• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Çocuğun işittiğinden her an emin olunmalı FİLİZ İÇKE ÖNAL

Çocuğun işittiğinden her an emin olunmalı

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 24.01.2013, 00:00
Televizyonun sesini sonuna kadar açması, arkasından seslenildiğinde duymaması, işitmesini etkileyen bir hastalığın habercisi olabilir. Op. Dr. Tuncay Kodaş, zamanında fark edilen hastalığın tedavisinin yüz güldürücü olduğunu, geç kalınan vakalarda ise ne yazık ki işitmenin tamamen kaybolabildiğini belirtiyor

Yenidoğanlarda yapılan işitme testlerinin pozitif çıkması, anne babaların içini büyük ölçüde rahatlatıyor ama ilerleyen dönemlerde de işitmeyi etkileyen hastalıklara dikkat etmek, işitme kaybının kalıcı hale gelmemesi için doktora zamanında başvurmak gerekiyor. Ento Kulak Burun Boğaz Dal Merkezi'nden Op. Dr. Tuncay Kodaş, çocuklarda işitme kayıpları ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
-Çocuklarda işitme kayıpları nasıl ortaya çıkar?
Çocuklarda işitme kayıpları; doğuştan ve sonradan enfeksiyonlara bağlı olarak ortaya çıkan işitme kayıpları olarak iki şekilde karşımıza çıkıyor. Bunlar mutlaka erken dönemde tespit edilmeli ve bu çocuklar mutlaka erken dönemde işitme cihazı verilip, ondan sonra eğer ileri derecede bir işitme kaybı varsa koklear implantasyona yönlendirilmeli.
-Koklear implantasyon nedir?
Koklear implantasyon, halk arasında "biyonik kulak" adı verilen ameliyat. Doğuştan duymayan çocuklarda mutlaka erken tanı ve sonrasında uygulanması gereken bir tedavi. Bu ameliyatta 0-5 yaş grubu çok önemli bizim için. 5 yaşından sonra yapılan ameliyatlarda başarı oranı çok düşüyor. Eğer bu ameliyatlardan başarı elde etmek istiyorsak, erken tanı, erken cihazlandırma ve erken ameliyat şart.
-Sağlık Bakanlığı'nın yeni doğanlar için zorunlu tuttuğu bir işitme testi var değil mi?
Yeni doğanlar için "otoakustik emisyon testi" yapılıyor. Bu test bize, çocuğun işitmesinde problem olup olmadığını gösteriyor. Sorun tespit edilen çocuklarda daha ileri bir tarama testi olan "bera testi" yapılıyor. Bera testinde işitme kaybı ileri derecede mi, hafif mi, bu tespit ediliyor. Hafif derecede işitme kayıpları takibe alınıyor. İleri derecede işitme kayıplarında ise, yani hiç duymayan çocuklarda ise hemen cihazlandırma yapılıyor ve koklear implant programına alınıyor ve bir an önce bu çocukların, 5 yaşını geçmeden ameliyat edilmesi öneriliyor.
-İşitme kaybının zamanında fark edilmemesi ne gibi sorunlara yol açabilir?
Ameliyatta başarı oranı düşer. Dil gelişimi oluşmadan bu ameliyatı yaparsanız çocuklar bundan fayda görüyor. O yüzden 8-9 yaşındaki "Duymuyor" diye başvurduğunda artık ameliyat önerilmiyor. Çünkü ameliyatın bir faydası olmuyor.
-Çocuklar konuşmayı, duyduğu sesleri taklit ederek öğreniyor değil mi?
Çocuklarda dil gelişimi 0-5 yaş döneminde oluyor. Bu dönemde çocuk duymuyorsa ve tedavisi yapılmıyorsa dil gelişmiyor. Dil gelişimi olmadan da ameliyatın bir faydası olmuyor. Şöyle bir örnek vereyim: Diyelim erişkin bir hasta sonradan işitmesini kaybediyor. Bu kayıp travmaya veya menenjite bağlı olabilir. Bu hastayı koklear implantasyona alabiliyorsunuz. Dil gelişimi mevcut olduğu için ameliyattan başarı elde etme şansı yüksek oluyor. Fakat çocuk hastayı düşünelim: Doğuştan duymayan bir çocuk. Bu çocuğa 7 yaşına, 9 yaşına, 10 yaşına kadar tanı konulmazsa dil gelişimi olmadığı için yapılan ameliyatın anlamı olmuyor ve bu hastalara "Yapılacak hiçbir şey yok, geç kaldınız" deniyor.
-Yeni doğan bebeğe otoakustik emisyon testini yaptıran ve olumlu sonuç alan aileler daha sonraki dönemlerde nelere dikkat etmeli?
Bu testte hiçbir problem çıkmadı. İlerleyen dönemde de işitme kaybı ortaya çıkabilir. Seslenildiği zaman dönüp bakmaması, televizyonun sesini sonuna kadar açması işitme kaybının habercisidir. Çünkü işitme kaybı sadece doğuştan olan bir durum değildir. Aynı zamanda daha sonradan orta kulak iltihaplarına bağlı olarak da işitme kaybı gelişebilir. Mesela bizim "akut seröz otitis media" dediğimiz olgu, orta kulakta su birikimi, çocuklarda çok sık gördüğümüz bir orta kulak enfeksiyonudur ve ana belirtisi işitme kaybıdır; ne kulak ağrısı, ne ateşne de başka bir şikayet... Sadece işitme kaybı. İki tip orta kulak iltibahı var: akut otitis media ve seröz otitis media. Akut otitis media ağrı ile kendini gösteriyor, seröz otitis meida ise sadece işitme kaybı ile belirti veriyor.
-O zaman çocuğu çok iyi gözlemlemek gerekiyor..
Tabii. Anne babalar "Çocuk, televizyonun sesini sonuna kadar açıyor" diye geliyor. Bu da duymadığını, işitmede problem olduğunu gösteriyor. Bu durumda hemen doktora başvurmaları gerekiyor.
Çocuğun işitmesinde bir problem olduğunu düşündürtecek belirtiler:
* Konuşmada gecikme
* Televizyonun sesini sonuna kadar açması
* Arkadan seslendiğinde bakmaması
* Seslere tepki vermemesidir.
-Orta kulakta sıvı birikmesi sonucu işitme kaybı gelişen çocuklarda tedavi nasıl yapılıyor?

