Bazen tatil atmosferine girince en doğal yaptığınız işler bile gözünüzde büyüyor ve zorlaşıyor. Bu hafta arası İstanbul yakınındaki yazlığımıza geldik. Ağır bir kış geçiren ev ve bahçenin ciddi bir bakıma ihtiyacı vardı. Kolları sıvayınca saatlerin ve günlerin nasıl geçtiğini anlamadım bile. Yeni Asır'da ki Pazar yazılarımı genellikle Cumartesi sabahı yazar yollarım. Baktım ki konsantrasyonum tamamen dağılmış ve aklıma yazacak bir şey gelmiyor internet notlarımı karıştırdım ve sosyal yaşantı, hayat, kişilik, biraz da sağlık üzerine bir şeyler toparladım. Şimdi onları paylaşacağım.
'
GÜNAYDIN' DEMEK...
Ailenizi sık arıyor, her gün başkalarına iyi bir şeyler veriyor musunuz? Her gün en az üç kişiye gülümseyip tanımadığınız bir kişiye "Günaydın" diyor musunuz? Affedici misiniz? Yetmiş yaşından büyük, altı yaşından küçüklerle vakit geçiriyor musunuz? Sosyal yaşamınız çok iyi demektir. Hele arkadaşlarınızı ihmal etmiyor ve başkalarının sizin hakkınızda neler düşündüğüyle ilgilenmiyorsanız harikasınız...
"Uzmanlar kişiliğiniz hakkında da şu tavsiyelerde bulunuyorlar: Hayatınızı başkalarınki ile karşılaştırmayın. Kontrol edemeyeceğiniz olumsuz düşüncelere sahip olmayın. Bunun yerine enerjinizi olumlu şekilde, şu an için harcayın."
Ayrıca ekliyorlar: "Geçmiş meseleleri unutun. Partnerinizin geçmiş hatalarını hatırlatmayın. Bu durum mevcut mutluluğunuzu bozar. Hayat, birisine kin duyarak zamanı boşa harcamak için çok kısadır. Kimseden nefret etmeyin. Geçmişinizle barış yapın ki, şimdiki zamanı bozmasın."
BOŞA HARCAMAYIN
"Enerjinizi, gevezelik ve dedikoduyla boşa harcamayın" diyorlar.
Kıskançlık, çekememezlik zamanın boşa harcanmasıdır. Bu arada bol bol hayal kurabilirsiniz. Senden başka hiç kimse senin mutluluğundan sorumlu değildir. Hayatın bir okul olduğunu ve öğrenmek için burada olduğumuzu unutmayın. Problemler, aldığımız derslerin bir ömür boyu devam ettiği eğitim programının bir parçasıdır. Daha fazla gülümseyin ve gülün. Her tartışmayı kazanmak durumunda değilsiniz. Aynı fikirde olmamak için anlaşın.
Sağlıkla ilgili en önemli öneriler de şunlar:
"Kahvaltıyı kral, öğle yemeğini prens ve akşam yemeğini de dilenci gibi yiyin. Ağaçlarda ve bitkilerde yetişen yiyecekleri daha çok ve fabrikalarda üretilen yiyecekleri daha az tüketin. Meditasyon, yoga ve dua yapacak zaman yaratın. Oyun oynayın, kitap okuyun, her gün en az 10 dakika sessiz oturun, otuz dakika yürüyüş yapın, yürürken gülümseyin. Ortalama 7 saat uyuyun. Su içmeyi ihmal etmeyin."
DOĞRUSUNU YAPIN
Şunları da aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor:
"Doğru şeyi yapın, faydalı, güzel veya neşeli olmayan her şeyden uzak durun. Bir durum iyi veya kötü olsun, nasılsa değişecektir. Nasıl hissettiğinizin önemi yok, haydi kalkın, giyinin ve ortaya çıkın..."
Bu arada Salı İzmir'e geliyoruz. Çarşamba akşamı Manisa'da Celal Bayar Üniversitesi'nde konserimiz var. Gelecek hafta sonunu da Alaçatı'da geçireceğiz. Dostları görmek için sabırsızlanıyorum.