• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Pardon, vajinanızın adı neydi? HAKAN URGANCI

Pardon, vajinanızın adı neydi?

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 16.12.2012, 00:00
Vajina sözcüğünden rahatsız olabilmek için özellikle büyükşehirde yaşıyorsanız en azından kırk yaş ve üzeri olmalısınız. Yoksa merak etmeyin, şimdi ilkokul çocuklarına bile latince ismiyle öğretiliyor cinsel organlar... Bunlardan utanmamaları sağlanıyor böylece... Oysa ben utanırım, arkadaş! Öyle yetiştirildim çünkü... Ama siz bana bakmayın hiç, doğrusunu örnek alın! Ona bakarsanız bizim evde anaya babaya ' öf!' bile denmez, ev içinde mümkün mertebe ses yükseltilmez. Steril yaşarız. Saygıdan.
Bu sebeplerle, taraf olarak son tartışmada Bülent Arınç'ı haklı göremesem de, içimin 'erkek' olan tarafı, aynen onun gibi rahatsız oldu 'Vajina' kelimesinin dillendirilmesinden. Nedenini de kapalı kapılar ardında bırakmadım, oturup düşündüm ve bir erkek olarak benim de (ucundan kıyısından köşesinden de olsa) cinsiyetçi, mülkiyetçi, hatta ikiyüzlü biri olduğuma karar verdim. Neden mi?
Eski Türk isimlerinden 'Satılmış', bolca hafife alınan bir isim olmasına rağmen aslında önemli bir gerçeği ifade eder. Şaman Türk toplumunda bebek ölümleri çok olduğundan, kötü ruhların bebeklerine musallat olduğuna inanmışlar ve ruhu kandırmak için 'pasif isim büyüsü' yapmışlar. Bilirsiniz, büyüde kurbana ait bir parça, bir eşya ve ismi istenir. Yani, ismini bildiğin kişiye ve şeye hakim olmak daha kolaydır. 'Satılmış' da bu isimlerden biridir. Bir tür kıymetsizlik ifadesidir. 'Bizim değil bu, sattık biz bunu..' demektir. Daha da değersizleştiren eski Türk isimleri vardır, 'İtalmaz (it bile almaz )' gibi...
İçimin erkek
olan tarafı, tıpkı
Bülent Arınç gibi
rahatsız oldu
vajina kelimesinin
dillendirilmesinden
İsimlerin ve onları bilmenin önemi, yaşamın her alanında devam eder. Anne baba, ya da amir seni isminle çağırır, sen ancak 'Siz' diyebilirsin. Egemen odur, çünkü... İşte bu da vajina tartışmasında belki Bülent Arınç 'ın dahi aklına gelmeyen konudur.
Asıl sorun cinsel organınıza taktığınız isim değil, korkutucu olan bunun bir kadının ağzından hem de Latince olarak ifade edilmesidir. Latince ve bilimsel olan bu isim, güçlüdür. Biz kadını o kadar "malımız" olarak görmeye alışız ki, cinsel organının ismini de ancak biz, küfür niyetine kullanırız. Kadın kısmı bunu (kuku falan diye şirinleştirmedikçe) zinhar kullanılmaz. Onun bu ismi kullanabilmesi, kadınlığına, bireyliğine sahip çıkmasıdır ki biz erkekleri ürkütür. Tabudur, günahtır! Kadının egemenliği bir daha dönmemek üzere elimizden gitmektedir. Olay bundan ibarettir: Utanıyoruz sanıyoruz; Oysa ki ba gibi korkuyoruz!

İzmir için kıyamet vakti

Ortalıkta bunca kıyamet tellalı varken İzmir'e kıyamadım. Herşeyimiz Türkiye genelinden farklıyken, kıyametimiz niçin bize özgü olmasın, değil mi? İzmir için kıyamet hangi şartlarda kopar? Buyur gözüm seyreyle kıyamet alametlerini!
1. Gül sokak ve Çeşme haritadan silinirse.
2. Magazin fotoğrafçısı arkadaşları Reyhan Pastanesi önündeki ışıkların orada pusuda göremezsen.
3. Kordon'daki birahaneleri kaldırıp kitapçı yaparlarsa.
4. Aynı sektörde çalışan iki İzmir firması herhangi bir konuda işbirliği yapabilirse.
5. Kemeraltı komple yıkılıp yerine dev bir AVM yapıldığında.
6. Radyo Tv mezunları İstanbul'a kaçmadan ekmeklerini memleketlerinde kazanmaya başladığında.
7. İnsanlar kör tuttuğunu beller gibi aynı işletmelere, aynı sokaklara gitmeyi bıraktığında.
8. Körfezde tekrar yüzülebildiği gün.
9. 'Bu kez iddialıyız, Expo'yu kazanacağız' açıklamaları yapılmadığı gün.
10. Muzaffer İzgü'nün kızı olduğu iddia edilen her daim şık ikiz hanımlar birlikte gezmeyi bırakıp ayrı ayrı gezmeye başlamışsa.
11. Seferihisar belediye başkanı Tunç Soyer, birine kızıp da sesini yükselttiğinde.
12. Çeşme'de kumru yeme alışkanlığı demode olduğunda.
13. Alsancak merkezde, Güzelyalı sahil şeridinde kolayca park yeri bulabildiğinde.
14. İzmir, kızlarının güzelliği ile değil, sınav başarı oranlarıyla tartışılmaya başladığında.
15. İstanbullular İzmir'i sayfiye yeri olarak görmeyip kışın da eğlenmeye, (hatta neden olmasın) iş aramaya geldiğinde.
16. Havalanı yolundaki dev Atatürk büstü 'Eeh, başlarım İzmir'ine de! Beni artık burayla anmayın arkadaş!' deyip de havaalanına doğru yürüyüşe geçtiğinde.
Yavaş yavaş gözünüz ufukta üzerimize doğru hızla gelen bir meteoru aramaya başlasın ve usulca tekrarlayın içinizden benimle birlikte şehadet getirin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA