İş yaşamında mükemmelliğe ulaşma konusu yenilikçilik, yaratıcılık, araştırma ve geliştirme etkinlikleri açısından büyük bir önem taşıyor. Küresel rekabet gücümüzün artırılması için bu konulardaki özgün çalışmalara her geçen gün daha çok gereksinim duyuluyor. Bu nedenle uluslararası pazarları izlemek ve çağdaş dünyadan kopmamak gerekiyor.
Uluslararası üretim ve hizmet standartlarına uygun bir şekilde çalışma zorunluluğu var. Bir elemandan sadece önündeki işi yapması istenirse o elemanın yenilik ve iş geliştirme konularında bir katkısı olamıyor. Sadece kendi yaptığı işlerle sınırlandırılan bir elemanın tüm yaratıcılığı zamanla köreliyor.
DEĞİŞEN DEĞERLER
İnsan kaynaklarının performansını geliştirme çalışmaları bireyleri sorgulamak ve eleştirmek için değil, bireysel yeteneklerini geliştirmelerine katkı sağlamak için büyük bir önem taşıyor. Müşteri portföyü, entelektüel sermaye ve kültürel çeşitlilik şirketlerin sahip oldukları en önemli varlıklar arasında bulunuyor. Bu varlıklar şirketlerin bilançolarında yer almıyor. Ancak çok büyük bir değer ifade ediyor.
Küresel rekabet nedeniyle artık alışıla gelen değer yargıları da değişiyor. Geçmişte iş yapan ve para kazandıran yöntemler günümüzde yeterli olamıyor. Öte yandan vasıfsız iş gücü giderek değer kaybediyor. Otomatik sistemler ve robotlar niteliksiz iş gücünden daha ekonomik duruma geliyor. Gelecekte başarı kriterleri bugünkülerden çok farklı olacak.
Rekabet gücü kaynakları arasında yeni ürün tasarımlarının ve yeni iş geliştirme yeteneğinin önemi her geçen gün artıyor. Günümüzde bir şirketin performansının kendi ölçülerine göre iyiye gitmesi yeterli değil. Şirketler küresel kriterlere göre de iyi olmak zorunda. Bir şirketin bilanço ve mali göstergeleri iyi olabilir. Ancak bu bir güvence ve sürdürülebilirlik sağlayamıyor. Küresel pazarlardaki rakipler bizden daha hızlı gelişiyorsa biz geriye gidiyoruz demektir.
Toplam kalite yönetimi ve mükemmellik modeli sadece iş yaşamına yönelik bir süreç değil. Yaşantımızın tüm aşamalarını kapsıyor. Öte yandan şirketler ileriyi görememekten dolayı başarısız oluyor. Kısa vadeli hedefleri birbirine ekleyerek uzun vadeli hedefleri belirleme söz konusu olamıyor. Artık şirketler geleceği bugünden düşünmek ve uzun vadeli hedefleri öngörmek zorunda.
BİRE BİR TAKLİT
Küresel rekabetle baş etme ve iş yaşamında mükemmelliğe ulaşma konularında her kuruluş kendi alt yapısına uyan sentezi kendisi gerçekleştirmek zorunda. Yabancı kuruluşları bire bir taklit ederek başarıya ulaşmak söz konusu değil. Toplam kalite yönetimi ve iş yaşamında mükemmelliğe ulaşma çabaları kuruluşların tek tek kendi başlarına sürdürebileceği bir işleyiş biçimi değil. Bu kavramların yeşerip gelişeceği ortamın tüm ülkemizi kapsaması gerekiyor.
Türkiye'nin 73 milyon nüfusu var. Bu 73 milyon potansiyel müşteri anlamına geliyor. Öte yandan Avrupa Birliği'ne üye olan 10 ülkenin nüfusu bizim nüfusumuzdan daha az. Bu kadar çok potansiyel müşteriye ve potansiyel işgücüne sahip olan ülkemizin geleceği bize ümit veriyor.