• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HALUK GÜNEY

HERKES DUYSUN!

haluk.güney@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 12.03.2015, 00:00
Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) İzmir Şubesi'nin genel kurulu vardı önceki gün... Geçen dönem de derneği yöneten Başkan Bahri Okumuş, Murat Attila ve Ali Korkmaz ile takviye ettiği, Gökhan Özyurtlu, Mutlu Duman, Suavi Yardımoğlu ve Sedat Yılmaz'dan oluşan listesiyle yeniden seçildi. Kutluyorum... Bunları gazetelerden veya sosyal medyadan okumuşsunuzdur zaten. Benim anlatmak istediğim konu farklı... O kongreye 4-5 ay önce yaşanan ve bir türlü içime sindiremediğim bir konuyu, genel kurul ile paylaşmak için gittim. Neydi o olay? Bakın anlatayım...

Hasta etmeyin adamı
Dedim ya 4-5 ay önceydi... İzmir'de bir futbol kulübünün patronu, spor yazarlarıyla kahvaltını bir sohbet toplantısı düzenledi... Mesleğimizin duayenleri Gürkan Ertaç ve Öcal Uluç da dahil İzmir'in üst düzey tüm spor yazarları oradaydı... İzmir futbolu konuşuluyordu... Toplantıyı düzenleyen başkan, daha önce Bucaspor'da da görev yaptığı için, Bucaspor'un Süper Lig macerasını anlatıyordu. Bizler de zaman zaman konuya giriyor, sorular soruyorduk... Ancak Bucaspor'dan sorunlu şekilde ayrılan başkan bir anda, kendi açtığı konularla ilgili konuşmak istemediğini söyledi... Şaşırmıştık... "Ben bunları konuşurken fena oluyorum" dedi... Şaka yapıyor sandık... Ama konu dönüp dolaşıp yine oraya geliyordu... Başkan benim bir sorum üzerine sinirlendi. Gözlüğünü masanın üzerine fırlatarak, "Hasta etmeyin adamı..." diye bağırdı, masadan kalktı...

Mekanı hemen terk ettik
Donup kalmıştık... Bu tavır karşısında önce Öcal Uluç masayı terk etti... Kısa süreli şokun ardından bizler de bu tavır karşısında mekanı terk ettik... Masada 3-5 kişi kalmıştı. Onlar, gözlüğünü hepimizin önüne fırlatan başkanın sakinleşmesini bekleyip, sohbete kaldıkları yerden devam etti... Onlardan biri kimdi biliyor musunuz?.. TSYD İzmir Şube Başkanı Bahri Okumuş... Spor yazarlarını temsil eden arkadaşımın, bu tavrı nasıl içine sindirip o masada kaldığını anlayamadım, içime sindiremedim... Ayrıca o toplantıda şaşırdığım bir nokta, dernekte görevli sekreterin, bir spor kulübünün toplantısında nasıl görevliymiş gibi çalıştığıydı?

Başkan görmezden geldi
Spor Yazarları Derneği Başkanı'nın, spor yazarlarına neredeyse hakarete varan bir tavrı görmezden gelişini yadırgarken, bir iki ay sonra daha şaşırtıcı bir olay gerçekleşti... Bahri Okumuş başkanlığındaki TSYD İzmir Şube Yönetimi, o gün, kendi davetinde, yüzümüze fırlatır gibi gözlüğünü masaya atıp "Hasta etmeyin adamı..." diye bağıran başkanı, Ege'de Yılın Spor Adamı seçti... Bizler bir şok daha yaşarken, o başkan, TSYD İzmir Şubesi'nin özene bezene düzenlediği, kendisine Yılın Spora Adamı ödülünü takdim edeceği toplantıya da gelmedi... Ödülünü başkasına aldırdı... Yani bizleri bir kez daha rencide etti. TSYD yönetimi de buna tepki göstermedi.

Hiç bir şey olmamış gibi
İşte bunları anlatmak, biraz da sitem etmek için gittim önceki günkü TSYD kongresine... Faaliyet ve denetim raporlarının oylanmasından sonra söz isteyen var mı? denildi, el kaldırmadım, bekledim... Çünkü Okumuş'un bu konuda bir şey söyleyebileceğini düşünüyordum... Belki yönetim olarak o başkana "tavrınızı hoş bulmadık, üzgünüz" diye bir yazı göndermiş olabileceklerini, bunu da Okumuş'un açıklayabileceğini sandım.. Ama tekrar başkanlığa aday olduğunu genel kurula açıklarken de böyle bir olay yaşanmamış gibi davrandı...

Söz istedim vermediler
Bunun üzerine söz istedim... Divan Başkanı değerli meslek büyüğüm Çetin Gürel, eliyle bir işaret yapıp, "Söz isteme zamanı geçti... Artık konuşamazsınız, dilek ve temenniler bölümünü bekleyeceksiniz" dedi. "Sayın başkan, dilek ve temenniler bölümünde kongre salonunda sadece birkaç kişi kalıyor, yapmayın, söyleyeceklerim önemli" dedim. Yine de söz alamadım... Şaşırdım... Kongreler herkesin rahatça konuşabileceği, eleştirilerini, desteğini dile getireceği yerlerdir sanıyordum... Öyle de olmalıydı... Ama bizim dernekte öyle değilmiş; konuşamadım.

Nerede konuşacağız?
Oysa ben TSYD'yi bir aile, aile içinde yaşananları da "kol kırılır, yen içinde kalır" diye değerlendiriyordum. Kamuoyuyla paylaşmayı pek tercih etmezdim... Ama konuşma izni alamadığım kongrede, duayen spor yazarı Öcal Uluç'un yanına gittim... "Abi söz verilmiyor" dedim. O da "Zamanında söz almadım ki, senin konuşma isteğin usule aykırı" dedi... "Peki ben şimdi bunu burada değil de, gazetede mi yazayım?" dedim... "Evet, yaz..." dedi. Ben Öcal Ağabey'i çok sever, sayar, onun fikirlerine hep itibar ederim... O öyle dedikten sonra ben de yazmaya karar verdim... Kongrede usule aykırı davranmışım, özür dilerim... Şimdi usule göre davranıyorum... Ne yapayım herkes duysun...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA