Psikolog Mustafa Topkara, "Sadece Sevmek Yetmez" adlı kitabında mutlu bir ilişkide olması ve olmaması gerekenlere, sık yapılan hatalara dikkat çekiyor
"Her ilişkinin tükeneceği zamanlar vardır. Hepimiz bunu biliriz. İçimizde hep bir kuşku, hep bir "ama" sözcüğü vardır... Ne yapacağımızı bilmez bir ruh hali içinde savruluruz. Bu durum ya ilişkiyi bitirir ya da aldatmaları ortaya çıkarır... Vererek eksildikçe, kendimize olan güvenimizi kaybetmeye başlarız. Verdikçe O'nu hayatımızda tutmuşuzdur ama biz eksilmişizdir..." Bunlar, "Sadece Sevmek Yetmez" adlı kitabın arka kapağında yer alan cümleler.
İkili ilişkilere ve evliliğe dair konuların ele alındığı "Sadece Sevmek Yetmez" kitabının yazarı Psikolog Mustafa Topkara'ya göre mutlu bir evlilikte en önemli kriter duygu varlığı. Biriyle, "zamanla severim" düşüncesiyle evlenmek ise hataların en büyüğü. Mutlu evliliğin ikinci olmazsa olmaz kuralı ise paylaşım. Yani hayatın, duyguların, düşüncelerin, korkuların, kısacası her duygu ve düşüncenin paylaşılması. Evlilikte mutluluğun temel tarifi böyle: "Sevmek ve paylaşmak." Peki yetiyor mu? Hayır. Zaten Psikolog Mustafa Topkara'ya kitap yazdıran gerekçe de bu.
İLGİSİZ VE ALINGAN
Diyelim ki eşinizle aranızda güçlü bir duygusal bağ var ve paylaşımlarda bulunuyorsunuz. Davranış sorununuz varsa, elinizdeki bu güçlü iki koz da bir işe yaramıyor Topkara'ya göre: "Evlilikte en temel sorun davranış sorunudur. İki tarafın birbirine duygu hissetmeyle ilgili sorunu yoksa, ilişkiyi sıkıntılı hale getiren karşımızdakine kendini değersiz, yetersiz, önemsiz hissettiren davranışlarımızdır. Bu sorunun diğer yanı ise alınganlıklarımızdır. Kendimizle ilgili psikolojik sorunların ilişkiye yansıması ve karşı tarafı yanlış algılamamızdır." İşte size tipik bir kadın-erkek çatışması. Kadın erkeğin "ilgisiz" davranışlarından şikayetçidir: "Bana kendimi değerli hissettirmiyorsun!" Öte yandan erkeğe göre de kadın fazla "alıngan"dır.
KONUŞ(MA), SUS(MA)!
Kadın erkek arasındaki çatışma alanlarından biri de konuşma ile ilgili. Kadınlar için konuşmak, uzun uzun konuşmak kendini anlatabilmenin, karşı tarafı anlamanın, anlaşabilmenin bir yolu iken çoğu erkek için konuşmak, hele ki ortada farklı iki fikir varsa kavga etmek anlamına geliyor. Kadın konuşmak istedikçe erkek, erkek sustukça kadın çıldırıyor. Psikolog Mustafa Topkara, kitabında konuşma konusunda tavrını kadından yana koyuyor: "Konuşmak var olduğumuzu hissettiren en önemli eylemdir. Kendimizi anlatamamak, anlayamamak bizi her şeyden kopartır. Yalnız bırakır."
Duygu bitmeden asla!
Diyelim ki evliliğinizde/ilişkinizde sorunlar yaşıyorsunuz ve bitirmekle sürdürmek arasında kararsızsınız. Kitapta bu sorunun da cevabı var: "İlişkiyi bitirmenin tek bir geçerli sebebi vardır: duyguların tükenmesi, karşımızdakine bir şey hissedememek. Şiddet, aldatma, sorumlulukların yerine gelmemesi, yeterince sevgi görmemek... Bunlar kişiye kendini çok kötü hissettiren sorunlardır, ancak sadece sorundurlar. Duygu tükenmeden bir ilişkiyi bitirmeye kalkmak, kaldırılması son derece zor bir yükün altına girmek demektir."
Zarar veren davranışlar
Psikolog Mustafa Topkara, "Bir ilişkide karşımızdakinin bizi incittiğini hissettiğimiz tüm davranışlar bencil davranışlardır ve bize zarar verir" diyor ve zarar veren davranışları şu şekilde sıralıyor:
* Yalan
* Giz
* Şiddet
* Hakaret
* Yargılamak
* Suçlamak
* Eleştirmek
* Kıskançlık
* Korumak isteği ile bunaltıcı davranmak
* Takip, kontrol
Eşte varolan bu davranışları eleştirmek sorunu çözmüyor. Bu davranışlara neden başvurduğunu anlamak için daha derine inmek gerekiyor.