Önce ilaç tedavisi yapılır. 10-20 günlük ilaç tedavisinden yanıt alınamıyorsa, hala orta kulakta sıvı duruyorsa genel anestezi altında orta kulaktaki sıvı boşaltılır ve havalanması için oraya bir ventilasyon tüpü yerleştirilir. Böylece hastada oluşan geçici tipteki işitme kaybı ortadan kalkar.
Ama diyelim ki orta kulakta sıvı birikimi var ve hasta geç geliyor. Bir aylık veya iki aylık sürede bu işitme kaybı geçicidir ama daha sonra kalıcı hale gelir. Kalıcı hale gelen bir işitme kaybında, orta kulaktaki sıvıyı boşaltsanız da, tüp taksanız da geri dönüş olmaz. 15 günle bir ay gibi kritik bir süre var burada.
-Ameliyat hiç duyması olmayan çocuklara mı öneriliyor?
Evet. İleri derecede işitme kayıplarında ameliyat önerilir ama ameliyata kadar geçen süre için de mutlaka cihaz verilir bu çocuklara. Aileler bazen şunu sorabiliyorlar: "Çocuk duymuyorsa niye cihaz veriliyor?" Nedeni şu: Çocuk sesi unutmasın. Az da olsa beyin sesi unutmasın diye cihaz öneriliyor.
-Neden hemen ameliyat önerilmiyor?
Türkiye'de bu ameliyatın yapıldığı çok az yer var. Dolayısıyla 15 gün sonra, 1 ay sonra ameliyat yapılamıyor. Burada önemli olan hastayı hemen cihazlandırmak. 15 gün sonra yapılacaksa bile ameliyat, hemen cihazlandırma esastır. İşitme kaybı tespit edildiği anda cihazlandırma mutlaka yapılmalı.
-Bu çocuklar ameliyat sonrası normal sağlıklı bireyler gibi duyabiliyor mu?
İşitme kaybının derecesine göre, çocuğun başka bir problemi olup olmadığına göre ameliyattan alınan sonuç değişir. Ama genel olarak şunu söyleyebiliriz: Çocukta ek bir problem yoksa, zamanında tanı ve ameliyat olmuşsa, alınan yanıt çok iyi oluyor.
-Sadece cihazla yaşamını sürdüren çocuklar var mı?
Hafif ve orta dereceli işitme kayıplarında cihazlardan alınan sonuçlar çok iyi. Bu çocukların tek sıkıntıları şu: Ömür boyu cihaz kullanarak duyabilirler. Gözlük gibi düşünün bunu. Duyma problemleri düzelmeyecek ve ömür boyu bu cihazları kullanacak...
-Çocukların cihaza uyum sağlama süreci nasıl oluyor?
Tabii ilk başlarda kullanmak istemiyorlar ama zamanla alışıyorlar. Bir de yeni nesil cihazlar daha konforlu, dışarıdan görünmüyor, kullanımı daha pratik... O yüzden çocuklar tolore edebiliyorlar, belki ilk başlarda problemler yaşanabiliyor ama bunların geçici olduğu bilinmeli.

Kulak krizini duymuş muydunuz?
Op. Dr. Tuncay Kodaş, yetişkinlerde ani gelişen işitme kaybının, "kulak krizi" olarak da adlandırıldığını söylüyor ve şu bilgileri paylaşıyor: "Kulak krizi; yetişkinlerde, kulağı besleyen damarların tıkanmasına bağlı olarak aniden gelişen bir işitme kaybı ile kendini belli eder. İlk üç gün içerisinde tedavi edilirse başarı oranı oldukça yüksektir. Fakat üçüncü günden sonra tedaviye başlanan olgularda başarı oranı düşüyor. Kritik süre üç gün. Üç gün içerisinde mutlaka tanı konulmalı ve tedaviye başlanmalıdır. Bu durumun birçok tedavisi var: Hiperbarik oksijen tedavisi, serum tedavisi, kokteyl tedavisi... Bunlarla işitmede düzelme sağlanabilir.
-Dördüncü, beşinci günde ne oluyor da tedaviye yanıt alınamıyor?
Hücreler ölüyor. Kalp krizi yaşayan bir hastada tedaviye erken başlamazsanız, kalp hücreleri ölür ve hastayı kaybedersiniz. Kulak krizi de aynı. Kulağa giden damarları aniden açmazsanız kulaktaki hücreler ölüyor ve kulağı kaybediyorsunuz.
-Hastalar yaşadıklarını nasıl tarif ediyor?
İşitme kaybı ile. "Çınlama oldu ve işitmemi kaybettim" diyorlar. Bazen tek taraflı olabiliyor bazen de çift taraflı. Tek taraflı işitme kaybı da hemen fark edilebiliyor hasta tarafından.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA