Son yazımda Ankara'dan dönmüştüm. İzmir'e büyük bir şevk ile geldim. Geldim ki Defne'cik'in ardından Diva'nın Genel Yayın Yönetmeni sevgili Pakize'nin eşinin acı haberini aldım. Ailesi ve dostlarına Allah'tan sabır diliyorum. Cenazeden sonra Şenay'ımla (Düdek) kolkola Radika'ya geçtik. Hayatın ne kadar değişik olduğundan konuştuk. Size özetini söyleyeyim. Hani Nathalie Wood ile Warren Beatty'nin bir filmi vardı. Sonunda bir İngiliz şiirinin mısraları okunuyordu. "Sararan yeşilliklerin rengini hiçbir şey geri getiremez ama hayat üzülmeye değmez." Yaşadığımız sürece önce kendimiz, sonra dostlarımız, yakınlarımız ve herkes. Senin iyi olman lazım ki herkese iyi olabilesin.
AJDA İLE BULUŞMA
Alın yazılarımız zaten belli. Belli ama onları, burada olduğumuz süreyi güzelleştirmek bizim elimizde, her zamam Allaha inanarak.
Hep derdim ya iyi şeyler iste, mutlak olur bir gün. Tabiat bu zaten. işte size dün geceyi anlatıyorum. Her hafta olmazsa olmazım Ajda'mla yemeğimizi İstanbul'da yapmaya karar verdik. Öğlen uçağına atladım. İstanbul'a indim ki, telefonumun ekranı gitmiş. Ne arayanı görebiliyorum. Ne de kimseyi arayabiliyorum. Hemen Nişantaşı'nda evimin yanındaki Kadir Turgan'ın 'Tel Shop'una geçtim. Sabah 15 dakikada hallederiz, ekranı sipariş ederim bu ara dedi. Sağolsun telefon ilk günkünden daha sağlam oldu.
BOZULANIN YERİNE
Gelelim pozitif enerjiye. Akşam yemeğimizi Sunset'te yedik. Bilen bilir manzarası kadar servisi ve mutfağı hakikaten yıkılır. Bir ördek yedim ayıp olmasın o ne idi tadı damağımda. Bir de Ajda'yi görünce onu çok seven Dj yıktı geçti. Tabii ki kapıda basın ordusu. İki taraf da ılımlı olunca nefis bir sohbet oluyor. Bu ara Etel'in ikizleri geldi, inanın içim açılıyor, böyle bilinçli gençlerle olunca. Eğlence kralı İzzet'in 'Long Table'ına geçtik. Ne demiştim, pozitif olalım. Blackberry gecesi varmış(benim telefondan). Ajda'ma ilk telefonu hediye ettiler. Torch beyaz. 'Besim Bey kabul edersiniz değil mi?' diye bana bir beyaz kutu gelince 'pes' dedim. Ama ne demiştik pozitif enerji 2...
KUTLAMA DEĞİL
Kapıda yine basın ordusu. Biz yine, Ajda, İsmail (Akkaya), Etel, kızları ve ben. Yine güzel bir sohbet. Oradan Şamdan Etiler. Gördüğün göreceğin herkes orada, en çok da Mehmet'i (Tuna) gördüğüme sevindim. Herkes coştukça coştu, hele Ajda'nin şarkılarını gençler bir ağızdan Ajda'nın vokalleri gibi ona doğru söyleyince yer gök inledi. Bu arada canım Ahu'mun canım kızı Ala'yı gördüm. Hasret giderdik. Meğer eşi Cem'in yaşgünü imiş. Metin Mızraklı, Yalçın Ayaydın, Esin Maraşlıoğlu... Tüm kova burcu olanlara mutlu yıllar bu arada. Kapıda yine basın ordusu. Bu kez 'bu kadar fazla dolaşmazsınız. Bir şey mi kutluyoruz?' sorusuna cevap veremedi Ajda çünkü hakikaten bir şey kutlamıyorduk. Ama ortalığı yıkacak yeni albümü, Nisan'daki sürprizi, ki ilk benden duyacaksınız, bir de muhteşem sahne çalışmasını konuştuk uzun uzun. Dostluklar çok güzel şeyler, hele güvendiğin kişilerse daha da güzel oluyor. İşte bu da enerji. Ajda ile herhalde bunun için çok iyi anlaşıyoruz. Her zaman başarılı, her dem güzel, her işi su gibi gidiyor. Bu yüzden benim 'sevgililer günü' sloganım. Her yıl da öyle olacak.
Size Besim farkı ile bir şey iletiyorum. Buranın çıkışında sadece biz vardık. Harika bir işkembeci. Sahibi Cemal Sarıhan bizzat kendi Bakırköy'deki dükkanından gelerek bize özel servis yaptı. Yaprak sarmadan ciğere kadar her şey mevcut. Tabii çorbaları saymakla bitmez. Harika bir gece yemeği. Harika bir dekor. Eren Yorulmazer... Gitmenizi tavsiye ederim.
İnanın kaçta döndüğümü bilmiyorum. Hep söylerim. Gece hayatını pek sevmem. Ama inanın dostlar arasında öyle bir geçer zaman ki... Ajda'm dizisini bile izleyemedi, ama harikaydık, seni çok seviyorum canım arkadaşım ve de verdiğin enerjiyi...