Nihayet İzmir'ime geldim. Ne özlemişim. Bu kadar uzun süre uzakta olmak olmuyor. Haftabaşı İstanbul'a Lale ablamın yeni yaşını kutlamaya geçtim. Akşamına da Girne... Girne de olmazsa olmazlarımızdan biri her derde deva, muhteşem eczanemiz meşhur 'Harbour' yani limana giderken köşede olan Ağarkan Eczanesi. Düşünün grip oluyorsunuz, küçük poşetlerde bir toz var burada Lemsip'in, bir yutun, grip geçmiş. Herkes de orada, turizm merkezi gibi. Kıbrıs'tan dönerken Kibarıye'nin dönüşü geldi aklıma. O da bir pozitif enerji yüklü insan; Girne'de uçağa bindiğinde (genelde Kıbrıs dönüşü çoğu kişi gibi) epeyce paketi ve yeri önde olduğundan uçağa binenler kuyruk teşkil etmiş. En önde bulunan bir İngiliz 'Sorry can we pass' deyip geçmek isteyince rahat ve sempatik sanatçı 'Oldu canım life iş life' deyivermiş. geçen hafta da programlarını başarı ile götüren Saba Tümer'e ilk öğrendiği İngilizce kelimelerden birinin 'life iş life' olduğunu söylemiş. Ne kadar doğal, ne kadar açık sözlü bir kadın, bir o kadar da büyük ses. Ne kadar takdir edilmesi gereken bir sanatçı. Kimseye laf atmadan, her şeyi kendi yaşayan, sadece sesi ile gündeme gelen sanatçılar da olabiliyormuş dedirdiyor Kibariye... Ne bileyim, tv'de, gazetelerde çıkan o kadar hasetlik, yalanlarla dolu haberleri gördükçe ne denli temiz geliyor bunlar...Urla artık sürekli gelişen bir kent
Girne'de kaldığım Rocks'ta kahvaltıya girerken ruhum şöyle bir okşandı. Çok şeker bir çift benim yazılarımı zevkle okuduklarını söylediler. Restoranda yanlarındaki arkadaş grubu ile tanıştık. Tabii ki İzmirliler. İzmir ve çevresindeki birçok yöreden yazılar yazdığımı ama Urla'dan bahsetmediğimi söylediler. Haklılar... Bir iki kez Urla iskelesi restoranları haricinde pek yazmadım Urla'yı. Çok da beğendiğim halde. Pazarını. O çok otantik evlerini, tabiatını, zamanında Tanju Okan, Gönül Yazar'ın evleri ile ünlenen yıllarca önce Nebioğlu Tatil köyünün bulunduğu Urla'yı konuştuk o insanlarla... Şimdilerde çok da gelişmiş ama her dem tabiatın hakim olduğu bir yöre olarak kalması gereken Urla'yı. Yepyeni AVM'inde neler açılmış neler... Kipa'dan hızla yükselen Kahve Diyarı'na kadar birçok güncel markanın bulunduğu bu yepyeni kompleksin çok iyi markalarla dolması bekleniyor. işte burada bu yeni Urlalı arkadaşlarımın tatlı dükkanları var. Ve de bildiğiniz bir marka, 'Bolulu Hasan Usta'. Bilirsiniz gitmeden hiçbir yer hakkında tavsiyede bulunmam. Ama Bolulu Hasan Usta'yı bildiğim, tatlılarını sevdiğim, ve de bu aileyi yepyeni bir dükkanda görebildiğim için burayı size tavsiye edebiliyorum. 55 bin nüfuslu bu nostaljik beldemizde Yüksek Teknoloji Üniversitesi'nin kapasitesi iki yıla kadar 10.000'i bulacakmış. Sohbetimize Kıbrıslı bir aile katılıp da, epey sayıda Kıbrıslı gencin bu eğitim kurumunda okuduğunu söyleyince epey gururlandık. En yakın zamanda Urla'ya gidip Beğendik Abi'de yemek yeyip 'Bolulu Hasan Usta'da tatlıları yemek üzere sözleştik, Sevinç- Mehmet Gunturkun ve Ayşe- Tolga Alpbas çifti ile...