film yapıldı. Guerin'i de Cate Blanchett canlandırmıştı.
Bence bu filmi mutlaka seyredin. Sonra da lütfen şöyle bir kaç dakika düşünün. Türkiye'yi düşünün. Acaba bu kadının ayarında kaç gazeteci sayabileceksiniz.
Halkının yüzde 90'ının Müslüman olduğu bir ülkede tesettür kıyafeti giyip "Acaba nasıl tepki alacağım" diye gezinen ve bu izlenimlerini anlatan veya ortaya "Bu ülkede obezler nasıl sıkıntılar yaşıyor?" diye muhteşem (!) bir fikir ortaya atıp şişman kılığına girip sağda solda izlenimlerini yazan ve pirim yapan bayan gazeteciler var.
Sanki İsviçre'de yaşıyoruz. Bu ülkenin terör, yoksulluk, yolsuzluk, işsizlik sorunları yokmuş gibi.
Bir İK ekine yakışacak bir sözle bitireyim. Hangi mesleği icra ederseniz edin önemli olan onu ne kadar iyi ve hakkını vererek yaptığınızdır. Ancak bu anlayış sizi bir yerlere getirir. Guerin'i efsaneleştirdiği gibi.
İyilikle kalın