Sevmek boş, sevilmek bir şey, sevmek ve sevilmek her şeydir derler. Bir yerde doğru bence. Her yıl gibi bu yıl da hiç kutlama yapmayayım dediğim halde sevdiklerimle (tesadüf de olsa, ki kadere inanırım hele pozitif enerjiye) doğum günümün evvelinde ve sonrasında birlikte olmak ne kadar mutlu etti beni tarif edemem.
Thor'daki güzel geceye ani bir olay yüzünden gelemeyen vazgeçilmez dostlarım Yazıcı Ailesi ile ertesi gün Grand'da öğlen yemeği yedik. Her yılki adetimizi böylece bozmamış olduk. Umarım yıllar yılı devam eder bu adet. Yine özel günümden bir gün evvel değerli arkadaşımız Muko'nun ayağının kırılması yüzünden geceye katılamayan canım arkadaşım Gülşen Işık'la kutlamayı 'Maça Kızı'nda yaptık. Mekanın yöneticilerinden Ayşegül'ün de katıldığı güzel bir öğle yemeğinden sonra deniz safamızı da yaptık çay saatini de kaçırmadan. Akşamına değerli arkadaşımız Muko'nun evinde o inanılmaz manzara karşımızda Muko'nun (Mukaddes Akçay) meşhur nefis yemeklerini yedik, güzeller güzeli Gülşen ile ertesi gün Grand Yazıcı'da buluşmak üzere ayrıldık.
SANAT DOLU AKŞAM
Bu arada nerede, hangi beldede olursa olsun hiçbir güzel sanat gösterisini kaçırmayan Hıncal Abi'mle (Uluç) Bodrum 12. Bale Festivali'nde karşılaştık, 'Spartacus'te. Bu arada Hıncal Abi ile ağabeyi Öcal Abim Turgut Reis D- Marina'nın tüm sanat gösterilerine katıldılar. Hayri Abi'min daveti üzerine nefis bir mantı ile başlayan yukarıda söylediğim Gülşen'imin de katıldığı harika öğle yemeğini yedik, tabii ki taaa 2000 yılında Çeşme'deki 'Hanutçu Besim' esprileri ile başlayan keyifli yemekte.MEŞK GECESİ
Özel çok özel bir akşam yemeğine katıldım ertesi akşam. Dolu dolu bir Bodrum yemeği. Düşünün ev Torba'da, hakiki bir Bordum evi, konuklar her zaman hayranı olduğum, pazar sabahları her yazıdan evvel onun karikatürlerini okuduğum Büyük Bedri Koraman ve hanımı, yılların arkadaşı Savaş Ay, muhteşem sesi ile kızkardeşi (o ana Şükran Ay'a da bu evlatlar yaraşır) Işıl Ay, Öcal, Hıncal Uluç ve çok değerli arkadaşları... Davet sahibi kalitesi ile herzaman en üst sırada olan değerli sanatçı Nebil Özgentürk ve hanımı... Bu kadar keyifli, özel Bodrum menüsü, böreği, Savaş'ın akordeonu, Işıl'ın muhteşem sesi ile meşk gecesine yıllardır katılmamıştım. O ne keyif, o ne şarkılar, o ne ses ve de ne yorum. Bu kadar mutlu günler peşpeşe de gelebiliyormuş. Pozitif ol, her şey pozitif gelir geri.
SAHNEDE BÜLENT
Bu kadar renkli bir haftanın son gününden evvelki gece yemeklerden birinden dönmüş, yatağıma yatmıştım ki, gelen telefon önce Hayri Abi ardından Lale Abla'dandı, 'hayır' demek imkansızdı. Kendimi 'Dedikodulu Meyhane'de Bülent Ersoy'u izlerken buldum. Turuncu tuvaleti içinde doğruya doğru birbirinden iyi şarkılarla ve de çok sevdiği Lale- Hayri Yazıcı ile Kıbrıs Rocks Otel'in sahipleri Ertan- Havva Ertekin çiftine saygı ve sevgilerini belirtip (her şarkıda), harika bir konser verdi. Tabii ki çok eski arkaşı olan Besim'ine her aralıkta bir hatıramızı hatırlarak.
Hatıra dolu bir doğum günü haftasını kapatırken, 1 haftayı dolduran pazar gecesi muhteşem bir geceye, İzmir'de son kutlamalara ve ardından Mykonos'a imzamızı attık. Herkese böyle hatırlanmasını dilerim. Bilmem Aslan Burcu olduğumdan severiz hatırlanmayı.
Tabii ki bu kutlamalar İzmir'de devam etti. Çok sevdiğim mimar Saffet Gözlükaya ile araya Reyhan'da çaylı pastalı '5 çayı' yaptık aramızda. Hem hasret giderdik hem de bol bol güldük, her zamanki gibi. Akşamına kadim dostum Aysel'im (Uysaler) ve İzmir'in klasik haute couture'lerinden Jale Gelgör 'La Cigale'de yemek sürprizi yaptılar bana. Sayısını bile unuttuğum pastamda Reyhan'da gerçekleşti. Son İzmir kutlaması benim, Yeni Asır'ın ve Diva'nın gen yayın yönetmenleri Şebnem Bursalı ve Pakize Sükan ve Gülşen Altın ile 'Sisim' de oldu. Pakize hanımın sürprizi süperdi. Herkes teşekkürler...
SON GECE: MYKONOS