Tıpatıp Show olarak, tatil köylerimizden Kıbrıs'a, Avrupa'dan Amerika'ya kadar uzanan bir tarihçemiz var. Bizim şovumuz olduğu için söylemiyorum; Türkiye'nin en ciddi imitasyon şovudur. Düşünün; bir saatlik zaman dilimi içinde tüm özlediğiniz ve sevdiğiniz sanatçıları en sevdiğiniz şarkılarıyla seyrediyor ve anıyorsunuz. Hiçbir sanatçı ile alay etmek haddimiz değil. Elimizden geldiğince tıpatıp aynısını yaşatmaya çalışıyoruz; hareketleriyle, kostümleriyle, saçları ve sahne görüntüleriyle...İzmir'de ilk olarak Küçük Kulüp'te sahneye çıkmıştık. Tenis Kulübü'nde defalarca sahne aldık. Altınyunus da bir yıl boyunca en kuvvetli adreslerimizden biri oldu. Bugün hala Çeşmeliler orada sahne almamızı isterler. Orayı biz de çok sevdik.
Geçen akşam İtal Tour'un sevilen sahibesi Handan ile çene çalıyorduk ki birden "Niye bir Tıpatıp yapmıyorsunuz, çok özledik" dedi. Her an her şeye atlayan ben tabii ki hemen kabul ettim.
Bir çırpıda orginazasyonu ayarladım. Duyan herkes yerini ayırttı. Bir de baktık ki limiti aşmışız. Durdurduk rezervasyonları. İşin komiği, geceye bir tek Hande gelemedi. Çünkü eşi o gece burada değildi. Borcunu dün ödedi!
Lavanta full doldu. Herkes birbirini görüyor ve hasret gideriyordu. Ve şov... Aşağı yukarı 2000 kere sergiledik bu şovu bugüne kadar. Hiçbir ekibin aynı şovu bu kadar tekrarlayamadığını biliyorum ve ekibimle gurur duyuyorum. Bu arada bizi seven herkese çok teşekkür ediyorum ki bizi yaşatıyorsunuz. Şovun finalinde misafirlerimiz arasındaki Nurhan Damcıoğlu'nu minik sahnemize davet ettim. Helal olsun Nurhan'ıma. Orkestasız süper bir sahne şovu sergiledi bizlere. Eee...Ne de olsa eski toprak; mikrofon, eko, saz vız gelir.
"ZEKİ MÜREN'İ ANDIK"
"İzmirli eğlenirken çığrından çıkmayı pek sevmez" diye bir laf vardır. O gece bu lafı resmen yalanladık! Herkes hep bir ağızdan tüm şarkıları okurken, masaların üzerinde şova eşlik etti. "Her zaman benim gösterimi sen yap " demişti Zeki Müren. O gece gururla andım Sanat Güneş'imizi. Onun bölümünde izleyici korosu muhteşemdi. Demek ki hakikaten özlemişiz gerçek sanatçıları.
Ajda Harbiye Açıkhava konsernde idi sanki, Ömer sahnedeyken seyirciler sanki sahnedeki gerçek Ajda imiş de konserine gelmişler gibi bir hava içindeydiler.
Yıldız Tilbe'de coşku zirvedeydi. Bir ara gözüm bara takıldı. Bir de ne göreyim? Lavanta'nın sahibi Melda, ateşler içinde yattığı yatağından kalkıp gelmiş, hızını da alamamış barın üzerinde çığlık çığlığa Yıldız Tilbe'ye eşlik ediyordu.
Abacı herşeyi ile oradaydı. Bu kez garsonlarla yetinmedi, hızını alamayıp bu kez müşterileri de dövdü! Yıllardır zevkle yaptığım Muazzez Abacı taklidini Muazzez Abacı'nın da zevkle seyrettiğini, kendisini de çok sevdiğimi hatırlatayım.
DÜNYA STARLARI
Küçücük sahnemizde dünya starları da vardı. Shirley Bassey ve Tina Turner adeta Las Vegas konserlerinden birer parça sundular. İnsan bir şeyi içten yaparsa ve de karşısındaki dostları severek iştirak ederlerse, ne sahnenin büyüklüğü ne dev ses ve ışık sistemi hiç mühim olmuyor demek ki. Minicik sahnemizde tek robotumuz ve minik mikrofonumuzla, sanki İstanbul Maksim veya Paris Olimpia sahnesinde idik. Şahane idi, çok teşekkürler İzmirliler. Mukemmel bir gece yaşattınız bize.
GENÇLERİ DÖVDÜK!
Dün gece de İzmir'in güzel gençlerine muhteşem bir şov yaptık. Çok heyecanlıydık. Çünkü, genç kitlemiz tiplemelerimizi ilk defa izliyorlardı. Rox, çok kalabalıktı. O kadar ki özel güvenlik eşliğinde sahneye çıkabildik. Orada da sahnemizin çok büyük olduğu söylemezdi. Öndeki bistrolar sahnemizin içindeydi. Ama izleyici ve -Allah'a bin şükür-, biz çok iyiydik. Ömer'le (malum taklitlerde!) Rox'un işletmecisi yakışıklı Murat'ın bütün arkadaşlarını dövdüğümüzü hatırlıyorum. Teşekkürler gençler.