Meslek yaşamı boyunca kanseri yenmiş yüzlerce insanın hayatına şahitlik eden Op. Dr. Cüneyt Tuğrul'a göre gerçek mucize, kişi ile DNA'sı arasındaki ilişkide saklı: "DNA'nız sizden aldığı emri yerine getiriyor. Çünkü, ortam şartlarına uymak üzere yaratılmış bir DNA'ya sahipsiniz. Sevginizi ne kadar çok paylaşırsanız, o kadar çok insan sizi seviyor. Ne kadar seveniniz varsa, o kadar paylaşacağınız şey oluyor. DNA'nız da onu takip ediyor. Ona şu mesaj gidiyor: Benim yolum uzun, benimle yürüyeceksin.."
-Hastalarınızda mucizevi iyileşmeler gördünüz mü?
Mucizeye çok inanmam. Rasyonel çalışan bir cerrahım. Kitabın yazdığı bir süreç var. Ama çok mucize görüyorum. Bu, nasıl oluyor. O kadın, bunu nasıl başarıyor? Çünkü DNA'nız sizden aldığı emri yerine getirip, kendi başına hareket edebiliyor.
-Kanserden biz ne derecede sorumluyuz?
Tümöre tekrar izin veren insanlar var diyorum. Çünkü benim yorumumda, izin veriliyor gibi geliyor. Yemek yemeye kim karar veriyorsa, insülin direncine de o karar veriyor. İnsülin direnci gelişince de dolaylı yoldan aynı kişi bu kez tümörün çoğalmasına karar veriyor. Güneşe çıkmama, yürümeme kararı kimin? 'Yürüme, kemiklerin kırılmasın' diyen var mı? Bunları toplayınca, suçu başkasına atmamalı, dönüp kendimize bakmalıyız. Kişilerin hayat tarzlarına, kendi mutluluklarına, gıdalarına, uykularına sahip çıkmaları gerekiyor. DNA'nın sizi tamir etmesi için elinde tamir elemanları olmalı.
- Kanserden korunmak için kolay uygulanabilecek reçeteler var mı?
Lütfen bol su için. Vücut yağları suyun içinde çözülebilir hale getiriyor. Yeterli suyunuz olmalı ki kan yeterli hızda dönsün. Süt içebiliyor musunuz? Hayır mı? Ama herkes günde 2 litre süt içmeli. İçmezseniz ölecek misiniz? Bu da hayır. Her gıdanın doğada alternatifi var. Alternatifsiz diyetlere karşıyım. Doğru insanlara danışın. Bu işin eğitimini almış, neyi nasıl kullanmanız gerektiğini bilen ve sizin metobolizmanız için diyet geliştirenler var. Kanser endokronolojisi diye bir şey var dünyada. Hem diyetler hem yiyecek tercihleri kişiye özgü olmak zorunda. Antioksidanları sık tüketin. Yeşil meyve ve sebzeler, salata, üzüm çekirdeği, brokoli, cibes, lahana ve tabii ki kırmızılar... Çilek, böğürtlen, karadut, vişne, yaban mersini güçlü antioksidanlar. Sadece yaban mersini yiyerek hayatta kalabilir misiniz? Hayır. Sadece antioksidanla yaşamazsınız. Ancak bunların herhangi birini hayatınıza sokuyor olmanız ya da ara ara alıyor olmanız, sizin sağlık altyapınızı etkileyecektir.
GIDANIZ MUTLU ETMELİ
Gıdanızın sizi mutlu etmesi gerekiyor. Sadece yemek yemek için, yemek yemiyorsunuz, mutlu olmak için yemek yiyorsunuz. Siz mutlu olduğunuzda beden, "endorfin" denen yatıştırıcılar salgıladığı için yatışıyorsunuz. Karbohhidratlara, proteine, demire, yağa ihtiyacınız var. Ama her şey dengeli olacak. Vücudun tüketebildiği kadar yiyeceksiniz. Akciğer sağlıklı çalışmalı. Onu sigara ile bloke etmemelisiniz. Doğru beslenmeli ve hücrelere dinlenme zamanı vermeli, yani uyumalısınız. Arabada hep gaza basılmaz. Rölanti gerekiyor. Vücudunuza kendini tamir edecek ve dinlendirecek zaman vermelisiniz.-Bol su içtik, dengeli beslendik, yeterince uyuduk... Meme kanserinden korunmak için bunlar yeterli mi?
