• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Horlamanın şiddeti değil apnenin sıklığı önemli! FİLİZ İÇKE ÖNAL

Horlamanın şiddeti değil apnenin sıklığı önemli!

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 27.08.2013, 00:00
Ento Kulak Burun Boğaz Dal Merkezi'nden Op. Dr. Fırat Demirtaşoğlu, "Horlarken çok ses çıkarması, hastanın çok ciddi apnesi olduğu anlamına gelmez. Hafif horlayan kişinin durumunun daha az ciddi olduğunu da söyleyemeyiz. Horlamanın ciddiyeti, apne (uyku sırasında yaşanan nefes durmaları) ile ilgilidir ve mutlaka uyku testiyle tespit edilmelidir" diyor

Horlaması olan kişilerin, en kısa sürede bir göğüs hastalıkları uzmanı veya kulak burun boğaz uzmanına ve horlama laboratuvarının olduğu bir kliniğe başvurması gerektiğini belirten Op. Dr. Fırat Demirtaşoğlu, "Horlamanın ciddiyedi sesle değil, apne ile ilgilidir. Bu nedenle gündüze yansıyan belirtilere karşı dikkatli olmak gerekir. Sabahları yorgun uyanan ve gün içinde uyuklamaları olanlar en kısa sürede hekime başvurmalıdır" diyor.
-Horlama, sağlığımızla ilgili neyin yanlış gittiğinin belirtisi?

Eskiden horlama değerlendirilirken, geceleri insanların uyku sırasında ses çıkarması, sesli nefes alıp vermesi olarak kabul ediliyordu ama şu an için bizim horlama ile kast ettiğimiz sesli nefes alıp verme değil, esas olarak uyku sırasında "apne" dediğimiz, insanların nefesinin kesildiği periyodladın olması.
Horlama herhangi bir hastalığın habercisi değildir ama kendisinin uzun süreli devam etmesi durumunda yol açabileceği bazı rahatsızlıklar var. Apnesi olan hastaların normalde kandeki oksijen miktarları düştüğü için apne periyodları sırasında kalbin iş yükü, kalbin çalışma hızı kalbin çalışma kuvvetinde bir artış olur ve bunun uzun süreli devam etmesi durumunda ciddi oranda kalpte bir yüklenme meydana getirir.
-Horlayan kişi "Kalbimde bir sorun olabilir" diye düşünmeli mi?
Uzun süreçte kalbinde bir problem oluşabulur. Sadece horlamaya bağlı oluşmasa bile bir kalp rahatsızlığı varsa eğre özellikle hastada, beraberinde horlama sırasında nefes kesilmelerinin olması kalp rahatsızlığını çok daha sıkıntılı olmasına sebep olacaktır.
-Horlayan insanların ne kadarında uyku apnesi de görülüyor?
Bu kişiden kişiye değişir. Uyku apnesinin görülmesi değil zaten bizim için önemli olan. Apnenin süreleri ve uyku sırasındaki miktarı. Yani ne oranda olduğu ve ne kadar sürdüğü. Bu apne sırasında kan oksijen seviyesinin ne kadar düştüğü. Bunlar bizim için daha çok önemli olan.
-Bunu nasıl ölçüyorsunuz?
Horlaması olan hastalara önerdiğimiz polisomnografi dediğimiz uyku testi. Uyku testi sırasında hastalar test odasında bir gece geçiriyorlar. Bu sırada hastalara kan oksijen seviyesini, tansiyonu ölçen aletlerle ölçüm yapılıyor ve bu sırada kalp hızını, kalpteki değişimi ölçen aletlerle takılıyor ve bu aletler takılı iken hasta bir gece uyuyor. Uyku sırasında apnelerin tespit edildiği dönemlerde kabbin hızındaki artış tansiyondaki artış azalma ve nabızdaki artış ve azalma. kan oksijen seviyesindeki değişmeler takip ediliyor. Dolayısıyla apne tanısı koyduğumuz ve tedavisine karar verdiğimiz yöntemdir polisomnografi.
-Apnenin dereceleri var mı?
Polisomnografi sonucunda, saatteki apne sayılarına göre bir indeks çıkarılır hastalarda. Sonuçlarına göre hafif, orta veya ileri düzeyde apne olarak teşhis konulur. İleri düzeyde apnenin tedavisi ile orta ve hafif apnenin tedavisi farklıdır.
-Tedavi nasıl planlanıyor?
İleri düzeyde apnesi olan hastalarda öncelikle cerrahi tedavi düşünülmez. Çünkü cerrahi tedavi bu hastalarda çok iyi sonuçlar vermez. Bu hastalarda CPAP, BPAP dediğimiz, uyku sırasında kullanılan ventilasyon maskeleri kullanılır. Hafif düzeydeki hastalarda eğer çok ciddi bir problem yoksa hastada, hafif düzeydeki horlamayı geçirmek için anatomik bir darlık var mı buna sebep olabilecek; burunda bir kemik eğriliği olabilir, çok büyük bademcikler olabilir, bunlar değerlendirilir ve bunlara yönelik ameliyat önerilir. Orta düzeydeki hastalarda CPAP da ameliyat da değerlendirilebilir hastanın durumuna göre.
Cerrahi istemiyorsa hasta mutlaka maske önerilir.
-Maske kullanımı zorluk yaşatıyor mu?
Ağız ve buruna ya da buruna bağlı bir maske. İki şekli de var. Bu cihazların ilk kullanımı rahat bir kullanım değildir. Uyku sırasında ağzınıza veya burnunuza bir cihaz takılı olması elbette konforlu bir durum değildir. Ama bu sağlık için yapılan bir şey. Özellikle ileri düzeyde horlaması olan hastaların geceleri uykuda oksijen seviyeleri çok düştüğü için uykunun dinlenme fazı olan RAM fazını yaşayamıyor bu hastalar. 12 saat de uyusalar yorgun kalkıyorlar. Bu cihazlarla uykunun RAM dönemini yaşadıkları için dinlenmiş olarak uyanıyor hastalar. Bir süre sonra kendileri motive oluyorlar maske kullanmaya. Alışıyorlar çünkü maskesiz uyuduklarında dinlenmiş olmuyorlar.
-İleri düzeyde apnesi olan hastalarda ameliyattan ne derece başarı elde edilebiliyor?
Bu hastalarda ameliyat başarısı çok düşük. Ama illa ki maske kullanamayacağım diyen, maske konusunda önyargıları olan hastalarda ameliyat denenebilir ama mutlaka hastaya cerrahi başarı şansının düşük olacağı söylenmelidir.

Nedir?
Uyku apnesi; uyku sırasında nefessiz kalma durumudur. Hasta belirli bir süreyle nefessiz kalır. Uyku apnesinin yol açtığı şikayetler arasında en belirgin olanı, hastanın sabahları yorgun uyanmasıdır. Diğer belirtiler gün içerisinde uyuklama, boğazda ağrı ve takılma hissi, sürekli kuruma, geniz akıntısı hissidir.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA