• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Bırakın o size öğretsin! FİLİZ İÇKE ÖNAL

Bırakın o size öğretsin!

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10.09.2009, 00:00
Çocuğunuz okulun ilk günlerinde öğrendiği yeni konuları size büyük bir hevesle anlatır. Onu ilgi, merak ve sabırla dinlemeniz okulunu kısa sürede benimsemesini sağlayacaktır Türkçe, matematik, hayat bilgisi, resim, beden eğitimi... Her bir ders çocuğunuz için yeni bir keşif alanı, yeni bir heyecandır. Psikolog Şenel Karaman, "Örneğin çocuğunuz hayat bilgisi dersinde öğrendiklerini size anlatırken heyecanla dinleyin. Bırakın o size öğretsin. Çocuğundan bir şeyler öğrenmeye başlayan anne baba, ona çok şey öğretebilir, onun okulu daha çok benimsemesini sağlar" diyor.
Okulun ilk günleri çocuğun öğrenmenin büyüsünü keyfettiği, yeni bir sosyal ortama ait olduğu, ilk ciddi sorumluluklarını üstlendiği bir dönemdir aynı zamanda. Bu dönemin önemli bir parçası olan ev ödevleri, pek çok evde çocuğun okul hayatı boyunca en çok tartışılan konu ne yazık ki. Gün boyu çocuğunun arkasından "ödevini yap" diye koşan velilerden olmak istemiyorsanız, bilmeniz gereken en önemli şey ödevin çocuğunuzun sorumluluğunda olduğu. Nasıl ki siz sorumluluklarınızı bir başkasının hatırlatmasına gerek kalmadan yerine getiriyorsanız, çocuğunuz da bunu zaman içinde başaracaktır. Tek yapmanız gereken ona ödevlerini yapması için gerekli ortamı hazırlamak ve bunu nasıl yapacağı konusunda küçük yardımlarda bulunmak.
Ödev, çocuğun okulda öğrendiklerini pekiştirmesini ve kendini geliştirmesini sağlar. Yardım adı altında bu alana çok fazla müdahalede bulunursanız, ödevi çocuğunuzun yerine siz yaparsanız, ona iyilik değil kötülük yapmış olursunuz.
Psikolog Şenel Karaman, "İlk Gün-Çocuğu İlköğretime Başlayacak Anne Babalar için Kılavuz" adlı kitabında okulun ilk günlerinde ödev konusunda karşılaşılabilecek sorunlar ve çözüm için nasıl bir yol izlenmesi hakkında şu bilgileri veriyor:

* Çocuğunuz ev ödevini almadan geliyor ve ne yapılacağını söylemiyorsa:

- Öğretmeni ile konuşup önerilerini alın.
- Çocuğunuz ev ödevinin yapılması gerektiğini bilmiyor olabilir. Çocuğunuza ev ödevini mutlaka getirmesi gerektiğini söyleyin. Ders çalışma saatinde sizin verdiğiniz bir görevi yapmasını sağlayın.
-Kısa sürede değişim görmüyorsanız "öğrenme sorunları" ile ilgili bilgi edinin.

* Çocuğunuz sürekli ödev yapmaktan kaçınıyor, son dakikaya bırakıyor, bir türlü başlamıyorsa:

- Zaman konusunda sınır çizin. Ödevini yapmadan televizyon izleme, bilgisayar oynama, oyun oynama gibi faaliyetlere izin vermeyin.

* Çocuğunuz ev ödevine önem vermiyor, sürekli tartışmaya giriyorsanız:

- Ev ödevi yapmanın gerekliliğine inanmıyor olabilir.
- Ev ödevi sorumluluğu size mi ona mı ait? Kendinizi kontrol edin.
- Ev ödevi ve öğrenme konusunda motivasyonu olup olmadığını kontrol edin. Özendirmeye çalışın.

* Ev ödevini yapmayı sürekli reddediyor ise:
- Öğretmeni ile bu durumu konuşun ve ev ödevini reddetmesinin nedenini bulmaya çalışın.
- Ev ödevini nasıl algıladığını anlamaya çalışın. Bazen çocuklar ödev yapmayı gereksiz buluyor olabilirler.

Okuma yazmayı öğrenmede pratik öneriler:
Çocuğunuzla birlikte günlük plan hazırlayın. Ona planlı olmayı öğretebilirseniz eğitim hayatı boyunca zorlanmayacaktır. Bütün çocuklar okula okuma yazma öğrenmek için giderler. Bu onların yaş görevleridir ve birinci yılda bu gerçekleşir. Kendi isimlerini yazmaya ve okumaya başladıkları an, okuma yazma öğrenmenin de en keyifli anıdır.
* İlgisini çeken her şeyi birlikte okumaya çalışın. Anlaması önemli değil, gözleri ile takip etmesi onu ısındıracaktır.
* Evinizde gazete, dergi, kitap okuyor musunuz? Anne babasının okuyup yazdığını görmek çocuğun da merakını artıracaktır.
* Yatmadan önce ona hikayeler okuyabilir, gözleri ile takip etmesini isteyebilirsiniz. İlgisini çeken konularda birlikte kitap seçmelisiniz.
* Ülkemizde sıkça oynanan "isim, hayvan, eşya bul" gibi oyunları oynayabilirsiniz.
* Yazısını asla eleştirmeyin. Tedirgin olmadan denemeler yapmasını sağlayın.

