Size hafta sonu Cumartesi sabahından başlayıp minik bir gezi-söyleşi yapmak istiyorum... Sabah erkenden gazetemize pazar söyleşisinin fotoğraflarını seçmeye geldim. Müdürümden yediğim fırçadan sonra görenler akşamdan kaldığımı sandı. İşlerimizi bitirdikten sonra uslu çocuk tablosunda evin yolunu tuttum. Aysel'imle Levo'mun bana evde sürpriz bir kahvaltı hazırladıklarını hissettim. Ben de yıllardır önünden defalarca geçtiğim tatlı ve tuzlularının ne kadar güzel olduğunu yeni yeni gördüğüm Lozan Pastanesi'nin imalathanesine uğradım. Güleryüz ne kadar mühim bir faktör. Harika bir bayan çalışıyor burada. Adını sordum. Kulağınını gösterdi. İnci küpeleri vardı. İnciymiş adı. Her uğrayışım uğurlu geliyor, işleri iyi gidiyormuş. Ben de o moralle çoştum. İyi ki de coşmuşum. O diyet kurabiyeler, o çeşit çeşit ekmeklerle yapılmış çeşit çeşit sandviçler, o kabaklı börekler, o tahinli kurabiyeler... Yıkılıyo...
Uğramadınızsa bir uğrayın...
Yıllar çabuk ama güzel geçsin
Dün cok değerli dostlarım bende Lavanta'daydılar. Değerli profesör dostum Kemal Ulusoy ve güzel eşi Meltem'le size nefis bir sohbet hazırladık Pazar günü için. Cumartesi gecesi de Swiss Otel'e yıllarca çalıştığım dostum Sami Türkay ve eşi Bedriye ile harika bir kokteyle gittik. Gece, Kemal kardeşimizin profesörlüğünün geciken davetiydi. Gruba ikimizi tanıştıran bitanem Şenay'ım da katılınca sohbetler tepeye vurdu. Bu arada servisin, ikramların mükemmelliği cidden göz kamaştırdı. Pazarları en iyi brunchlardan biri olan Swiss, tepesiyle de mükemmelmiş. Bir ara Sami'nin kızı aramıza gelince gözlerim yaşardı. Ben çok hisliyimdir ama yaşlanıyorum mu ne? Altın Yunus'ta minicikti güzel Gülbincik. Şimdi Swiss Otel'in Banket Satış Sorumlusu olmuş. Yıllar çabucak geçiyor ama ne mutluyum ki bizimkiler iyi geçiyor. Aşağı inince Şenay'dan başka çok sevdiğim Hamdi Türkmen ve eşiyle yemek davetine, Sami hanımıyla yeni evine, Besim Lavantaya işe... Adalet mi bu desem de inanmayın. Çok ama çok mutluyum. Hem işimi hem gelenlerle sohbeti, hem Meldayı, hem İzmir'i hem de dolu dolu meşguliyeti ve yaşamı çok seviyorum... O hızla içeri girdim ki harika bir kalabalık... Herkesle sohbet ediyordum ki tanıdık bir sima gördüm. Haşmet Babaoğlu. Bugüne kadar çok yerde raslaştık ama hiç sohbet fırsatım olmamıştı. İzmir aşığı olduğunu Mart'tan itibaren daha sık geleceğini (gelmesi gerekiyor, haklı da) söyledi. Pek mutluydu. İstanbullular İzmir'de huzur buluyor buna bir kez daha inandım.