Kontroller çok önemli. ABD ve Avrupa dahil, tarama sistemi olmasına rağmen kitlelerin yüzde 78'i kadının memesinde sertlik hissetmesi ile ortaya çıkıyor. Kadının kendi kendine kontrolü çok önemli. Dış etmenler stres ve hormon nedeniyle hızla gelişenler tümörler var. Bütün taramalar yapıldı bir şey değilmiş demeyeceksiniz. Yüzde 5 ile yüzde 18 arasında kaçırma şansımız var. Olan tümör dahil.
-Neden?
Bir çocuk ileride katil olacak ama daha katil değil. Ona katil muamelesi yapamazsınız. Mamografi ancak şeklini değiştirmiş dokuya cevap verir. Birkaç ay sonra o forma geçecek olanı algılayamaz. Bütün yöntemler, deformasyondan sonrasını ortaya koyuyor. O nedenle bozulma ortaya çıkmadan bozulmayı algılayamıyoruz.
-Memedeki tümör ağrıya neden olur mu?
Tümörler genellikle ağrısızdır. Ağrı olması için sinire müdahale etmiş olması lazım.
- Artık meme kanserinde yaş sınırı da düşüyor değil mi?
15 yaşında hastam var. 8 yaşında bile vaka görülüyor. Buna neyin neden olduğu konusunda beslenme tarzları veya hızlı büyütülmüş ürünlerin etkisi tartışılıyor. Kişinin genetik olarak hasarlı doğması veya hormonal olarak hasarlı olması da birer etken olarak düşünülüyor. 20-30 yaş aralığında da hastalarım var. Ancak genele baktığınızda meme kanseri vakaları 30'dan sonra artıyor, 40'larda yükseliyor. 80 yaşa kadar artış sürüyor. Yaş ilerledikçe vücudun hasarları onarma şansı da azalıyor.
- Mamagrofi mi, ultrason mu?
35 yaş altıysanız ilk tetkik ultrason. Kitle saptanırsa belki mamografi, gerekirse MR olabilir. 35-40 yaş arası mamografi istenir. Ultrason ise her yıl yapılmalı.
Uzun hayat yolu
-Meme kanserinde hormonal etki devreye giriyor demiştik. Bu nasıl oluyor?
Tiroid hormonu insülin hormonu, büyüme hormonu çok önemli. Kanserde özellikle tiroid ve şeker kontrolünün olması gerektiği tartışılıyor. Bir grup hücre var ve üremeye çalışıyor. Onlar üremeye çalışırken, bol miktarda insülin verip onu biraz daha büyütmeye çalışmamalısınız.
En büyük sorun aşırı kilo. Çünkü insülin direnci oluyor. Şeker hastalığından bahsetmiyorum. O, ayrı bir sorun. Şekerin çok yüksek olması da tümör hücrelerinin bölünümünü hızlandırır.
- Tiroidin kanser üzerinde nasıl bir etkisi var?
Tiroidin de hem yavaşlaması hem hızlanması kansere neden oluyor. Şehir içinde geziyorsunuz hız limitiniz 40. Bütün şehri 5 km ile gezerseniz, trafiği mahvedersiniz. Şehir çalışamaz hale gelir. 220 ile de gezemezsiniz. Trioid de böyle bir şey. Yavaş gidersen sistemi çalışamaz hale getirirsin, hızla gidersen her yerde kaza yaparsın. Tiroid vücudun çalışma hızını direkt etkiliyor. Tiroidin belli orandan daha fazla yavaşlamaması gerekiyor. Çünkü kendini tamir edemeyen hücreler ölüyor. Otomatikman yaşlanma oluyor. Bir DNA ne kadar hızlı yaşlanırsa o kadar hızlı kanser yapar...
İnsülin direncine dikkat!
İnsülin direncinin, kanserle ilişkili olabileceğini düşünmeyiz nedense. Oysa aralarında sıkı bir bağ var. Op. Dr. Cüneyt Tuğrul, bu bağı şöyle açıklıyor: "Eğer uzun vadeli yaşam planlıyorsanız, insülin direncine çok dikkat etmelisiniz. Şişmanlığı sadece görüntü olarak düşünmeyin. Asıl önemli olan insülin direnci ortaya çıktığında, ortada iyileşmeyen, kolay tahrip olabilen, çabuk hastalanabilen ve hastalanınca kendini tekrar normale zor döndüren bir vücut ortaya çıkıyor. Çünkü insülin direnci, hücrelerimizin insülin alımını engelliyor. Şeker alımını engelliyor. Böylece bizim hücrelerimiz normal hızlarında çalışma kabiliyetlerini kaybediyorlar. Hem meme kanseri hastası hem de ileride sağlıklı olmak isteyen herkes için insülin direnci problemdir. En azından kontrol altında tutulması gereken bir problem. Belli bir kilo ve diyet kontrolü bile önemli."