Matematik nasıl sevdirilir?
Matematik aslında zor olmamasına rağmen pek çok insan tarafından zekanın bir göstergesi olarak algılandığına işaret eden Psikolog Şenel Karaman,
"Bu nedenle metamatik söz konusu olduğunda anne babanın duyarlılıkları artar. Bu da çocuğun matematiğe tedirgin yaklaşmasına neden olur. Matematik te başarılı olanların diğerlerinden farkı; matematikten korkulması gerektiğini duymamış olmalarıdır.
Lütfen matematiği işlemler, hesaplamalar olarak algılamaktan vazgeçin. Matematiği öğrenmeyi kolaylaştıran oyuncaklar, malzemeler edinin. Hayatın içindeki matematikten yararlanın. Uzmanlar; bir konu ne kadar hayatın içinden ve ne kadar eğlenceli olursa o kadar kolay öğrenilebileceğini belirtiyorlar. Çocuğunuzun sayıları tanıması için eğlenceli oyunlar oynayın. Sayıları, işlemleri oyunlaştırın, ama en önemlisi kendiniz korkmaktan vazgeçin" diyor.

Televizyonu kapatıp ailece oyun oynayın
Okula başlamış olması, bundan böyle çocuğunuzun hayatında sadece ders olacağı anlamına gelmez. "Çocuklar oyun oynayarak hayata hazırlanırlar" diyen Şenel Karaman, ailece oyun oynamanın önemine dikkat çekiyor:
"Oyun çocuğun öğrenme kapasitesini artırır. Kendisini ifade etmesini, sosyal becerilerini geliştirmesini sağlar. Çocuğunuzun hayatında mutlaka oyun olmasını sağlayın. Unutmayın; oyun sadece çocuklar için değil, biz yetişkinler için de gereklidir. Ailece oynayacağınız oyunlar sizi birbirinize bağlar, çocuğunuzun evde sıkılmasını, zararlı alışkanlıklar edinmesini önler. Televizyonun açık olduğu saatler azaldıkça ailenizin yaşam kalitesi de artar. Çocuklarımız bizlerle ya da tek başlarına zevkli saatler geçiremedikleri için televizyona veya bilgisayara yöneliyor. Okulun ilk yıllarında çocuğunuza vakit ayırmak yerine onu televizyonun veya bilgisayarın bakıcılığına terk ederseniz sorun yaşarsınız. Ve ne yazık ki ileriki yıllarda sorunlar arttığında bu ihmal edilmiş zamanın acısını sizden kat kat çıkarırlar."

Başarılı okul hayatı için 4 temel prensip
Psikolog Şenel Karaman, "Çocuğunuzun hem okulda hem de evde, hayatının bir parçası haline getirmesi gereken 4 kural var. Bu dört kural ders müfredatında ya da geleneksel aile eğitimimizde doğrudan verilmiyor. Bunları öğrenmesi için çocuğa hem öğretmeni hem de anne babası yardımcı olmalıdır" diyor.
Çocuk okulda ve evde kendisini ortaya koyabilmeli, ifade edebilmeli. becerilerini hayata geçirebilmeli. Öğretmeninin istediği çalışmaları sınıfla birlikte aynı anda yapabilmeli, geri kalmamalı ya da yapmaktan kaçınmamalı. Eğer aşağıdaki dört kural çocuğunuzda gelişmişse çocuğunuzun eğitim hayatının iyi geçeceğinden emin olabilirsiniz.
Birinci Kural: "Ben buyum"
(Ben her şeyimle bir bireyim. Kendime özgü konuşmam, zevklerim, meraklarım var. Dünyada başka bir eşim, benzerim yok.)
İkinci Kural: "Bizim kurallarımız var"
(Bizim sınıf çok özel. Kendimize özgü kurallarımız var. Diğerleri gibi ben de bu kuralları benimsedim.)
Üçüncü Kural: "Birlikteyiz"
(Herkesle birlikteyim. Evde ailemin, okulda sınıfımın bir üyesiyim. Hem ailem hem de sınıfım bana değer verir ve önemserler.)
Dördüncü Kural: "Hayatımdan sorumluyum"
(Davranışlarımdan, görevlerimden sorumluyum. Bunların gerekli olduğunu bilirim ve elimden geleni yaparım.)
Bu dört kuralı benimseyen ve geliştirebilen çocuklar okul sorumluluklarını rahatlıkla üstlenip, hayatın zorlukları ile mücadele edebilirler.

Bilgisayar ve televizyon günde en fazla iki saat
Çocuğun bilgisayar kullanımı ve televizyon izleme süresini günde 2 saat ile sınırlandırın. Ne izleyeceğini seçme konusunda çocuğunuza yardımcı olun. Odasına asla televizyon koymayın. İzlediği programlar hakkında konuşun. Güvenli internet konusunda bilgi edinin. Çocuğunuzu bilgisayarda asla kendi haline bırakmayın. Girip çıktığı siteler ve konuştuğu kişileri düzenli olarak kontrol edin.

BİTTİ

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA